cemaat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cemaat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2015 Pazar

"Cemaat"in hazin sonu

Sürur Öztürk

Cemaat, özeleştiri yapmaya ne kadar direnecek?
"Cemaat", çalışkan, fedakâr insanları, iç disiplini, sağlam ve yaygın teşkilatlanması, idealist yaklaşımları ve çağdaş yorumlarıyla, bu ülkeye ve bu millete gerçekten "hizmet" etme potansiyeline sahipti. Üstelik, devlet ve hükümetler nezdinde hiçbir cemaatin tesis edemediği kadar güven tesis etmişti; hiçbir cemaatin görmediği kadar destek görüyordu. Eğer Allah'ın, tarihin kendisine sunduğu bu fırsat ve imkânı gerçekten samimiyetle ülkemiz ve milletimiz için değerlendirseydi, hepimiz için gerçekten de "yeni bir dünya" kurabilirdik. 

7 Ocak 2015 Çarşamba

Cemaat’i “üst akıl” da kurtaramayacak

Sürur Öztürk

Her şey, rotayı AB'ye çevirmek içindi, yemedik
Evet, komisyon kararı, suçlananları aklamaz; ama bütün bu tilkilikler de Cemaat'i paklamaz...

AK Parti seçmen kitlesinin, yolsuzluk iddialarını örtbas etmek ya da yolsuzluğu meşrulaştırmak gibi bir eğilim taşıdığını düşünmek isabetli olmaz. Bana göre, seçmen kitlesi, yolsuzluk iddialarının ne kadarının doğru, ne kadarının yanlış olduğu konusunda yeterli bir kanaate sahip. Fakat bu kitle, şunu çok iyi kavramış durumda:

6 Ocak 2015 Salı

Gülerce’den Cemaate: Çiller, Ecevit, Demirel, Yılmaz dönemlerinde hiç yolsuzluk olmadı mı?

Hüseyin Gülerce
Eski Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, 17-25 Aralık operasyonlarının bir ‘darbe’ değil ‘yolsuzluk’ operasyonu olduğunu iddia eden Cemaat yazarlarına, "Çiller, Ecevit, Demirel, Yılmaz dönemlerinde hiç yolsuzluk olmadı mı?" diye sordu. Gülerce, “Yaa insanların gözü yaşarıyor ama sizin bu dürüstlüğünüz, cesaretiniz karşısında!..” diyerek, Paralel Yapı’nın iddialarını alaya aldı.

Sarıgül’ün siyasî hayatı biter

Şişli Belediyesi’nde yaşananları da değerlendiren Gülerce, Mustafa Sarıgül’ün Hayri İnönü’ye zorla istifa dilekçesi yazdırdığı iddiasının doğru olduğunun ortaya çıkması hâlinde Sarıgül’ün siyasî hayatının biteceğini söyledi.

21 Aralık 2014 Pazar

Hüseyin Gülerce, Cemaat’in hatalarını ve kaybettiklerini 20 başlıkta sıraladı

Hüseyin Gülerce
7 Şubat 2012 MİT krizinden sonra Samanyolu Yayın Grubu bünyesindeki Mehtap TV'de katıldığı programlarda Cemaat'in hatalarına işaret eden, 17 Aralık sürecinde de Zaman gazetesi ile Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Mütevelli Heyeti üyeliğinden istifa ederek, Beyaz TV'de yayınlanan "Ortak Akıl" programında Cemaat'e yönelik sert eleştirilerde bulunan Hüseyin Gülerce, bu haftaki programında, Cemaat'teki değişimi ve Cemaat'in kaybettiklerini 20 başlıkta sıraladı. Gülerce, şunları kaydetti:

28 Aralık 2013 Cumartesi

Cemaat, Sarıgül’e yolsuzluk garantisi verdi mi?

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmakta tereddüt eden Sarıgül’ün, “Cemaat” tarafından “Hiç korkma Sarıgül! Çünkü eğer senin onlarda dosyan varsa, onların da bizde epey dosyası var! Onlar seni o dosyalarla yıpratamadan biz zaten gerekeni yapacağız merak etme!” diye garanti verilerek ikna edildiği iddia ediliyor.

27 Aralık 2013 Cuma

Zaman gazetesi yazarı Gülerce: Erdoğan’a yapılan tertipleri hazmedemiyorum, kabullenmiyorum

Hüseyin Gülerce
Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, “Başbakan Erdoğan hakkında içeriden dışarıdan tertip yapılmasını, bir millet evlâdı olarak hazmedemiyorum, kabullenmiyorum” dedi.

Hüseyin Gülerce, twitter sayfasında yayınladığı mesajlarında şunları kaydetti:

Benim ülkemin Başbakan’ını yabancılar gönderemez

“Yargıdaki direncin hukuk ve adalet adına yapıldığına inanmıyorum. Savcılar, ellerinde kâğıtla inip bildiri okuyorsa, bu davranış militanlıktır. Başbakan Erdoğan hakkında içeriden dışarıdan tertip yapılmasını, bir millet evlâdı olarak hazmedemiyorum, kabullenmiyorum. Başbakan, gidecekse ya AK Parti kongresinde delegenin iradesiyle gider... Ya da sandıkta seçmen iradesiyle gider... Benim ülkemin Başbakan’ını yabancılar gönderemez. Demokrasi adına, insaf adına, vicdan adına tertiplere, provokasyonlara fırsat vermemeliyiz.”

Başbakan’ı devirmek için oğlunu “Çıkar amaçlı
suç örgütü kurmak”tan gözaltına alacaklardı

Hükümete yargı darbesi
Dosyasını Başsavcıdan gizleyip basına ve emniyete vererek suç işlediği için soruşturma dosyası kendisinden alınınca “yargıya müdahale ediliyor” diye basın açıklaması yapan Muammer Akkaş, Başbakan Erdoğan’ın oğlu Necmeddin Bilâl Erdoğan’ı gözaltına aldırmaya hazırlanıyordu.

Geçen yıl başlatılan ve Başsavcıdan bile gizli olarak yürütülen soruşturmada oğul Erdoğan, “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve kurulan örgüte üye olmak”la suçlanıyor.

Savcı Muammer Akkaş
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’ın imzasını taşıyan ve Erdoğan’ın ifadeye çağrıldığı “Çağrı Kağıdı”nda “gelmediğiniz takdirde zorla getirileceğiniz tebliğ olunur” ifadesi yer alıyor.

25 Aralık 2013 tarihli "Çağrı Kağıdı"nın fotoğrafı bu gün basına yansıdı.

(Yozgat Muhabir)

25 Aralık 2013 Çarşamba

İdris Naim Şahin AK Parti’den istifa etti

AK Parti Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin, partisinden istifa etti.

O da Hakan Fidan'dan şikâyetçi...
Şahin, AK Parti Genel Başkanlığı’na gönderdiği istifa dilekçesinde, kurucuları arasında yer aldığı AK Parti’nin, Türkiye’de pek çok değişim ve dönüşüme imza attığını, çok önemli kalkınma hamlelerini gerçekleştirdiğini belirtti.

“Bu başarı hikayelerinin bir yerinde olmaktan, yakınmadan, hep yakın olmaya ve yük almaya özen göstermiş olmaktan dolayı sevinç ve gurur duyuyorum” ifadesini kullanan Şahin, dilekçesinde şu görüşlere yer verdi:

24 Aralık 2013 Salı

“Makul Adam” Hüseyin Gülerce’den
6 maddede yangını söndürme önerileri

Hüseyin Gülerce
Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, AK Parti Hükümeti ile “Cemaat” arasında yaşanan gerilimin ortadan kaldırılması için twitter’da önerilerde bulundu.

Gülerce, çözüm yolunun açılması ve anlaşma sağlanması için  2 ayrı başlık altında 3’er maddelik toplam 6 öneride bulundu.

Gülerce, “Büyük yangın var” dedikten sonra şunları yazdı:

15 Ağustos 2013 Perşembe

Yıldıray Oğur’un “tasfiye” mesajı

Yıldıray Oğur
Eski Taraf yazarı Yıldıray Oğur, twitter sayfasında, “cemaat” mensuplarının bürokrasiden tasfiyesi konusunda “Stardan Nuh Yılmaz’ı MİT’in Basın Birimi’ne getirildi diye ajan ilan edenlere: Hakan Fidan’ın basın müşaviri Edip Ali Yavuz da Zaman kökenli / demek mesele cemaat değilmiş, sen hâlâ anlamadın mı? Bu tasfiyenin arkasında olduğu söylenen Fidan, en yakın çalışma arkadaşını tasfiye etmemiş. Manşetlik haber” diye yazdı.

(Yozgat Muhabir)

Bozdağ: Cemaatle aramızı bozmak isteyenler var

Bekir Bozdağ - Fethullah Gülen
Başbakan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, AK Parti Hükümeti ile Fethullah Gülen Cemaati arasındaki muhabbetin devam ettiğini ancak ilişkileri bozmak isteyenler olduğunu söyledi. Bozdağ, “Beyhude gayret içindeler. AK Parti de cemaat de fitne ateşi yakmak isteyenleri çok iyi tanır. Bunların niyet ve amaçlarını da biliyoruz” diye konuştu.

Yozgatlı gazetecilerden Ömer Şahin’in haberine göre Bozdağ, Radikal gazetesine yaptığı açıklamada, AK Parti’nin Gülen Cemaati’nin toplumdaki desteğini öğrenmek için anket yaptırdığı iddialarını da kesin bir dille yalanladı.

Ömer Şahin’in “Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Cemaatle aramızda sorun çıkması için uğraşanlar var” başlığıyla yayınlanan haberinin ilgili kısmı şöyle:

11’e karşı 7

İsimsiz bildiriyi bloglarında yayınladılar
AK Parti ile “Cemaat” arasında yaşandığı ileri sürülen uyuşmazlık konusunda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından, camaate yönelik suçlamalar hakkında yapılan 11 maddelik açıklamaya karşılık, kendilerini “Savunanlar” olarak tanımlayan kişiler, hükümete karşı cemaat tarafından dillendirildiğini ileri sürdükleri iddialara karşı 7 maddelik bir açıklama yayınladılar.

Açıklamayı yayınlayan ve isimlerini açıklamayan kişiler, kendilerini “AK Parti’yi eleştirmenin moda olduğu şu günlerde, milletin partisini savunmak için, karalamalara, iftiralara karşı yola çıkan bir grup AK Parti seçmeniyiz” diye tanımlıyorlar. savunanlar.wordpress.com adresinden yayın yapan blogda “Savunanlar’dan açıklama” başlığıyla yayınlanan bildiride, şu 7 iddia hakkında değerlendirme yapılıyor:

1. İddia: “Başbakan yanlış bilgilendiriliyor, Başbakan’ı dolduruşa getiriyorlar”
2. İddia: “Başbakan kimseyi dinlemiyor, bildiğini okuyor”
3.  İddia: “Başbakan eleştiriye kapalı”
4.  İddia: “Cemaat haksız yere eleştiriliyor, birtakım haksız ithamlara maruz kalıyor”
5.  İddia: “AK Parti cemaate karşı 28 Şubat benzeri bir operasyon yürütüyor”
6.  İddia: “Hükümetin içine sızmış ajanlar var”
7.  İddia: “AK Parti gider, cemaat kalır”

“Savunanlar”ın açıklaması şöyle:

Erdoğan, “Cemaat”in açıklamasından rahatsız

Tek cümlelik açıklama
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyunda ağırlıklı olarak “cemaat” diye tabir edilen Fethullah Gülen önderliğindeki “Hizmet Hareketi” adına Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından yapılan açıklamayı, “Böyle bir şeyin gazeteler aracılığıyla yapılmasını doğru bulmuyorum” diyerek değerlendirdi.

13 Ağustos 2013 Salı

Baransu: Erdoğan’la görüşme gergin geçti
Dumanlı: Sarılıp kucaklaştık, fitne çıkarma!

Mehmet Baransu
Taraf yazarı Mehmet Baransu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın gergin geçen bir görüşme yaptıklarını iddia etti.

Baransu, twitter sayfasında, “Basbakan Erdoğan ve Ekrem Dumanlı görüşmüş. Gergin geçen görüşme notlarını Ekrem Bey yazar mı acaba? Dinlediklerim doğruysa kavga çok büyük” diye yazdı.

Baransu, bu gün Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından yapılan ve “sert” olarak nitelendirdiği açıklamayı da “yalanlanmaya çalışılan görüşmede dile getirilen konulara da bir cevaptı aslında” diye yorumladı.

Dumanlı: Görüşme gergin geçmedi, sarılıp kucaklaştık

Ekrem Dumanlı ise Baransu’nun “görüşme gergin geçti” iddiasını yalanladı. Dumanlı,  “1- Bir kere Başbakanımız ile görüşme yeni değil. 2- Görüşme saygı-sevgi çerçevesinde oldu, dertleştik, ayrılırken de sarılıp kucaklaştık... Tezim belli: sorunumuz varsa oturur saygı-sevgi içinde konuşuruz. Dürüstçe dertleşiriz. Aramıza girip fitne çıkarmaya gerek yok. Mevzu budur!” diye yazdı.

O komutan İsmail Koçman’dı

İsmail Koçman
Eski 1. Ordu Komutanı İsmail Koçman’ın vefat ettiğini belirten Baransu, bu sebeple bir sırrı açıklamanın zamanı geldiğini ifade ederek, “İrticayla mücadele belgesi sonrası konuşan, ismini açıklamadığım kişi Koçman’dı. Kırgınlıkları vardı ve konuştu Belgeyi ilk kabul eden kişiydi” diye yazdı.

(Yozgat Muhabir)

Kurtulmuş: Ben böyle bir anket yaptırmadım

Kurtulmuş, Baransu'nun iddiasını yalanladı
Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un, “cemaat”in oy oranını tespit etmek için bir firmaya anket yaptırdığını iddia etti.

Numan Kurtulmuş ise, “Tarafımdan yaptırılmış ne böyle bir anket, ne de böyle bir konuşma söz konusu değildir. Bu tür iddia, dedikodu ve iftiraların benim tarz-ı siyasetim ve kişiliğimle uyuşmadığı da kamuoyunun malûmudur. AK Parti seçmenini ve milletimizi rencide edecek ve ülkemizin geleceğini riske atacak beyanlar ve dedikodulardan kaçınılması herkesin selâmetinedir” dedi.

Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu, “Gezi’nin arkasında cemaat var” başlıklı yazısının “Cemaatin oyu yüzde üç” ara başlığı altında, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un, “cemaat”in oy oranını tespit etmek için bir firmaya anket yaptırdığını iddia etti. Baransu, şunları yazdı:

Çakır: Demek ki fitne dışarıda değil içerideymiş

Ruşen Çakır
Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın “Yahu siz çekilin bir aradan” başlıklı yazısını değerlendirirken, “Demek ki fitne dışarıda değil içerideymiş” tespitinde bulundu.

“Hükümet ve cemaatin, 2007 seçimlerinden sonra ittifak hâlinde, başta ordu olmak üzere Türkiye’nin eski iktidar sahiplerini tasfiye etmeyi başardıklarını” ifade eden Çakır, “Mağluplar da yeniden kazanabilmenin yegâne yolunun galipleri birbirine düşürmek olduğunu pekâlâ biliyorlardı. Bu nedenle onların arasına nifak sokmak için ellerinden geleni yapmaları beklenirdi” tespitini yaptıktan sonra, “Ancak” diyerek şu değerlendirmede bulundu:

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Dumanlı: Dün AK Parti’ye ağır sözler söyleyenler bugün cemaati ötekileştirmeye kalkıyor

Ekrem Dumanlı
Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, yakın geçmişte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti aleyhine ağır sözler sarf eden gazeteci, siyasetçi ve bürokratların şimdilerde AK Parti’de baş tacı edildiğini ifade ederek, “Bozacılarla şıracıların el ele vererek AK Parti’ye şirin görünüp ‘cemaat’i ötekileştirmeye kalktığını” ileri sürdü. Dumanlı, “ ‘Eee siz nerdesiniz?’ diyorsanız cevabım net: Dün nerdeysek bugün de oradayız. Üzüntülerimize, burukluğumuza rağmen oradayız” diye yazdı.

Dumanlı, birkaç sene önce gazetelerini ziyaretinde Başbakan Erdoğan aleyhine ağır ifadeler kullanan bir siyasetçinin, şimdi AK Parti’nin önemli adamlarından birisi olduğunu;  son seçimlerden birkaç gün önce AK Parti aleyhine kendisine ağır sözler söyleyen ‘mühim bir köşe yazarı’nın şimdi el üstünde tutulduğunu; birkaç yıl önce “Bunların akıbeti Menderes’ten kötü olacak!” diyen “eski ülkücü” bir bürokratın, şimdi “cemaat” diye yaftalanıp tasfiye edilen meslektaşlarının koltuğunda oturduğunu; “Bu AKP’lilerden bir cacık olmaz, bunlardan sıtkım sıyrıldı” diyen bir gazetecinin de, tiksinerek bahsettiği partide şimdilerde baş tacı edildiğini; İstihbarat(lar)ın elinde melabe olmuş bir gazetecinin ise ‘cemaat’e karşı 28 Şubat gibi bir tasfiye yapıldığını ve bunun devam edeceğini gururla söylediğini kaydetti.

Dumanlı, “Yahu siz çekilin bir aradan!” başlıklı yazısında şunları yazdı:

Tevfik Diker, Fethullah Gülen Hocaefendi’ye sordu: Hocam, neden Türkiye’ye dönmüyorsunuz?

Tevfik Diker - Fethullah Gülen
19. ve 20. Dönem Milletvekili, akfikir.com’un Başyazarı Tevfik Diker, “Gülen Hocaefendi’ye açık mektup” başlıklı mesajında, Muhterem Hocam, hâlâ neden ABD’desiniz ve Türkiye’ ye dönmüyorsunuz? Soruma tarafınızdan bir cevap lutfedilirse ve izniniz olursa kamuoyuyla paylaşmak istiyorum” diye yazdı.

Tevfik Diker’in bazı web sitelerinde ve sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan mektubu şöyle:

6 Ağustos 2013 Salı

“7 Şubat krizi”nin arkasında cemaat mi vardı?

7 Şubat 2012’de, İstanbul’da özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya, KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski müsteşar Emre Taner, eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş ve iki MİT görevlisini ifade vermeye çağırmıştı. Ancak Hükümet, MİT’in arkasında durmuş ve Fidan’ı ifadeye göndermemiş, savcı Sarıkaya’yı görevden almış, çıkardığı bir yasayla da MİT mensupları hakkında soruşturma açılmasına dair düzenlemeler yapmıştı.

Yargı yoluyla MİT’e yapılan operasyonun bir sonraki adımında Başbakan Erdoğan’ın suçlu görülerek devrilmesinin planlandığı iddia edilmişti. Bu olay, Türk siyaset tarihine “7 Şubat krizi” olarak geçmişti.

Cem Küçük
Yeni Şafak gazetesi yazarı Cem Küçük, “7 Şubat tarihin kırılma anıdır” başlıklı yazısında, isim vermeden, Başbakan Erdoğan’a yönelik bu yargı operasyonunun arkasında Cemaat’in olduğunu ima etti. Küçük, “MİT, Kamu Güvenliği Teşkilatı ve İç İşleri Bakanlığı’nda kendilerine kadro isteyenler, bunları alamayınca önce Beşir Atalay’ı ve ardından Hakan Fidan’ı hedef tahtasına oturttular. Beşir Atalay’ı İrancı olmakla suçladılar. Hakan Fidan’ı PKK’yı koruyup kollamakla itham ettiler” diye yazdı. Küçük, 7 Şubat’ın, 1988 Özal suikastı da dahil olmak üzere yakın tarihin en önemli olayı olduğunu kaydetti.

Cem Küçük’ün yazısı şöyle:

Barlas’tan Dumanlı’ya cevap:
Cemaatler sivil toplum örgütü değildir

Mehmet Barlas
Sabah gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas, Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın “Medyanın siyasetle imtihanı” başlıklı yazısında “Ayıp ki ne ayıp” ara başlığı altında kendisine yönelik eleştirilere cevap verdi.

Barlas, yazısında, “genç ve nispeten az deneyimli” olarak nitelendirdiği Dumanlı’nın, Rasim Ozan Kütahyalı’nın imasına cevap verdiği bölümdeki “bazıları ne katılımcı demokrasiyi kavramış; ne de sivil toplum örgütlerinin, medyanın ve kanaat önderlerinin demokrasideki rolünü” ifadesine, “Cemaatler sivil toplum örgütü değildir” diyerek karşılık verdi.

Barlas, “Mesela sivil toplum kuruluşuna veya bir siyasî partiye üye iseniz, lideri de eleştirebilirsiniz. Ama bir cemaate mensupsanız sadece başbakanı eleştirebilirsiniz. Cemaatin yayın organlarında Başbakan’a “Diktatör” diyebilirsiniz, ama “Gülen neden ülkesine dönmüyor?” diye soramazsınız (...) “Gülen Cemaati”ne “Hizmet” denilirken Başbakan Erdoğan’ın ülkeye yaptığı “Hizmet”leri görmezden gelip, onu hedef alanlara kucak açılmasını anlamak kolay değil” diye yazdı.

Mehmet Barlas’ın yazısı şöyle: