10 Mayıs 2010 Pazartesi

Erdoğan: Baykal’ın suçlaması ahlâksız bir iftiradır

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanlığı görevinden istifa eden Deniz Baykal’ın, gizli kamera görüntülerinin iktidarın bilgisi ve onayı ile yayınlandığına dair iddiasına sert tepki gösterdi.

Erdoğan, Baykal’ın suçlamasını, düzeysiz, çirkin ve ahlâksız bir iftira olarak değerlendirdi.

Söz konusu gizli kamera görüntüleri ortaya çıktığında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı arayarak, görüntülerin yayınlanmasının engellenmesi talimatı verdiğini belirten Erdoğan, buna rağmen kendilerini suçlayan Baykal’a tepkisini şöyle dile getirdi:

“Tüm bu iyi niyetimize rağmen, ana muhalefet liderinin bu gün yaptığı açıklamalar, en az yaşananlar kadar düzeysiz ve çirkindir. Siyasal karalamaya dönüktür. Bütün bu yaşananların sorumluluğunu siyasî iktidara yüklemeye çalışmak, ahlâksız bir iftiradır. Büyük bir hezeyandır.”

Başbakan Erdoğan, ayrıca CHP’yi, ‘ellerinde bu hadisenin perde arkasıyla ilgili belge, bilgi, somut bir duyum varsa, bunu hiç geciktirmeden kamuoyuyla, ilgili makamlarla ve savcılarla paylaşmaya’ davet etti.

Baykal’ın suçlamalarına sert cevap

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifa etmesine sebep olan gizli kamera görüntülerinden AK Parti iktidarını sorumlu tutan açıklamaları üzerine, bu akşam saat 17.00 sıralarında bir basın toplantısı düzenledi.

Baykal’ın açıklamalarını ‘kaygıyla ve hayretle’ izlediklerini belirten Erdoğan, gizli kamera görüntülerinin yayınlandığına dair haber kendisine ulaştığında, hemen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a, ‘görüntülerin yayınlanmasının bir an önce engellenmesi’ talimatı verdiğini söyledi. Erdoğan, “Toplumun genel ahlâk değerlerini tahrib edebilecek böyle bir yayına devlet ve hükümet olarak tabii ki seyirci kalamazdık” dedi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Böyle bir gizli çekimin yapılması, bu çirkin görüntülerin internet marifetiyle kullanılması, bizim ilkesel olarak, insanî olarak, ahlâkî olarak ve hukukî olarak kabul edeceğimiz, tahammül edeceğimiz bir durum değildir. Zira biz, ilkesel olarak herhangi bir olumsuzluğun şüyûunun yani yayılmasının, vukuundan daha beter olduğuna inanan bir anlayışa sahibiz. Bu yüzden, olayı duyduğumuz andan itibaren, gereken talimatları arkadaşlarıma verdim ve nitekim Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısının olduğu günde de, Medya ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkanım, ‘Böyle bir soruyla karşı karşıya kalırsam ne diyeyim?’ dediğinde, asla burada kalkıp bu işin spekülasyonuna fırsat vermeden, ‘Cumhuriyet Halk Partisi bizim siyasî rakibimizdir, dolayısıyla siyasî noktada her türlü eleştirimizi yaparız, yapabiliriz; ama bu tür kişisel bir sorun, bizim değerlendirme çerçevemiz içerisine girmez’ dedik ve olayı bu şekilde biz o gün kapattık.

Tabii, bu olayı duyduğumuz andan itibaren arkadaşlarıma bu talimatı verirken, bu çirkin görüntülerin yayılmasını da önleme çabası içerisine girdik. Bu tür görüntülerin yayınlanmasının genel ahlâk ve aile değerleri üzerinde yapacağı tahribatı önlemek için de, bu tedbirleri almak zorundaydık. Zira biz, muhafazakâr bir parti olmanın bizim ilkelerimiz içerisindeki yeri hepinizin malûmudur, ülkemizi ve AK Parti’yi yakından takib edenlerin, AK Parti iktidarını takib edenlerin de malûmudur.

Kendi milletvekili arkadaşlarımıza ve örgütümüze de AK Parti olarak böyle özel bir durum üzerinden siyaset yapmayacağımızı deklare ettik.İçine düşülen vahim durumun siyasî polemik konusu yapılmaması gerektiğini vurguladık. Ancak olay bir siyasî parti genel başkanı etrafında döndüğü için, medyanın büyük bir bölümü tarafından, doğrusu bizim onaylamadığımız ölçekte, konunun gündeme taşındığına şahit olduk.

Tüm bu iyi niyetimize rağmen, ana muhalefet liderinin bu gün yaptığı açıklamalar, en az yaşananlar kadar düzeysiz ve çirkindir. Siyasal karalamaya dönüktür. Bütün bu yaşananların sorumluluğunu siyasî iktidara yüklemeye çalışmak, ahlâksız bir iftiradır. Büyük bir hezeyandır.

Ümid ediyorum ki, bu mesnetsiz suçlamalar içine düşen ve içine düştüğü bu ruh hâlinin, yaşanan travmanın doğurduğu istemsiz bir reaksiyon, kısa bir zamanda sona erer. CHP yöneticilerinin çarpıtma ve gündem değiştirme tatktikleri de, yaşanan olayın vahametini gölgelemeye yetmeyecektir.

Bu olayın gerçek dışı, uydurma olmasını öncelikle biz temenni ettik. ‘İnşallah bunlar doğru değildir’ dedik. Sayın Genel Başkanın böyle bir yalanlamada bulunmaması, bunun altını çiziyorum, böyle bir yalanlamada bulunmaması, bulunamaması, üzüntümüzü daha da artırmıştır. Ana muhalefet lideri, serinkanlılığını yitirmiştir. Hezeyan bataklığında debelenmektedir. Bu olayların tamamen dışında olan şahsımı, arkadaşlarımı, hükümetimizi, partimizi, hiç kimse ama hiç kimse çirkin iftiralarla kendi çirkinliklerine ortak edemez, kendi düzeylerine çekemez.

CHP lideri, bizim iyi niyetli tutumumuzu sorgulamaya yelteneceğine, kendi kabahatini ve çaresizliğini bizim üzerimizden aşmaya ve siyasallaştırmaya çalışacağına, kendisinden beklenen olgunluğu hiç değilse bugünlerde sergilemelidir. Onun da ötesinde, eğer ellerinde bu hadisenin perde arkasıyla ilgili belge, bilgi, somut bir duyum varsa, bunu hiç geciktirmeden kamuoyuyla, ilgili makamlarla ve savcılarla paylaşmalıdır.

Aziz Milletimiz de, yaşananları ibretle izlemektedir. Herkesi sağduyuya, serinkanlı düşünmeye ve hareket etmeye özellikle davet ediyorum.”

(Yozgat Muhabir)