31 Mart 2009 Salı

Yozgat Milletvekili Ekici: Yazıcıoğlu, hep milletine hizmet eden bir Anadolu çocuğuydu

Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinden Yozgat’ın Yerköy ilçesine giderken geçirdiği helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, bu gün TBMM’de düzenlenen törenin ardından son yolculuğuna uğurlandı.

Yazıcıoğlu’nun cenaze törenini canlı olarak yayınlayan TRT, bu yayınında Yazıcıoğlu’nu yakından tanıyan siyasetçilerle canlı yayında yapılan röportajlara da yer verdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici de, TRT muhabirinin sorularını cevaplarken, Muhsin Yazıcıoğlu hakkındaki düşüncelerini anlattı

Yazıcıoğlu ile münasebetinin 18-19 yaşlarında başladığını belirten Ekici, “Aynı davanın mücadelesini verdik, aynı inançların kavgasını verdik” dedi. Ekici, şunları söyledi:

Büyük bir siyaset adamını kaybettik

“1978 yılında ben Gençlik Kolları Genel Başkanıyken, Muhsin Bey, Ülkü Ocakları Genel Başkanıydı. Biz beraberken çok yoğun bir mesai verdik. Daha sonra siyasî hayatımızda, cezaevi hayatımızda birlikte olduk, kaçaklığımızda birlikte olduk. Dolayısıyla, teessürümüz çok büyüktür. Kişisel üzüntüler bir tarafa, kişisel üzüntülerinizi belki içinizde yaşıyorsunuz ama, benim en büyük üzüntüm, Türk Milleti gerçekten Anadolu’nun yetiştirdiği, tüm özellikleriyle Anadolu’yu yaşayan, Anadolu’yu yaşatan ve Anadolu için yaşayan bir Anadolu çocuğunu, büyük bir devlet adamını, bir siyaset adamını kaybetmiş olmasıdır. Gerçekten çok hüzünlüyüz ve yüreğimiz yanıyor desek yeridir.”

Mehmet Ekici, TRT muhabirinin, “Muhsin Yazıcıoğlu’nu toplumun her kesimi tarafından sevilen birisi yapan nedir sizce?” sorusunu da şöyle cevapladı:

Anadolu insanının bütün özelliklerini taşıyordu

“Muhsin Yazıcıoğlu’nu çok sevilen bir insan yapan özelliği, onun bu ülkenin gerçek bir çocuğu olmasıdır. Bu çok önemlidir. Acılarıyla, sevinçleriyle, zevkleriyle, zaaflarıyla Anadolu’yu temsil eden, bu milleti temsil eden bir kişiliktir Muhsin Bey. Dolayısıyla halktan biridir. Hiç halkından kopmamış, hep halkının içinde olmuş, hep halkla beraber olmuş ve hep halk için, Türk Milleti için çalışmış bir insandır. Bu insanlar sevilir. Bu insanların aldığı oyların hiç önemi yoktur. Bu insanların siyasette işgal ettiği yerin hiç önemi yoktur. Bu insanların, Türk Milleti için yaptıkları hizmet önemlidir, Türk Milleti’ne koydukları ufuk önemlidir, Türk Milleti için düşünceleri, projeleri ve planları önemlidir. İşte Muhsin Yazıcıoğlu’nu - bakın şu kalabalığa – insanlar gerçekten hüzünlü. Çok çeşitli siyasî partilerden insanlar gerçekten bir kardeşlerini kaybettiler. Bunun farkındalığını yaşıyor insanlar. Dolayısıyla, işte fark budur. Anadolulu olmak, Anadolu’nun herhangi bir şehrinde doğmak anlamında değildir. Anadolu’nun tüm özelliklerini taşımak, Anadolu için yaşamak, Anadolu’yu yaşatmak için çalışmak. Muhsin Beyin kendi hayatına baktığınız zaman, çocuklarına bile yeterli ilgiyi gösterememiş bir insan portresi görürsünüz. Eşiyle, çocuklarıyla rahatça oturamamış bir insan portresi görürsünüz ve her zaman, siyaset yaparken bile partisi veya partiler önemli değil onun için; yani, ülkenin geleceği önemli. Gelecekte, nasıl bir ülkede, çocuklarımızı nasıl yaşatacağımız önemli. Dediğim gibi, oyla, işgal ettiği konumla değil, kalplerdeki durumuyla onu değerlendirmek daha doğru olur. İşte, Muhsin Yazıcıoğlu’na bu sevgi selinin oluşmasının temel sebebi de budur.”

TRT muhabirinin, cezaevinde işkence görmüş olmasına rağmen, çıktıktan sonra ‘ben ülkeme, devletime küsmedim’ dediğini hatırlatması üzerine Ekici, şunları söyledi:

Gördüğü zulümden bile şikâyetçi olmadı

“Kendi kuşağımız içerisinde bu böyledir. Bakın, bizim kuşağımız, bu cezaevi hayatını hep birlikte yaşamış bir kuşaktır. Acı, işkence, zulüm, hiç ummadığınız derecede zulüm ve hiç ummadığınız yerlerden zulüm görmüş olmanız, sizin devlete olan bağlılığınızı, milletinize olan sevginizi, vatanınıza ve yurdunuza olan bağlılığınızı yok etmediği zaman siz gerçek anlamda bu ülkeyi seviyorsunuz, bu milleti seviyorsunuz ve bu devleti seviyorsunuz anlamına gelir. Muhsin Yazıcıoğlu, müteveffa, bugün rahmet-i Rahman’a ulaşan Muhsin Yazıcıoğlu, bu jenerasyonun en önemli temsilcilerindendir. Bakın, Mamak Askerî Cezaevi’nde, Avrupa Birliği’nden gelenler ‘Bir şikâyetiniz var mı?’ diye sorduğunda, “Bu işler Türk Devleti’nin işidir, sizi ilgilendirmez” diyecek kadar yürek sahibi bir jenerasyondan bahsediyoruz. Ülkesini şikâyet etmeyen, gördüğü zulmü bile şikâyet konusu yapmayan bir memleket sevdası. İşte Anadolu dediğim bu, ‘Anadolu çocuğu olmak’ dediğim bu benim.”

Hiç yorum yok: