CHP çizgisindeki Yozgatlı Nurdoğdu ailesinin hayattaki temsilcilerinden Aslan Nurdoğdu, CHP’den ayrıldığını bildirdi.
“Kürtlerle barışamayan, Alevileri üzen bir CHP, Türkiye’yi nasıl idare edecekti?” diye soran Nurdoğdu, “Laikliği, Atatürk’ü sermaye yaptılar. Tembelliği yaşam biçimi edindiler” suçlamasında bulundu.
“70’li yıllarda MHP’ye direndik. 80’li yıllarda ANAP’a eyvallah etmedik hep CHP’de kaldık” diyen Nurdoğdu, 2002 yılında milletvekili adaylığından neden vazgeçtiğini de şöyle özetledi:
“Ali Keven, Emin Koç’u başımıza belâ etti. 2007 yılında Baykal’ın Lütfullah’ı başımıza belâ edeceğini gördüm, aday bile olmadım.”
Nurdoğdu, 2008 yılında tüzüğün arkasına sığınılarak kendisine kongrede konuşma hakkı bile verilmediğini kaydetti.
Kürtlerle barışamadılar, Alevileri üzdüler
yozgatgazetesi.com’daki köşesinde “Karar verdim, CHP’den ayrılıyorum. Neden mi?” başlıklı bir yazı yayınlayan Aslan Nurdoğdu, “Beni Baba ocağı CHP’den koparan başlıca sebepler şunlar oldu” diyerek, partiden ayrılma sebeplerini 10 madde hâlinde sıraladı.
Yazısında CHP’ye yönelik sert eleştirilerde bulunan Nurdoğdu, “Köylü İle barışmayı başaramadılar. Köylüyü hiç kaale almadılar. Ülkemin gerçeklerini anlatmayı hep masa başında işi kırık avukatlara ve belediyeden iş bekleyen müteahhitlere bıraktılar. Çözüm için proje, kadro üretemediler, var olanı da yok ettiler. Halk diye bir olguyu hiçe saydılar” diye yazdı.
‘CHP’nin Yozgat’ta 100 köye girebildiğini, 540 köye ayak bile atamadığını’ ileri süren Nurdoğdu, “20 yıllık CHP il memurluğu sonucu ön seçimsiz atanmayı ve vekil olmayı beklediler” suçlamasında bulundu.
Halkın “CHP ülkeyi yönetemez. Ekonomik olarak devlet teslim edilemez. Teslim edilirse daha kötü olur” kanaati taşıdığını, CHP yönetiminin bu kanaati silemediğini ifade eden Nurdoğdu, “30 yıl Baykal bir şeyler yapacak dedik, o da boş çıktı” dedi.
“Kürtlerle barışamayan, Alevileri üzen bir CHP, Türkiye’yi nasıl idare edecekti?” diye soran Nurdoğdu, “Ayrılığın başka sebebi; hem Yozgat’taki hem Ankara’daki iç güveyleridir. Bu iç güveyleri gitmeden CHP de kurtulamaz. CHP vakıf olmalıdır. Ülkenin çaresi; yeni bir sosyal demokrat partidedir” diye yazdı.
1968 yılında 15 yaşındayken CHP Gençlik Kolları’na kaydolduğunu ve bugüne kadar CHP için ‘ölümüne’ çalıştığını ifade eden Nurdoğdu, 12 Eylül darbesine kadar Yozgat’ta yaşadıklarını şöyle özetledi:
“12 Eylül 1980’e kadar Yozgat’ta 2 kez linç edildim ama ölmedim, evim kurşunlandı, 15 gün 1. Şube’de sorgulandım. Fişlendim. Tüm uğraşım mazlumun yanında olmak, insan gibi üretmek ve paylaşmayı yaşam biçimi yapmaktı. Demokrasiye inanmış ve CHP’yi de umut görmüştüm.”
2002 yılında CHP’den milletvekili adayı olmak istediğini ancak ön seçim yapılmadığını belirten Nurdoğdu, o süreci özetlerken, “Ali Keven, Emin Koç’u başımıza belâ etti. 2007 yılında Baykal’ın Lütfullah’ı başımıza belâ edeceğini gördüm, aday bile olmadım” dedi. Nurdoğdu, 2008 yılında tüzüğün arkasına sığınılarak kendisine kongrede konuşma hakkı bile verilmediğini kaydetti.
Aslan Nurdoğdu’nun yozgatgazetesi.com’da yayınlanan yazısı şöyle
Karar verdim, CHP’den ayrılıyorum. Neden mi?
Her şey aklıma gelirdi de CHP’den (40 yıllık partimden) ayrılacağım hiç aklıma gelmezdi. Ama hayatın insanların karşısına ne çıkartacağı hiç belli olmuyor.
Yozgatlı Nurdoğdu ailesinin CHP ile bağlantısı nedir, nasıl başlamıştır diye baktığımızda Osmanlının son döneminde Kafkaslarda, Irak’ta, Çanakkale’de savaşmış bir yurtseverdir.
Lomenoğlu Osman Ağa’yı görürüz. Osman Ağa özellikle Irak cephesinde Miralay İnönü’nün emir erlerinin birisidir. Kutul-Emare’de İnönü’yü yakinen tanımış yiğit bir vatan evladıdır.
Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvayi Milliyeci olmuş. Cumhuriyetin kurulması İle CHF’nin (Cumhuriyet Halk Fırkası) Yozgat’ta kurucularından olmuştur.
Osman Ağa sağlığında hep şunu söylemiştir: ’Atatürk ve İnönü çizgisini hiç bırakmayın. Bu benim size baba nasihatımdır’
1953 yılında DP iktidardadır. DP’nin Adalet bakanı Şevki Çiçekdağ, Osman Ağa’nın yanına gelip dedeme şu teklifi yapmıştır: ‘Osman Ağa bırak şu CHP’yi, 5 oğlanın birini DP’den vekil yapalım ve Zirai Donatım Kurumu’nu 50 yıl ödemeli size verelim. Yerköy girişindeki Beyazıt çiftliğini de verelim. Yeter ki DP’ye gelin .’ Dedem ‘hayır’ demiştir. Çünkü dedem ve oğulları yurtseverdiler ve hep mazlumun yanında olmayı yaşam biçimi olarak benimsemişlerdir ve artı değer yaratacak donanımda serbestliğe İnanmış insanlar.
Ve ben böylesi bir aile ortamında 1953 yılında Yozgat’ta doğdum. 1960’lı yıllarda gelişen özgürlükçü sol fikirler içinde inanarak 1968 yılında 15 yaşımda CHP gençlik kollarına kaydoldum. İlk, orta ve liseyi Yozgat’ta, üniversiteyi Adana’da işletme okuyarak bitirdim.
70’li yıllarda MHP’ye direndik. 80’li yıllarda ANAP’a eyvallah etmedik hep CHP’de kaldık. (Herkes döndü biz dönmedik hep dik durduk CHP’de kaldık)
1978–79 yılında CHP hükümetinde ihtiyacım olmadığı halde idealizm uğruna Yozgat YSE personel müdürü oldum ve 12 Eylül 1980’e kadar Yozgat’ta 2 kez linç edildim ama ölmedim, evim kurşunlandı, 15 gün 1. şubede sorgulandım. Fişlendim. Tüm uğraşım mazlumun yanında olmak, insan gibi üretmek ve paylaşmayı yaşam biçimi yapmaktı. Demokrasiye inanmış ve CHP’yi de umut görmüştüm.
Yozgat’ın o zor yıllarında ben Yozgat’ta yaşayan bir avuç idealist insanla hep CHP’yi savundum, kolladım.
1985 yılında işimin devamı olarak Mersin’de İş yapmaya başladım. 1980‘den sonra İlk referandum dahil olmak üzere her seçimde Yozgat’ta oyumu kullandım ve hep CHP’ye oy verdim. Ölümüne çalıştım. 1994 yılında CHP kurulduğunda CHP’ye ilk kaydolanlardan biri de bendim. 2002 yılında CHP’den aday olmak istedim ön seçim yapılmadı.
Ali Keven, Emin Koç’u başımıza bela etti. 2007 yılında Baykal’ın Lütfullah’ı başımıza bela edeceğini gördüm, aday bile olmadım ve 2008 yılında yapılan kongreleri de tüzüğün arkasına sığınıp bana kongrede bile konuşma hakkı vermediler. Bunu da Demokrasi adına yaptıklarını söylediler.
Solcu insan biat kültürüne uymaz. CHP’yi klasik sağcı bir parti haline getirdiler. Partiye emreden komutanın emrine uyan köleler, uşaklar haline döndürdüler.
Beni Baba ocağı CHP’den koparan başlıca sebepler şunlar oldu:
1- Sosyal demokrat bir partide olması gereken delege sistemini ve ön seçimi bitirdiler. Hile-i şeriye’yi demokrasi diye sundular. Eşitlik içinde bir yarış imkânsızlaştı.
2- Köylü İle barışmayı başaramadılar. Köylüyü hiç kaale almadılar.
3- CHP, Sivas’ın ötesinde teşkilat diye bir şey bırakmadı, iktidar olmak arzusu da kalmadı.
4- Ülkemin gerçeklerini anlatmayı hep masa başında işi kırık avukatlara ve belediyeden iş bekleyen müteahhitlere bıraktılar. Çözüm için proje kadro üretemediler, var olanı da yok ettiler. Halk diye bir olguyu hiçe saydılar.
5- 1991 yılında kollektivist ekonominin çökmesine rağmen 6 okun devletçiliğini günümüze göre revize etmediler, hiç tartışmadılar.
6- Parti yönetimi, aristokrat yapısıyla üretimden uzak paylaşmanın güzel edebiyatını ‘sol’ diye halka yutturmaya çalıştılar. Laikliği, Atatürk’ü sermaye yaptılar. Tembelliği yaşam biçimi edindiler.
7- Yozgat’ta 100 köye girebildiler. 540 köye ayak bile atamadılar ve 20 yıllık CHP il memurluğu, sonucu ön seçimsiz atanmayı ve vekil olmayı beklediler. Ha Yozgat’taki yönetim ha genel merkez... Hep anti demokrat uygulamaya karşı çıkanları partiden uzaklaştırdılar. Dedikodu İle İnsanları küstürmeyi iyi bildiler. (Allah şahidimdir. Toplum huzurunda, yasa huzurunda yanlış yapmadım. Utanacak işim olmadı, olamaz da.)
8- CHP ülkeyi yönetemez. Ekonomik olarak devlet teslim edilemez. Teslim edilirse daha kötü olur, olgusunu halktan silemediler. Halk CHP’yi genelde komünist bir parti gibi algılamakta ve 70 yaş ortalamasındaki polit bürodan da iş çıkmamaktadır.
9- 30 yıl Baykal bir şeyler yapacak dedik o da boş çıktı. İcraat yok, iktidar olmak arzusu yoktu. Oysa siyasetin hedefi iktidar olmaktı.
10- Kürtlerle barışamayan, Alevileri üzen bir CHP, Türkiye’yi nasıl idare edecekti?
Bu maddeleri uzatmak mümkün…
Rahmetli CHP il başkanı Ümit Özkan’ın güzel bir lafı vardı. Olmayacak bir işte şu özdeyişi kullanırdı: ’Bu işin olması için şafağın daşağa değmesi lazım’ derdi. Baykal bu pozisyondadır. Maalesef yıllarımızı heder etti.
Sayın dostlar CHP’de siyaset yapamayacağım. Hem il düzeyinde hem de genel merkez düzeyinde yaptığım görüşmelerde karar verdim ve baba ocağından ayrıldım.
Ayrılığın başka sebebi; hem Yozgat’taki hem Ankara’daki iç güveyleridir. Bu iç güveyleri gitmeden CHP de kurtulamaz. CHP vakıf olmalıdır. Ülkenin çaresi; yeni bir sosyal demokrat partidedir.
Sayın dostlar, hepinizi seviyorum. Ülkemiz umut yüzleri, beyinlerisiniz. Sizler mayasınız. Çağdaş demokratik, üreten, paylaşan ve kardeşliği tesis edecek insanlarsınız. İyi ki varsınız. Sakın yılgınlığa düşmeyin çare var. Yeni çareleri hep birlikte yaratacağız.