19 Eylül 2009 Cumartesi

Yozgat yeniden ilim irfan yuvası olabilir

İslâm Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Yozgat’ın geçmişte ilim irfan yuvası olduğunu hatırlatarak, Bozok Üniversitesi sayesinde Yozgat’ın tekrar tarihteki konumuna gelebileceğini söyledi.

Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer’in daveti üzerine dün baba ocağı Yozgat’a gelen İKT Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Yozgat Valisi Amir Çiçek’i makamında ziyaret ettikten sonra, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli’yi de ziyaret ederek, üniversite hakkında bilgi aldı. Dedesi Hacı Aziz Efendi’nin yaşadığı tarihî konağı ve Çapanoğlu Büyük Camisi’ni de ziyaret eden Prof. İhsanoğlu, tarihî konağı yeniden yaptırmak ve Yozgat’ın kültür hayatına hediye etmek istediğini söyledi.

Prof. İhsanoğlu, tarihî Hayri İnal Konağı’nda “Ramazan Sohbetleri”ne katılarak, Genel Sekreterliğini yürüttüğü teşkilatın çalışmaları ve önemi hakkında bilgi verdi.

Yozgat’la bağımı koparmadım, koparmayacağım

Konuşmasının başında, Yozgat’ta bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden İhsanoğlu, “Bu fırsatı bana bahşeden Sayın Belediye Reisimize müteşekkirim” dedi. Prof. İhsanoğlu, 14 yıldan beri Yozgat’a gelmek ve baba ocağını ziyaret etmek istediğini belirterek, “İşte bu hayatın meşgaleleri, görevlerin verdiği zorluklar, zaman kıtlığı ve insanın hadiseler muvacehesinde kuzeyden güneye, doğutan batıya koşuşturması, insanın sevdiği şeyleri yapmasını engelliyor” diye konuştu.

“Ben hiçbir zaman Yozgat’la olan bağımı koparmadım ve koparmayacağım” diyen İhsanoğlu, bu konuda şunları söyledi:

İnsan köklerinin olduğu yere bağlı kalmalı

“Bu gün arkadaşlardan bazıları dediler ki, ‘herkes Yozgat’ta yetişip dışarıya gidiyor ve Yozgat’tan nüfusunu alıp, yerleştiği yere kaydediyor. Siz dışarıda büyüdüğünüz halde, dışarıda yaşadığınız halde, hiçbir zaman nüfus kaydınızı buradan almadınız.’ Nüfus kaydım burada, çocuklarımın nüfus kaydı da burada. Çocuklarıma da tavsiyem, kendi çocuklarınızın ve torunlarınızın nüfus kayıtlarının Yozgat’ta kalmasıdır. İnsan İstanbul’da yaşayabilir, New York’ta yaşayabilir, Mekke’de yaşayabilir veyahut Kahire’de doğabilir ama esas köklerinin olduğu yere her zaman bağlı kalması lâzım.”

Daha önce Yozgat’a geldiği tarihten bugüne kadar geçen 14 sene içerisinde Yozgat’ın çok önemli mesafeler kaydettiğini ifade eden İhsanoğlu, şöyle konuştu:

Bozok Üniversitesi Yozgat’ı ilim irfan yuvası hâline getirecek

“Ortalama gelir seviyesinde artış vardır, refah seviyesi daha da yükseliyor. İmar hareketleri genişliyor. Üniversitenin kurulmuş olması beni çok heyecanlandırdı. Bir öğretim üyesi olarak bundan büyük gurur duyuyorum. Temenni ediyorum ki, gelecek 10 sene içerisinde, 20 sene içerisinde bu üniversite büyük bir kampus üniversitesi olacak ve ülkemizde Yozgat’ın 100 sene önceki ilim irfan yuvası olmuş bir yer olarak, bir daha eski tarihteki o şanlı pozisyonuna gelecektir.”

Türkiye sayesinde İKT ilk kez demokratik bir seçim yaptı

Prof. İhsanoğlu daha sonra, 1969 yılında kurulan 40. kuruluş yıldönümü kutlanacak olan İslâm Konferansı Teşkilatı’nın Genel Sekreterliği görevi hakkında bilgi verdi.

Kendisinin ilk kademisyen, ilk Türk ve seçimle gelen ilk Genel Sekreter olduğunu belirten İhsanoğlu, İKT tarihinde ilk kez seçim yapılmasının Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde Türkiye’nin girişimiyle gerçekleştiğine işaret ederek, “Bunun arkasında, bizim ülkemizin – acılarıyla, sıkıntılatrıyla- demokrasi tecrübesi var” dedi.

Demokrasinin İslâm ile bağdaştığını dile getiren İhsanoğlu, “Zaten, hep unutulan bir husu vardır; bu modernleşme hareketleri hep Osmanlı döneminde başlamıştır” dedi. İhsanoğlu, Kanun-ı Esasî’nin kabul edilişini hatırlatarak, bir hilafet devleti olarak Osmanlı Devleti’nin bir ‘anayasal düzen’i benimsediğine dikkat çekti. İhsanoğlu, “Şunun altını çizmek istiyorum: Demokrasi esas çaredir, bizim için böyle olmuştur ve olmaya devam etmesi lâzım. Başka İslâm ülkeleri için de bu şekilde devam etmesi lâzım. Zaten bu beğenmediğimiz manzaraların ortadan kalkması için muhakkak ki bu ülkelerin de demokrasiye dönmeleri lâzım” diye konuştu.

Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun idam edilişleri

Demokrasi mücadelesinin kolay bir iş olmadığını ifade eden İhsanoğlu, isim vermeden 27 Mayıs 1960 darbesinde Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam edildiklerini hatırlattı.

Geçmişte demokrasi yolunda çok sıkıntılar çekildiğini ve çekilmeye devam edildiğini ifade eden İhsanoğlu, “Demokrasi yolu öyle güllerle bezeli bir yol değildir, dikenlerle dolu bir yoldur” dedi.

İRSİKA’nın kültür faaliyetleri

Sohbetinin devamında, tesis edilen kültür kurumları ve gerçekleştirilen kültürel faaliyetler hakkında da bilgi veren İhsanoğlu, kısa adı IRCICA (İRSİKA) olan İslâm Tarih Sanat ve Kültür Araştırmaları Merkezi’nin başında 24 yıl görev yaptığını hatırlattı. İhsanoğlu, IRCİCA tarafından Yıldız Sarayı’nda dünyanın en büyük kütüphanelerinden birisinin inşa edildiğini; Osmanlı Medeniyeti Tarihi’nin Türkçe, İngilizce, Rusça, Arapça, Arnavutça ve Boşnakça olarak yayınlandığını, yakında Farsça olarak da basılacağını söyledi. İhsanoğlu, Bosna-Hersek’te Sırp saldırıları sonucu yıkılan tarihî Mostar köprüsünün ve camilerin yeniden inşa edildiğini anlattı. Malezya’dan, Endonezya’dan Fas’a; Fas’tan Orta Asya ve Kafkaslara kadar çok önemli çalışmalar yapıldığını belirten İhsanoğlu, bu çalışmaları sebebiyle, İKT seçimlerinde Genel Sekreterlik görevine seçilmesinin zor olmadığını ifade etti.

İslâm Konferansı Teşkilatı’nın Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatından sonra dünyanın en büyük ikinci teşkilatı olduğuna işaret eden Prof. İhsanoğlu, kapıyı açmaları hâlinde üye sayısının daha da artacağını belirterek, bir süre sonra teşkilatın yeni üyelerle daha da genişleyeceğini bildirdi. Prof. İhsanoğlu, İKT’nin Filistin, Irak ve Afganistan’a yönelik çalışmaları olduğunu da belirtti.

Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi üyeliğine İKT desteği

Uzun yıllardan sonra Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi üyesi olduğunu hatırlatan İhsanoğlu, Avusturya ve İzlanda ile rekabet hâlinde girilen seçimde Türkiye’nin 150 küsur, Avusturya’nın ise 130 oy aldığını, Türkiye’nin aldığı oyların en az 50’sinin İKT sayesinde alındığını kaydetti. İhsanoğlu, “Bu, İslâm Konferansı Teşkilatı’nın önemini, siyasî gücünü göstermesi bakımından çok önemli” dedi.

İKT üyelerinin ticaret hacmini % 20’ye yükselteceğiz

İKT olarak, üye ülkeler arasındaki ticaret hacmini artırmayı hedeflediklerini de belirten İhsanoğlu, “4 sene içinde % 13’ten % 17.8’e geldik” dedi. İhsanoğlu, 10 senelik hedef olarak belirlenen % 20’lik ticaret hacmine 10 seneye kalmadan ulaşabileceklerini; bu oranın da milyarlarca dolara tekabül ettiğini bildirdi.

Türkiye’nin ekonomideki büyüklüğü bakımından dünyanın 20 ülkesi içerisinde 17. sırada olduğunu hatırlatan İhsanoğlu, Türkiye’nin, bu 20 ülke arasında yer alan 3 İslâm ülkesinden birisi olduğuna dikkat çekti. İhsanoğlu, “Planlı bir şekilde büyürsek, ilk 10’a girdiğimiz zaman Türkiye’nin yüzü çok değişir” dedi.

Demokrasi ve insan haklarının İslâm dünyasında yaygınlaşmasının önemli değişikliklere sebep olacağına işaret eden İhsanoğlu, şöyle konuştu:

İKT, Türkiye’nin öncülüğünde takdir edilen bir kurum oldu

“Bağımsız bir İnsan Hakları Komisyonu kurmaya çalışıyoruz. Bu çok önemli çünkü, insan hakları kâmil mânâda sağlandığı zaman bir ülkede, o ülkenin değişmesi, kalınması, refaha kavuşması, insanların daha mutlu olması ve insanların daha iyi hayat yaşamalarının sağlanması bakımından çok mühimdir. Biz İKT olarak bu hizmetleri yürütmek istiyoruz.”

İKT’nin faaliyetlerinin ancak % 10’unun basına yansıdığını söyleyen ve bu durumdan şikâyet eden İhsanoğlu, “Ancak şu var ki, 40 yıllık tarihinde son 4 yıl içerisinde İKT, bütün üyelerimiz tarafından takdirle karşılanmaktadır ve tabii bu da bizim için gurur verici vir vesiledir. Yozgat’a gelip bu fikirlerimi sizlerle paylaşmış olmanın utluluğunu ve gururunu duyuyorum” dedi.

Sohbette daha sonra soru-cevap bölümüne geçildi.

İkinci dönem görev yapıyorum

Yusuf Karakaya isimli bir emekli öğretmenin “İKT Genel Sekreterliği’ne tekrar seçilme ihtimaliniz var mı? İKT’nin, bir üye ülkenin hata yapması hâlinde o ülke üzerinde yaptırım gücü var mı?” şeklindeki sorusuna karşılık, Genel Sekreterlik görev süresinin 4 yıldan 5 yıla çıkarıldığını ve kendisinin ikinci dönem görev yaptığını söyledi.

İKT Barış Gücü kurmaya çalışıyoruz

İhsanoğlu, İKT’nin yaptırım gücünün hem var hem yok olduğunu ifade ederek, bazı ülkelerin üyeliklerinin geçici olarak dondurulduğunu hatırlattı. İhsanoğlu, “Fakat İKT’nin asker gönderme imkânı yok; fakat, geçen Haziran ayında yapılan Dışişleri Bakanları toplantısında bu konuda teklifte bulunduk ve şimdi onun üzerinde çalışıyoruz” dedi.

En iyi 20 üniversiteyi seçip ilk 500’e sokmaya çalışıyoruz
Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli de, İKT’nin temel fonksiyonunun ne olduğu konusunda Prof. İhsanoğlu’dan bilgi vermesini istedi.

Prof. İhsanoğlu, İKT’nin temel amacının, üye ülkeler arasında siyasî, ekonomik ve sosyal konularda dayanışmayı sağlamak olduğunu söyledi. Kendi sekreterliği döneminde, insanî yardım faaliyetlerini de başlattığını belirten İhsanoğlu, yüksek öğrenim alanında da çalışmalar yaptıklarını kaydetti. İhsanoğlu, üniversiteler arasında bir derecelendirme yaptıklarını, en iyi 20 üniversiteyi seçerek, bu üniversiteleri dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına sokmak için destek verdiklerini söyledi.

Sanayi ve teknolojide dışa bağımlılıktan kurtulmaya çalışıyoruz

İhsanoğlu, teknoloji alanında da AR-GE çalışmaları yürüttüklerini anlattı. Gelişmiş ülkelerde, Gayri Safi Millî Hasıla’nın % 1’inin AR-GE çalışmalarına ayrıldığını ve bu oranın genel bütçe içerisinde yüksek bir meblağa tekabül ettiğini belirten İhsanoğlu, Türkiye’de bu oranın binde 7 civarında olduğunu, ancak Hükümetin TÜBİTAK vasıtasıyla önemli destekler verdiğini ve 10 sene içerisinde bu oranın % 1’e çıkarılması için çaba harcandığını ifade etti. İhsanoğlu, bu hedefin gerçekleştirilmesi hâlinde, üye ülkelerin kendi sanayilerini üretebileceklerini, teknoloji transfer eden değil teknoloji üreten ülkeler hâline gelebileceklerini söyledi. İhsanoğlu, “O zaman siz dışarıya bağımlı kalmayacaksınız, o zaman siz sanayi ve teknolojide kendi markalarınızı üretebilecek, başkasının yapmadığını yapacaksınız; çünkü araştırma-geliştirme (AR-GE) o demektir” dedi.

Radikalizm ve İslamofobia ile mücadele ediyoruz

İKT’nin, aşırılıklara, radikalizme karşı; dini yanlış yorumlama meselesinde de faaliyetlerde bulunduğunu dile getiren İhsanoğlu, İslâm’ın temel prensiplerine aykırılık teşkil eden ve şiddeti haklı ve meşru kılan yaklaşımlara karşı da çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. İhsanoğlu, buna karşılık, “İslamofobia” diye tanımlanan Batı dünyasındaki İslâm düşmanlığına karşı da çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. İnci Varinli, üniversite olarak İKT’nin fonlarından nasıl yararlanabileceklerini de sordu. Prof. İhsanoğlu, bu konuda merkezî idareden bilgi alınabileceğini, İslâm Kalkınma Bankası’nın yatırım fonları konusunda da Hazine Müsteşarlığı’na müracaat edilebileceğini söyledi.

Prof. İhsanoğlu, kendisini yetiştiren babası ve dedesi hakkındaki duygu ve düşüncelerinin sorulması üzerine de, “Duygularımı sorarsanız, ben duygularıma hâkim olamam” diyerek, babası İhsan Efendi’nin hayatı hakkında kısa bilgiler verdi.

Yozgat Demirli Medresesi’nden Mısır El Ezher Üniversitesi’ne

1902 doğumlu babası İhsan Efendi’nin, Hacı Aziz’in oğlu olduğunu ve basın mensuplarına resmini gösterdiği konakta doğduğunu belirten İhsanoğlu, babasının, ilk orta ve liseye tekabül eden eğitiminden sonra, ilk fıkıh derslerini, ulema arasında yer alan amcasından aldığını söyledi. Babasının dinî ilimlere karşı büyük bir heves duyduğunu ifade eden İhsanoğlu, eğitimine Demirli Medrese’de devam ettiğini kaydetti. Babasının, buradaki tahsilini tamamladıktan sonra İstanbul’a, bir müddet sonra da El Ezher Üniversitesi’ne gittiğini ve buradan ikincilik derecesiyle mezun olduğunu belirten İhsanoğlu, babasının Mısır’ın çeşitli medreselerinde müderrislik yaptığını anlattı. İhsanoğlu, babasının, Kral Faruk döneminde sarayda çalıştığını, Osmanlı arşivlerinin düzenlenmesi ve bilimadamlarının araştırmalarına açılması çalışmalarında önemli katkıları olduğunu kaydetti. İhsan Efendi’nin, Mısır’ın büyük bir üniversitesinde Türkoloji enstitüsünü kurduğunu da belirten İhsanoğlu, 1961 yılında rahatsızlanarak vefat ettiğini ve o topraklara defnedildiğini söyledi. İhsanoğlu, kendisinin edebiyata olan ilgisi ve edebî eserleri hakkında da bilgi verdi.

Akif’in tefsirine dair soruya cevap yok

Prof. İhsanoğlu, bir dinleyicinin, “Mehmet Akif Ersoy’un rahmetli babanıza verdiği bir Kur’ân-ı Kerîm olduğu söylenir. Bu, bazı kitaplarda da var. O tefsirin akıbeti hakkında bildiklerinizi bizimle de paylaşır mısınız?” şeklindeki sorusunu cevaplamak istemedi.

(Yozgat Muhabir)