12 Şubat 2015 Perşembe

Davutoğlu: Gülen, Amerika’daki Ermeni, Rum ve Yahudi lobisini Türkiye aleyhine kışkırtmak istedi

Başbakan Davutoğlu, TRT'de soruları cevapladı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fethullah Gülen’in, tam da sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümüne 2 ay kala New York Times’da yayınlanan yazısıyla, Amerika’daki Ermeni, Rum ve Yahudi lobisini Türkiye aleyhine kışkırtmak istediğini söyledi.

Davutoğlu, Gülene, “Mavi Marmara olayında olduğu gibi İsrail’in otoritesini meşru göreceksin, Türkiye’de halk iradesiyle tekrar tekrar seçilmiş bir Cumhurbaşkanının otoritesine meydan okuyacaksın!” diyerek tepki gösterdi.

Paralel Yapı’nın sadece AK Parti’ye karşı değil, bütünüyle devletin bütünlüğüne karşı bir tehdit olduğunu ifade eden Davutoğlu, bundan sonra da dinî ya da seküler (laik), cunta ya da vesayetçi hiçbir paralel yapıya imkân ve izin vermeyecek sağlam bir siyasî yapı oluşturma konusunda güçlü bir iradeye sahip olduklarını kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, TRT’de soruları cevapladı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT televizyonunda Nasuhi Güngör’ün gündeme dair sorularını cevapladı. Davutoğlu, bir soru üzerine, Paralel Yapı ile mücadele konusunda da değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Paralel Yapı” ile mücadelenin, sadece AK Parti’nin yürütmesi gereken bir mücadele olmadığını belirterek, “Paralel Yapı, (sadece) AK Parti’ye bir tehdit değil; Paralel Yapı ve benzeri yapılanmalar, sadece AK Parti’ye veya bir siyasî harekete tehdit değil, devletin bütünlüğüne bir tehdit. Devlet işleyişine bir tehdit” dedi.

Devletin, prensiplerin, anayasal kuralların ve bütün vatandaşların eşit olduğu ilkesi üzerine oturduğunun altını çizen Davutoğlu, “Eğer bir grup çıkıp da, devletin işleyişinin dışında paralel yapılarla emniyeti, yargıyı, diplomasiyi denetim altına almak istiyorsa bu, sadece iktidarda olan partiye, yani AK Parti’ye bir tehdit olma niteliğinde değildir; muhalefete de, toplumun her kesimine dönük bir tehdit olma niteliğindedir” diye konuştu.
Davutoğlu, bundan sonra da dinî ya da seküler (laik), cunta ya da vesayetçi hiçbir paralel yapıya imkân ve izin vermeyecek sağlam bir siyasî yapı oluşturma konusunda güçlü bir iradeye sahip olduklarını söyledi.
Bu konuda hem içeride hem dışarıda çok ciddi bir mücadele verdiklerini ifade eden Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Fethullah Gülen’in yaklaşımlarındaki benzerliğe ve zamanlamasına dikkat çekti. Davutoğlu, şunları söyledi:

Gülen, Amerika’daki Ermeni, Yahudi, Rum lobilerini Türkiye aleyhine tahrik etmek istedi

“Geçen hafta Kılıçdaroğlu Meclis’te konuşuyor, “Türkiye’de otoriterlik var” diyor, “Herkes dirensin, sokağa çıksın” diyor, “Yüzüne maske takanların haklarını savunacağım” diyor, Molotof atanların haklarını da savunacağını ima eden ifadeler kullanıyor; aynı saatlerde New York Times’da Paralel Yapı’nın başı, (artık ismen zikretmekten de imtina ediyorum, büyük ızdırap duyarak bunu ifade ediyorum. Bu milletin en azından bir kesiminin çok büyük saygıyla andığı bir isim ya da saygıyla baktığı bir hareket), tam da milletin kritik aşamalardan geçtiği bir dönemde, bütün Amerika’daki Türkiye karşıtı, İslâm karşıtı lobileri harekete geçirecek şekilde böyle bir makale yazar mı? Kimi kime şikâyet ediyorsun? 

Eğer şikâyet edecek idiysen, 28 Şubat’ta neredeydin?

Eğer şikâyet edecek idiysen, 28 Şubat’ta neredeydin? 28 Şubat’ta neredeydin? Mazlum kızlar, okulların önünde başörtüsü sebebiyle tahkir edilirken, “Başörtüsü teferruattır” demek dışında hangi otoriterliğe karşı çıktın? 12 Eylül’de neredeydin? Daha, diğer örneklerde de… 2007’de neredeydin? O dönemlerde veya Mavi Marmara olayında olduğu gibi İsrail’in otoritesini meşru göreceksin, Türkiye’de halk iradesiyle tekrar tekrar seçilmiş bir Cumhurbaşkanının otoritesine meydan okuyacaksın, sonra da yurt dışında hem “Münzevîyim” diyeceksin, o kisvenin arkasına sığınacaksın, “Ben, ilim adamıyım” diyeceksin, arkasına sığınacaksın, ama 24 Nisan’a (sözde Ermeni soykırımının yıldönümüne) 2 ay kala ve kongre hareketliyken, muhbirlik yaparak neredeyse, bir makale yayınlayıp bütün Amerikan kongre (üyelerini) harekete geçireceksin, işte Kerry’ye yazılan mektuplar… Biz, 100. yıl (sözde Ermeni soykırımının 100. yılı) üzerinden Türkiye’ye bir saldırı karşısında ne tedbir alacağımızı düşünürken, saldırganları tahrik eden ve teşvik eden bir makale yayınlayacaksın. Bakın, biraz sonra burada… gayrimüslim aydınlarımızla, vatandaşlarımızla, cemaat temsilcileriyle Ankara Palas’ta, yemekte bir ay önce de bir araya gelmiştim dinî liderlerle. Sık sık ben belli aralıklarla, bazen Alevi toplumumuzun önemli isimleriyle bir araya geliyorum, bazen aydınlarımızla bir araya geliyorum. Bunu yapıyorum ki, toplumun nabzını tutmaktan kopmayayım ve istifade de edeyim. Türkiye’de gayrimüslimlere dönük olarak son 12 yılda atılan adımlar, herkesçe malûm değil mi? Bunu en iyi gayrimüslim vatandaşlarımız bilmez mi? Ama orada (Fethullah Gülen) diyor ki, “Türkiye’de gayrimüslimler de baskı altında” diyor. “Aleviler de baskı altında” diyor. “Kürtler de, herkes baskı altında” diyor. Kime söylüyor bunu? Kim var gayrimüslim? Ermeni lobisi, oradaki, sanki Türkiye’den oraya… Yahudi lobisi, Rum lobisini harekete geçirmeye çalışıyor. Biz, bu diyaloğumuzu sürdüreceğiz, sürdürüyoruz da. Hani o yazdı ya da yazmadı diye görüşecek değilim; benim bu yemeğim bir ay önceden planlanmıştı. Geçen hafta sadece programda bir şey olduğu için bu haftaya aktarıldı, aslında geçen Cuma akşamı buluşacaktık. Çok yoğun bir programım vardı, bu haftaya aktardık. Bundan sonra da devam edecek bu görüşmeler. Yani Türkiye’nin bu tablosunu oradan dünyaya şikâyet edip muhbirlik etmek, başka bir gündemin parçası olmak demektir. Biz, o gündeme Türkiye’yi esir etmeyiz. Biz, o gündeme Türkiye’yi râm etmeyiz, mahkûm etmeyiz. Türkiye’nin ayaklarına pranga takılmasına izin vermeyiz ve ister paralel, ister başka yollarla olsun, kim bu ülkenin geleceğini, milletten almadığı bir yetkiyle karartmaya çalışırsa da, karşısında dimdik dururuz.”

(Radyo Muhabir)

Hiç yorum yok: