20 Kasım 2010 Cumartesi

MHP’nin Yozgat’taki başarısızlık hikâyesi: BESET

Yozgat gazetesinin sahibi Osman Hakan Kiracı, temeli MÇP Yozgat Milletvekili Alparslan Türkeş ve dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından atılan ve Yozgat Belediyesi’ni hâlâ devam eden bir borç sarmalının içine çeken BESET’in hikâyesini yazdı.

İşte, Kiracı’nın belgesel niteliği taşıyan “Geçmişten bugüne ‘Beset’ hikâyesi” başlıklı yazısı:

Geçmişten bugüne “Beset” hikâyesi

Finali nasıl tamamlanacak bilemiyorum. Ama Yozgat gündeminde bugünlerde sıkça konuşulduğu için şu bizim Yozgat’ın kronikleşmiş hikâyelerinden biri olan “Beset” hikâyesini gözlemlerimiz ışığında bir de ben anlatmak istiyorum size...

Aslında “Beset” hikâyesi de Yozgat’ın tarihten bugüne kadar yaşadığı hemen hemen Yozgat kamuoyunda aylarca ve yıllarca tartışılan her senaryo gibi, hem trajik, hem de ibretlik bir hikâyedir.

Yozgat’ın makus tarihine not düşebilmek adına gerçekten yaşanmış “Beset” hikâyesini bir kere daha birlikte hatırlamakta yarar görüyorum. Gelelim, hikâyemizin özetine…

Tarih; 80’li yılların sonu veya 90’lı yılların başları. MHP’nin Yozgat Belediyesi’nde iktidar olduğu ve rüzgârının tüm şiddetiyle estiği, yanlış hatırlamıyorsam galiba 1991 genel milletvekilliği seçimlerine yaklaştığımız günler.

1989 yerel ve 1991 genel seçimleri öncesinde MÇP ( o günkü MHP’nin adıdır) Yozgat halkının karşısına büyük bir vaadle çıkıyor. Yozgat’ta hayvancılığı geliştirmek ve işsizliğe de kısmen çözüm bulabilmek amacıyla Kırıklı mevkiinde dev bir “Et entegre” fabrikasının kurulacağını ilân ediyor.

İşin güzel yanı, dev tesiste en az 500 kişinin çalışacağı ve ayrıca ”Yap - İşlet - Devret” modeliyle kurulacağı da açıklanıyor. Seçim propagandalarında ve beyannamelerinde deniliyor ki;

“Fabrikayı Fransız DRE fabrikası kuracak.. 10 yıl Belediyeye kira bedeli de ödenmek şartıyla çalıştırılacak.. Burada kesimi yapılacak et ürünleri, Ortadoğu’ya bile ihraç edilecek.. 10 yılın sonunda fabrika bedelsiz olarak Belediyeye devredilecek. Yozgat Belediyesi, bu sayede firmaya tahsis edeceği sadece bir arsa karşılığında koca bir fabrikaya bedavadan sahip olacak“

Bu güzel vaadin söylendiği dönemde MÇP, 1991 seçimlerine RP ve IDP ile oluşturulan o malûm kutsal ittifakla giriyor. MHP lideri merhum Alpaslan Türkeş ise, Yozgat’tan liste başı adayı olarak milletvekili seçiliyor.

Belediye, bu arada yani seçimlerden önce kısa adı “Beset” olan “Belediye Et ve Süt Ürünleri Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi”ni kuruyor. Sonra fabrikanın kuruluş hazırlıklarına başlanıyor. Beset, Mazhar-Mühür Ltd. Şti. aracılığıyla “Yap - İşlet – Devret” modeli çerçevesinde Fransız Danto Roocat Enteprise firması ile sözleşme imzalıyor.

Öte yanda 1991 seçimlerinin hemen ardından kurulan DYP-SHP koalisyon hükümetinin üçüncü bacağını oluşturan MÇP’nin lideri ve Yozgat Milletvekili merhum Alpaslan Türkeş, Beset’in temel atma törenine dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i davet ediyor.

Çiller ve Türkeş, 1994 yılında Beset’in temelini birlikte atıyor. Dev tesisin inşaatına törenle başlanması Yozgat’ta adeta bayram sevinci yaratıyor.

Fabrika, 3 yıllık süreçte 163,7 milyon Fransız frangı ( o günkü kura göre , 39 trilyon lira veya 28,5 milyon dolar ) harcanarak tamamlanıyor.

Ama bu süreçte, yıllar sonra öğrendiğimize ve iddialara göre, fabrika sözleşme hükümleri değiştirilerek “Yap-İşlet-Devret” modeliyle değil, Belediye bir tür IMF modeliyle borçlandırılarak inşa ediliyor.

IMF modelini örnek vererek vurgulamak istediğim şu: Hazineye borçlandırılan Belediyenin dış kaynaklı hazine kredisi, hem yüksek faizle, hem de kur garantisiz (değişken) faizle temin ediliyor.

İşte, bu vahim kredi anlaşması neticesinde de Yozgat Belediyesi’nin kucağına bırakılan ve 1997’de ( 163,7 milyon Fransız frangı, 39 trilyon Türk Lirası veya 28,5 milyon dolar) olan borç, yüksek faizin işlemesinin yanı sıra, 2001 krizindeki anormal kur dalgalanmasıyla 6 yılın sonunda 79 trilyon TL’ye (52 milyon dolara) fırlıyor.. Ve bu arada, o malûm sözleşme hükümleri değiştirilmiş olmalı ki; fabrikayı kurup işletecek ve 10 yıl sonra da Belediyeye devredecek olan firma, Hazineden krediyi aldıktan sonra sırra kadem basıyor.

Fabrikayı çalıştırmayı gözüne kestiremeyen Belediye, Beset’e işletmeci arıyor. 2000 yılında % 25 yıllık kâr payı karşılığında PINAR Anadolu’ya kiraya veriyor.

Peşinden seçimler geliyor. 2003’de genel, 2004’de de yerel seçimler öncesinde gündemin en önemli konusunu yine BESET oluşturuyor.

Tam o günlerde Beset’in Hazine’ye olan ağır faturasının taksitlerini ödeyemeyen Belediyenin bütün mal varlıklarına haciz konuluyor.

Belediye, haciz şokunu yaşarken, 2003 sonbaharında genel, 2004 ilkbaharında da yerel seçimler kapıya dayanıyor.

AKP’nin liste başı milletvekili adayı, Beset’in mimarlarından Mehmet Erdemir, Belediye Başkan adayı da Yusuf Başer oluyor..

AK Parti’nin bütün adayları ve sorumluları, seçim kürsülerinde koro halinde bakın ne diyorlar; Şimdi de o sözleri hatırlayalım:

“Belediyenin sırtındaki bu ağır borç yükü ile haczi ancak iktidar kaldırır. Muhalefet partileri hiçbir şey yapamaz. Belediyeyi borçtan ve hacizden kurtarmak için oylarınızı AK Parti’ye vermeniz gerekir”

Ve Yozgatlının oyları AK Parti’ye akıyor, her iki seçim de, AKP adına zaferle noktalanıyor.

Peki, AK Parti’nin iktidarda olduğu ve rüzgârının estiği seçimlerin ardından 6-7 yıllık süreçte ne yapılabiliyor?

AK Parti iktidarı, Türkiye’deki bütün Belediyelere yaptığı gibi, Yozgat Belediyesi’nin faizlerle daha artan ve 80 trilyon Lirayı aşan hazine borcunu da yapılandırıyor.
Yeni yapılandırmayla birlikte Hazine’nin Belediye’nin mal varlıkları üzerindeki haczi kaldırılıyor. AK Parti iktidarının Yozgat Belediyesi’ne en büyük iyiliği, haczi kaldırmak oluyor.

Haciz kalkınca da Belediye, bir kısım borçları ve personelin maaşlarını ödeyebilmek için kentte para edecek ne kadar arsası varsa çoğunu satıyor.. Satıyor ama borçları bir türlü kapatamıyor..

Belediye, Hazine, Tedaş, Maliye, SGK ve diğer kurumlara olan borçlarla bunalıyor.
Hazine’ye Beset’ten dolayı 65 milyon (trilyon) borcu kalan Belediyenin Maliye’ye de 12 milyon (trilyon ) borcu bulunduğu bildiriliyor.

Yine bir şey satmak gerekiyor ki; görülen lüzum üzerine Beset’in et ve süt entegre tesisi elden çıkarılmak isteniyor. Satışına karar verilince “Daha uygun rakama satılır” diye Et ve Balık Kurumu’na öneriliyor.

Tarım Bakanı, tesisi incelemek üzere Yozgat’a geliyor.

Edinilen bilgilere göre, Belediye ile Et ve Balık Kurumu arasında mutabakat sağlıyor.
Ama ,anlaşma nasıl sağlanıyor? Bilinmiyor..

Yozgat kamuoyunda Beset’in hazineye olan 65 milyon (trilyon) borcuna karşılık satılması bekleniyor. Ama buna karşın kamuoyunda farklı söylentiler de dolaşıyor. Deniliyor ki;

“Beset, 65 milyon Lira etmez. Zaten çok pahalıya mal edilmiş, etse etse bugünkü değeri 15 milyon Liradır. Et Balık Belediyenin 12 milyon Lira Maliye’ye olan borcunu ödesin. Beset, Maliye borcu ile takas edilsin. Bu iş bitirilsin.”

Böyle söyleniyor. Dahası, Belediyenin Et ve Balık Kurumu dışındaki hiçbir yerden Beset’i işleten Pınar’a dahi fiat teklifinde bulunmadığı ileri sürülüyor.

Ve nihayet, Yozgat’ın “Beset” hikâyesinde sona yaklaşılıyor. Öyle anlaşılıyor ki, bayramdan sonra Beset’in finalini hep birlikte seyredeceğiz.

İşte böyle... Bilmem anlatabildim mi, şu bizim meşhur Beset hikâyesini.. Ne ilginç, ne trajik, ne ibretlik bir hikâye, değil mi ?
Yozgat’ta bundan 20 yıl öncesinin siyasî aktörleri, bir seçim vaadi olarak “Yap-İşlet-Devret” modeliyle bir fabrikaya kurmayı planlayacak.. Projenin malî boyutu sonradan IMF modeline dönüştürülecek. 20 trilyona mal edilecek fabrika, Yozgatlıya 39 trilyona fatura edilecek. Sonu düşünülmeden alınan IMF modeli kredi yüzünden dış kaynaklı Hazine borcu, 79 trilyon Liraya yükselecek.

Eğer söylentiler doğru ise, 65 trilyon Lira borcu kalan koca fabrikayı kiralık çalıştıran Pınar’dan teklif alınmaksızın doğrudan Et ve Balık Kurumu’na Maliye’nin borcunu kapatmak için 12 trilyon Liraya veya bu civarda bir rakama satılmasına rıza gösterilecek.

Sonra da bu tesisten bakiye kalacak 50 küsur milyon Lirayı da yine İller Bankası’ndan Yozgatlıya hizmet verilmek üzere gönderilecek aylık ödeneklerden yapılacak kesintilerle ödetilmesine olanak sağlanacak. Açıkcası bu Beset hikâyesinin ağır bedeli endirekt yollardan yine Yozgatlıya ödettirilecek..

Ne enteresan bir hikâye değil mi? Ve de ne güzel bir memleket değil mi bu bizim memleketimiz?

Halkının seçim dönemlerinde figüran olarak kullanıldığı, siyaset aktörlerinin böyle yaşanmış ilginç hikâyeler yazdığı başka kaç memleket vardır bu ülkede?

Söyler misiniz bana, böyle bir hikâyeyi başka bir memlekette yaşasaydınız okuyabilir miydiniz?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

MHP nerede başarılı olmuşki Yozgat'ta başarılı olsun.
Bana bir tane başarılı MHP li Belediye gösterin.
Bir tana MHP'nin hakim olduğu KİT gösterin.
Adapazarı şeker Fabrikası MHP lilerin elindeydi battı.
Amasya Şeker Fabrikası MHP lilerin elindeydi,battı.
Kayseri ve Boğazlıyan Şeker MHP lilerini elinde,o da batmak üzere.
MHP'de herkes REİS.Kimse iş yapmaz.