13 Temmuz 2012 Cuma

Türkiye 2,5 partinin kalacağı sisteme doğru gidiyor

Star gazetesi yazarı Yiğit Bulut, AK Parti’nin HAS Parti’ye götürdüğü bütünleşme teklifinin, “Sonra yerine kim geçecek-Başbakan kim olacak?” gibi basit bir noktadan yorumlanmasının yanlış olacağını belirterek, siyasî bütünleşme teşebbüsünü şöyle değerlendirdi:

“Türkiye 2,5 partinin kalacağı sisteme doğru gidiyor.”

Yiğit Bulut, “Bütünleşme süreci başladı parçalar bütüne dönüyor” başlıklı yazısında şunları kaydetti:

***

Başlığı yeniden yazalım; Başbakan Erdoğan’ın daveti ile Türk siyasi hayatında BÜTÜNLEŞME-konsolidasyon dinamikleri hayata geçti...

Bu yazıyı yazdığım saatte olaya “takıntılı oldukları” noktadan bakan medyamız, “Erdoğan sonrası Başbakan adayı mı” algılaması içinde olaya yaklaşıyor ve tartışıyor. Olay o kadar “basit ve sade” değil mi! Erdoğan sonrasını düşündü ve bu daveti yaptı!

Sevgili dostlar, olan çok farklı; Başbakan 1938 sonrası oluşan zaman zaman dalgalanan ve belli bir “statüko” noktasına çöken “SİYASİ DİNAMİĞİMİZİ” son dönemece sokan adımı attı ve Türkiye “2.5 partili bir yapıya” doğru yola çıktı...

Peki ne demek bütün bunlar? Bundan sonra neler olabilir? Bu soruya cevap ararken bazı tespitler yapmamız lazım. Türkiye’de kendini “sağ havuz” içerisinde tanımlayan “bütün partiler” ve “organizasyonlar” bu çağrıdan etkilenecek ve “parçaların bütüne dönmesinin” yolu açılacak...

Daha açık yazayım; bugün Başbakan Erdoğan ve AK Parti, geçmişin süzgeciyle geleceğin tanelerinin SENTEZİ! Menderes-Demokrat Parti-Adalet Partisi-Doğru Yol Partisi-Anap-Büyük Birlik Partisi ve hatta MHP’nin “kendinde tanımladığı” değerlerin tamamını içerirken “olmak istedikleri” yere dair “nüve” yine aynı yapıda mevcut... Çok yakından biliyorum; Adalet Partisi tabanından gelip bugün kendini AK Parti dinamiği içinde gören veya MHP’de olup “biz yapamadık ama O yaptı” diyen çok! Bütün bu detaylar bize şunu gösteriyor; Türkiye iki ana “akım” olarak seçime gidecek ve buna “buçuk” diyebileceğimiz BDP eklenecek!

Sonuç: Türkiye “2.5 partinin” kalacağı sisteme doğru gidiyor. Bu sistem ortaya çıkarken ciddi bir “bütünleşme”-”konsolidasyon” yaşanacak ve 1938 sonrası kendini yukarıda saydığım “etiketler” ile tanımlayan yapılar, bir bütünün parçaları olarak “birleşecek”! Bu noktada önemli birkaç soru sormak istiyorum; MHP’nin tabanının bir kısmı kayacak, “marjinalleşen” diğer kısım nasıl bir yol çizecek? Kendini SOL olarak tanımlayıp, Erdoğan’ın “sosyal ekonomi politikasından” etkilenenler nasıl bir rota belirleyecek? BDP’yi kabul etmeyip, AK Parti’de “temsil edildiğini” düşünen Kürt kökenli kardeşlerimiz bütüne katılırken, BDP’nin marjinalleşen kısmı ne olacak?

Son söz: Türkiye “2.5 partili” döneme adım atarken, 1938 sonrası “dallanan ana yapı” yeniden BÜTÜNLEŞME sürecine girdi... Olaya “sonra yerine kim geçecek-Başbakan kim olacak” gibi basit bir noktadan değil, atılan adımın “BÜYÜKLÜĞÜNÜ” görerek bakmakta yarar var!

Hiç yorum yok: