Mehmet Barlas |
Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas, Başbakan Erdoğan’ın
ekonomi Başdanışmanlığına atanan gazeteci Yiğit Bulut örneğinden hareketle, danışmanlık
mekanizmasının işleyişi konusunda ilginç tespitlerde bulundu.
Mehmet Barlas, “Acaba kim kime danışacak?” başlıklı
yazısında şunları kaydetti:
“Başbakanlar genellikle danışmanlarına danışmazlar. Daha
çok danışmanlar bağlı oldukları güçlü kişiye danışırlar. Ona göre söylemlerine
ve tutumlarına yön verirler. Bunun çok somut bir örneğini ANAP iktidarında
Başbakan Yıldırım Akbulut’a danışman olarak milletvekili Cavit Kavak’ın
atanması ile görmüştüm. O dönemde Bakan olan Güneş Taner, arkadaşı Cavit Kavak’a
zaman zaman “Ne biçim danışmansın, neden Başbakan’ına danışmıyorsun?” diye
takılırdı. Neticede siyasî gücü olmayan bir kişinin bir Başbakan’a “Öyle yapma
böyle yap” demesi mümkün müdür?”
Acaba kim kime danışacak?
Son dönemdeki televizyon programları ile ilgi çeken Yiğit
Bulut’un “Başbakan Danışmanı” olması doğal olarak her kesimden insanın ilgisini
çekti.
Yiğit Bulut’un Başbakan Erdoğan’a destek veren
yayınlarını vurgulayıp, bu atamayı eleştirenleri bile görmedik mi? Sanki
Başbakan’ın kendisi ile aynı görüşleri paylaşmayan “Gezici” bir danışmanla
çalışması daha doğal olurmuş gibi olaya yaklaşanlara bile rastladık.
Bu arada sevgili Reha Muhtar Vatan’daki köşesinde Yiğit
Bulut’un oynayacağı role ilişkin olarak, zihinlerde sorular yaratan bir tabloyu
tersten yaklaşarak şöyle cümlelerle kaleme aldı.
“- Namık Kemal Zeybek, Aydın Doğan’ın bacanağı... Şule
Zeybek; Aydın Doğan’ın eşinin öz yeğeni...Yiğit Bulut yeğeninin öz kızının babası... Doğan
ailesinin eski damadı ve aralarında kan bağı var artık... Bir de bakarsın, eski
damat yeni başdanışman aradaki sorunları gideriverir... Olmaz olmaz deme her şey
olabilir bu
memlekette...”
Öfkeli üslup
Dün de bizim gazetede sevgili Hıncal Uluç “Danışmanlık”
kurumunun Başbakan Erdoğan’a olumlu katkılar sağlamadığını ileri sürdü. Başbakan’ın her mekânda öfkeli konuşmalar yaptığına
dikkati çekerek şöyle yazdı:
“- Sayın Başbakan, size bunun ne kadar yanlış olduğunu
anlatabilecek bir ‘Danışman’ınız var mı bilmiyorum. Bildiğim, bu milletin,
size oy veren, vermeyen, tümünün, yüzü gülen, hepsini kucaklayan, kin,
öfke ve nefret değil, sevgi, umut ve neşe saçan bir lidere, ‘Balkon Gecesi’nden
beri fena halde hasret kaldıklarıdır...”
Kim kime danışır?
Benim uzun gazetecilik yıllarında gözlemlediğim bir
gerçek var. Başbakanlar genellikle danışmanlarına danışmazlar. Daha çok danışmanlar bağlı oldukları güçlü kişiye
danışırlar. Ona göre söylemlerine ve tutumlarına yön verirler. Bunun çok somut bir örneğini ANAP iktidarında Başbakan
Yıldırım Akbulut’a
danışman olarak milletvekili Cavit Kavak’ın atanması ile
görmüştüm. O dönemde Bakan olan Güneş Taner arkadaşı Cavit Kavak’a
zaman zaman “Ne biçim danışmansın, neden Başbakan’ına danışmıyorsun”
diye takılırdı. Neticede siyasi gücü olmayan bir kişinin bir Başbakan’a “Öyle
yapma böyle yap” demesi mümkün müdür?
Sabah mesaisi
Yiğit Bulut Reha Muhtar’ın varsayımına uygun çizgide “Sayın
Başbakan, siz de celladınıza âşık olmalısınız” diyerek, Erdoğan’ı
siyaseten yok etmeye yeminli odaklarla kaynaşmaya ikna edebilir mi? Ya da “Yeter artık, bu öfkeli konuşmalarınız Hıncal Uluç’u
bile kızdırmaya başladı. Bu üslubu değiştirin” mi diyebilir?
Neler olacağını kestirmek kolaydır... Sabah Başbakanlık’ta Başbakan Erdoğan’la görüşen Yiğit
Bulut, saygılarını sunduktan sonra “Bugün kime karşı nasıl davranacağız”
diyerek izlenecek yolu danışacaktır.
Herhalde Başbakan Erdoğan da ona “Bu konuyu Reha Muhtar’la
Hıncal Uluç’a sor, ona göre davran” diye yol gösterecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder