7 Ocak 2015 Çarşamba

Cemaat’i “üst akıl” da kurtaramayacak

Sürur Öztürk

Her şey, rotayı AB'ye çevirmek içindi, yemedik
Evet, komisyon kararı, suçlananları aklamaz; ama bütün bu tilkilikler de Cemaat'i paklamaz...

AK Parti seçmen kitlesinin, yolsuzluk iddialarını örtbas etmek ya da yolsuzluğu meşrulaştırmak gibi bir eğilim taşıdığını düşünmek isabetli olmaz. Bana göre, seçmen kitlesi, yolsuzluk iddialarının ne kadarının doğru, ne kadarının yanlış olduğu konusunda yeterli bir kanaate sahip. Fakat bu kitle, şunu çok iyi kavramış durumda:

Türkiye'deki boyutuyla adına "Cemaat", uluslar arası boyutuyla da "Paralel Yapı" denilen organizasyon, birtakım yolsuzluk delillerini uzun ve sistemli bir çalışma ve kurguyla bir araya getirip, bunların toplamından bir dinamit yaptı. Bu dinamiti de, yolsuzlukları cezalandırmak için değil, bambaşka siyasî sebeplerle, Erdoğan kalesini fethetmek için, fitilini ateşleyip orta yere bıraktı.

Bu dinamitin patlamasından murad ettikleri şey, hırsızları, arsızları cezalandırmak değil, devletin siyasî rotasını değiştirmekti. Zira, bugün artık iyiden iyiye ortaya çıktı ki, "Paralel Yapı", dünyanın en büyük soygun şebekesi olan "Küresel Sermaye" ile işbirliği hâlinde... Hem uzun zamanlara yayılan gizli ve sistemli bir faaliyeti halka "yolsuzluklarla mücadele" olarak takdim edeceksiniz, hem de dünyanın en büyük küresel hırsızlarıyla, uluslar arası soyguncularla iş tutacaksınız...

Farz edelim ki birkaç bakan, birkaç milletvekili, gerçekten de yolsuzluk yapmış olsun. Eğer gerçekten yapmışlarsa, hiç şüpheniz olmasın, önünde sonunda cezalarını çekerler. Çekeceklerdir. Zaten, isimleri o kadar lekelendi ki, bu kadarı bile bir "ceza" olarak onlara yeter. Artık kolay kolay iflah olmazlar...

Fakat AK Parti seçmeni, bu yolsuzluk dinamitini orta yere bırakanların bizzat kendilerinin birer soyguncu, hırsız ve arsız olduklarını da gördü ve isabetli bir tercihte bulunarak, her şeye rağmen, partisini desteklemeye devam etti. Bu tavır, yolsuzluk yaptıkları iddia edilenleri aklama eğilimi değil, sağ gösterip sol vurmak isteyen tilkilerin, çakalların, yılanların, çıyanların tuzaklarını fark etmekten kaynaklanan siyasî bir tavırdı... Hiç merak etmeyiniz, halk, kimin hırsız olduğunu biliyor; ama birkaç hırsızın bir dinamit olarak kullanılıp, Türkiye'nin uluslar arası güçler tarafından, siyasî ve ekonomik olarak havaya uçurulmasına da rıza göstermiyor... Buna "basiret" denir... Biz, "Cemaat"in devasa yolsuzluklarını bilmiyor muyuz? Siz bilmiyorsanız, biraz daha bekleyiniz. Yolsuzluk ne imiş, tertemiz gözükenler aslında ne kadar kirliymiş, göreceksiniz...

"En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?.."

Hiç yorum yok: