Obama - Erdoğan |
Amerika’da Obama, Türkiye’de Tayyip Erdoğan’a oy veren
biri olarak, her iki ülke liderinin farklı yönlerini, farklı bir tarzda ele
almak istedim. Zor bir alanda kalem oynattığımın farkındayım. Tespitlerim doğru
ya da yanlış, abartılı ya da eksik olabilir ki subjektif değerler söz konusuysa
bu kuvvetle muhtemeldir.
Neticede bunlar, şahsi gözlem ve tecrübelerimi, esprili
olduğu kadar çarpıcı bir üslupla yansıtmaktan başka bir gaye ve mana taşımıyor.
Farklılıklardan ibret almaya, inceliklerin keyfini çıkarmaya, sözün özüne varmaya çalışalım.
Her iki lider de halkının yarısından çoğunun oyu ile
seçilmiş seçkin insanlardır. Yaş, çevre, yetişme tarzı ve fıtrat farkı gibi
şahsi özellikler yanında, aralarındaki temel farkların, kendilerinden değil,
ait oldukları toplum, kültür ve sistemden kaynaklandığını da göz ardı
etmeyelim. Liderler arasındaki bu farklılıklar aslında, ABD ve Türkiye’nin
ülke, insan, kültür ve politika farklılıkları aynı zamanda.
1 -KARİZMA: Obama’nın karizması kendindendir, Erdoğan
karizmanın kendisidir!
2- LİDERLİK: Obama; zirvede, az rakipli, devrini
yitirmeye yüz tutmuş bir ülkenin başkanıdır. Erdoğan’sa zirve yolunda, çok
rakipli, devrini yakalamış bir ülkenin başbakanı.
3- TARZ: Obama sırasıyla a) İhtimalleri değerlendirir, b)
Raporlara bakar, c) Uzmanları dinler, d) Muhalefetle tartışır, e) Karar verip
uygular. Erdoğan sırayı tersine işletir.
4- GEÇMİŞ: Obama; göçmen çocuğu “yarım Amerikalı”, annesi
“yarım siyah”, babası Müslüman ve dindar olmayan “yarım Hıristiyandır”.
Erdoğan’ın hayatındaysa “yarım” yoktur.
5- HİTABET: İkisi de iyi hatiptir. Obama önce akla, sonra
gönle seslenir. Konu ve sürenin dışına çıkma ihtimali düşüktür. Erdoğan önce
gönlü, sonra aklı hedefler. Konu ve sürenin dışına çıkma ihtimali yüksektir.
6- GÜÇ: Obama, süper güçlü bir ülkenin, kendi ayakları
üstünde durmaya çalışan başkanıdır. Erdoğan’sa kendi ayakları üstünde durmaya
çalışan bir ülkenin süper güçlü başbakanıdır.
7- BAŞARI: Obama, ABD’nin sarsılan ekonomisi ve yıpranan
imajını durdurursa başarılı, Erdoğan’sa Türkiye’nin düzelen ekonomisini ve
parlayan imajını durdurursa başarısızdır.
8- HEDEF: Obama, ülkesini, bir önceki başkan hariç (Oğul
Bush) eksi dört başkanın (Clinton, Baba Bush, Reagan, Carter) parlak zamanına
geri döndürmeyi; Erdoğan’sa ülkesini, bir önceki başbakan (Gül) hariç, eski
dört başbakanın (Ecevit, Yılmaz, Erbakan, Çiller) sarsıntılı zamanlarına geri
döndürmemeyi hedefler.
9- SEVGİ: İkisini de seven çoktur ama hiçbir Amerikalının
Obama için canını verme ihtimali yoktur. Erdoğan içinse canını feda edenler
çıkabilir.
10- NEFRET: İkisinin de nefret edeni çoktur ama kimse
Obama’yı öldürmeye kalkmamıştır. Erdoğan içinse suikast planları yapılmıştır.
11- GÜVEN: Seçmenleri Obama’ya değil, sisteme güvenir ve
her şeyi başkandan beklemezler. Erdoğan’ın seçmenleri ise sisteme değil,
Erdoğan’a güvenir ve her şeyi başbakandan beklerler.
12- İKİ SORUN: Obama ırkçılığı, Erdoğan vesayeti yenerek
ülkesinin lideri oldu ama iki halk da biliyor ki iki çiçekle bahar gelmez!
13- ZENCİLİK: Dün, birisi Amerika’nın, diğeri rejimin
zencisiydi. Bugün, ikisi de zor bir süreci geçerek lider oldu. Yarın, Obama’nın
zenci kalacağı kesin, Erdoğan’ınki değil.
14- DÜNYA: Obama, Avrupa’da hayranlık duyulan, Afrika’da
sevilen, Asya’da idare edilen, Ortadoğu’da sevilmeyendir. Erdoğan’sa
Ortadoğu’da hayranlık duyulan, Asya’da sevilen, Afrika’da idare edilen ve
Avrupa’da sevilmeyendir.
15- MUHALEFET: Obama’nın ülkede iki, Kongre’de bir
muhalif partisi vardır ama kök söktürürler. Erdoğan’ın ülkede yirmi küsür,
Meclis’te 3 muhalif partisi vardır ama etkili değillerdir.
16- PARTİ İÇİ MUHALEFET: Obama’nın vekillerinin,
eyaletleri için, Obama’yı harcama ihtimalleri yüksektir. Erdoğan’ınkilerin
şehirleri için harcanmayı göze alma ihtimalleri düşüktür!
17- POLEMİK: Obama, muhalefetle kamuoyu önünde tartışmaz
ama arka planda kuyusunu kazar. Erdoğan’a her yer Trabzon’dur!
18- OY ORANLARI: Obama’nın, muhalefete şiddeti arttıkça
ve ses tonu yükseldikçe oyu azalır. Erdoğan’ın, muhalefete yüklendikçe, sesi sert
çıktıkça oyu yükselir.
19- ZENGİNLER: ABD’de sermaye yelpazesi geniştir. En
zenginlerle Obama arasında ilan edilmiş bir savaş yoksa da gizli bir mücadele
vardır. Türkiye’de ise yelpaze dardır, savaş vardır ve açıktandır.
20- BÜROKRATLAR: Amerika’dakiler Obama’yı sevmez ama
direnmezler. Onun için Başkan çoğunlukla by-pass yapmaz. Türkiye’dekiler de
Erdoğan’ı sevmez ama direnirler, onun için de Başbakan çoğunlukla by-pass
yapar.
21- ADAM SEÇİMİ: Obama, adam seçerken, liyakatine göre
sıralayıp varsa kendine en sadakatlisini, Erdoğan’sa kendine sadakatine göre
sıralayıp varsa en liyakatlisini seçer.
22- VEKİL: Obama, senatör ya da vekil seçiminde minimum
söz sahibidir. Erdoğan ise maksimum... ABD’de vekiller, başkandan çok seçmenine
bağlılık duyar. Türkiye’de öncelik tersinedir.
23- KANUN: Obama Beyaz Saray’da taslak hazırlatır, aylar
sonra Kongre’den, aylar sonra da Senato’dan belki geçerse kanunlaşır.
Erdoğan’ın hazırlattığı tasarı, bazen bir gecede kanun olur.
24- GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ: Obama için sıralamada çok şey
değişmeyecek: Senatör-Başkan-Senatör. Erdoğan içinse değişiklik büyük: Belediye
Başkanı-Başbakan-Cumhurbaşkanı…
25- PARTİ: Obama’yı dün de bugün de yarın da partiden
çekip alsanız, Demokrat Parti öylece kalır. Erdoğan’ı dün alsaydınız AK Parti
olmazdı, bugün alsanız parti kalmaz, yarının cevabı ise bilinemez!
26- SEÇMEN SADAKATİ: Obama yeni parti kursa eski
seçmeninin yüzde 5’i ya gelir ya gelmez. Erdoğan, yüzde 95’ini yanında götürür.
27- RİSK ALMA: Obama çoğunlukla risk almaz, Erdoğan çoğunlukla
alır. Obama’nın alacağı riski devlet belirler, devletin alacağı riski Erdoğan
belirler.
28- AÇIKLAMA: Obama’nın açıklamaları, olabildiğince geç,
yavaş, muğlak, sığ, abartısız, tarafsız, temkinli, yumuşak, planlı ve
koordinelidir. Erdoğan’ınkilerse alabildiğine erken, hızlı, açık, derin,
abartılı, taraflı, dobra, sert, doğaçlama ve bireyseldir.
29- AÇIK KAPI: Obama hem dost hem de düşmanıyla
ilişkilerinde, her an dönebilecek bir açık kapı mutlaka bırakır. Bu onun işini
kolaylaştırır. Erdoğan’ın dostu dost, düşmanı düşmanıdır, geri dönecek açık
kapı çoğunlukla yoktur. Bu, işini zorlaştırır.
30- HAYAT: Obama 52, Erdoğan 59 yaşındadır. İkisi de
evlidir ve iki kızları vardır (Erdoğan’ın iki de oğlu var). İkisi de gençlik
yıllarında aktif spor yaptı. Obama basketbol, Erdoğan’sa futbol oynadı. Obama
hukuk, Erdoğan iktisat eğitimi aldı.
31- SİYASET: Obama’yı başkanlığa çıkaran rampa, bütün
siyasi tecrübesini borçlu olduğu İllinois eyaletidir. Erdoğan’ı başbakanlığa
taşıyan köprü ise aktif siyasetle tanıştığı İstanbul’dur. Obama, hukukçu ve
akademisyenlikten, Erdoğan ise iktisatçı ve iş adamlığından siyasete geçti.
32- SEÇİM: Obama, 100 yıllık kadim bir partide, önce
Hillary Clinton gibi eski başkan eşini, sonra da McCain gibi efsane gaziyi
yendi. Tek rakip partiye karşı yüzde 51 oy aldı. Erdoğan’sa yeni partisini
kendi kurdu, içlerinde başbakan çıkarmışlar dahil 20 partiye karşı yüzde 50 oy
aldı.
33- SEYAHAT: Obama başkanlığı süresince, 42 farklı ülkeye
toplam 61 ziyarette bulundu. Erdoğan’sa 81 farklı ülkeye toplam 234 seyahat
gerçekleştirdi. Obama, Türkiye’ye bir kez, Erdoğan ABD’ye 14 kez gitti.
34- MESAİ: Obama, yurtiçinde birkaç, yurtdışında onlarca
büyük sorunla uğraşır. Erdoğan’sa yurtiçinde onlarca, yurtdışında birkaç dev
sorunla mücadele eder.
ÖZET: İkisi de olağanüstü ülkelerin olağandışı
liderleridir ama bir olağanüstü farkla... Biri Amerikalı, diğeri Türk’tür.
(Aksiyon dergisi - 5 Ağustos 2013)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder