14 Mayıs 2010 Cuma

Skandal görüntülere Erdoğan’ın yorumu: Eşlerine ihanet edenleri mağdur olarak gösteremeyiz

Başbakan Erdoğan, “Eşlerine ihanet edenleri biz hiç bir zaman bu toplumun içinde mağdur olarak göremeyiz. Mağdur olarak da kimseye gösteremeyiz. Böyle bir gayretin içinde de olamayız” dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin özellikle toplumsal ahlâk değerleri açısından bir erozyona uğratılmak istendiğini belirterek, “En büyük tehlike aslında buradadır. Yani, bu işleri meşru görme gayreti içerisinde olanlar var. En tehlikeli olan yan burasıdır” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan’a gitmeden önce Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu ve muhabirlerin sorularını cevapladı.

Bilgi ve belge varsa neden yargıya taşımadı?

Başbakan Erdoğan, bir muhabirin, “Eski CHP Genel Başkanı istifa etmişti, o istifa sürecinde sizin o malûm görüntülerle ilgili bir talimat verdiğiniz haberleri basına yansımıştı. Böyle bir talimat var mı? MİT’ten gelen bir haber var mı, yapılan inceleme sonucuna ilişkin? Şu anda CHP’de ‘lider kim olacak’ tartışmaları yapılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi geçiyor, Deniz Baykal’ın da geri dönebileceği konuşuluyor. Sizin yorumunuz ne? Geri döner mi Deniz Baykal?” şeklindeki sorusuna şu cevabı verdi:

“Ana muhalefetin içerisinde ne olur, ne olmaz, o beni ilgilendirmiyor, bizi ilgilendirmiyor. Fakat MİT ile ilgili bizim talimat verip vermediğimiz noktasında herhalde MİT’i ana muhalefet lideri yönetiyor. Öyle anlaşılıyor. Ne olup ne bittiğini de gayet iyi biliyor. Madem biliyor, ‘bilgilerim var, belgelerim var’ diyordu, bu bilgileri belgeleri niçin bugüne kadar yargıya taşımadı?

Komplo dedi ama inkâr etmedi

Hep söylediğimiz şey şudur: Sayın Hikmet Sami Türk, gayet güzel bir tespit yaptı. Baştan itibaren hep ‘komplo, komplo, komplo’ dedi. Komplo dediyse, bu gizli buluşma iddia ediliyorsa, iddia edildiği gibi gerçekten gerçekleştiyse ki şu ana kadar ana muhalefet lideri böyle bir şeyi yapmadığını da söylemiyor. İsmi geçen diğer isim, o da söylemiyor. Kaldı ki, biz bu işin içerisinde olmayacağımızı başından beri söyledik ama zorla bizi de bu işin içerisine sokma gayretine girdiler. Ve ister istemez kenarından köşesinden bizi de buna bulaştırıyorlar.

Asıl tehlike ahlâkî erozyon

Benim en çok üzüldüğüm konu şudur; Türkiye’nin özellikle toplumsal ahlâk değerleri açısından bir erozyona uğratılma gayreti var. En büyük tehlike aslında buradadır. Yani, bu işleri meşru görme gayreti içerisinde olanlar var. En tehlikeli olan yan burasıdır.

Bu milleti ayakta tutan en önemli güç toplumsal ahlâkımızdır. Bunun üzerinde spekülasyona girenler var. Ve bunun üzerinden mağdura oynayanlar var ve kusura bakmasınlar böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil ve bu tür rolü oynayanlar, eşlerine ihanet edenleri biz hiç bir zaman bu toplumun içinde kalkıp da mağdur olarak göremeyiz, mağdur olarak da kimseye gösteremeyiz, böyle bir gayretin içinde olamayız. Hangi tarafta olursa olsun, düşüncede olursa olsun, kim bunu yapıyorsa bir defa bunu nasıl olur da mağduriyet içerisine sokabiliriz? Bu, muhafazakâr toplumun ahlâk değerlerinde bir erozyon başlangıcıdır ki, tehlike zaten buradadır, sıkıntı buradadır.”

4 yıl önceki noktadayım

Erdoğan, “Eski danışmanlarınızdan Ahmet Tezcan’ın bir iddiası oldu. Bugün de gazetelere yansıdı. Yine Sayın Baykal ile ilgili ‘dört yıl kadar önce benzer bir iddianın gündeme geldiğini ve sizin bunu engellediğinizi’ iddia etti. Bu olay doğru mudur?” sorusuna, “Bizi lütfen bu işlerin içerisine çekmeyin, hiç katmayın. 4 yıl önce Ben Ahmet Bey’e ne söylediysem aynı konumdayım. Çünkü biz bu tür pisliklerin içerisine AK Parti olarak giremeyiz ve bundan sonra da girmeyeceğiz” karşılığını verdi.