15 Aralık 2011 Perşembe

Yozgat Milletvekilinin Bekârlık Vergisi Kanunu

Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı Bey, ilki 1929 yılında olmak üzere 1932, 1940 ve 1944 yıllarında Meclis’e “Bekârlık Vergisi” için kanun teklifleri sunmuştu. Süleyman Sırrı Bey’in teklifi birkaç defa reddedilmesine rağmen, 1949 yılında dolaylı şekilde de olsa Gelir Vergisi kanununun 90. Maddesi ile Bekârlık Vergisi, “Bekârlık Zammı” adı ile yasallaşmıştı.

Süleyman Sırrı Bey, teklifini sunarken bundan beklediği faydaları şu şekilde açıklamıştı:

“Çok çocuklu fakir ailelere yardımda bulunmak için bekârlardan vergi alınmasını teklif ettim. Teklifim bekârları evlenmeğe mecbur etmek değil, sadece onları evlenmeğe teşvik ve çok çocuklu ailelere belli ölçülerde de olsa destek sağlamak içindir.”


1923–1950 Döneminde Türkiye’de Nüfusu Arttırma Gayretleri

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yaşar Semiz, Türkiyat Araştırmaları Dergisi’nin 27. sayısında yayınlanmış olan “1923–1950 Döneminde Türkiye’de Nüfusu Arttırma Gayretleri ve Mecburi Evlendirme Kanunu (Bekârlık Vergisi)” başlıklı çalışmasında, 1923-1950 döneminde Türkiye’de nüfusu arttırmak için yapılan doğrudan ya da dolaylı yasal düzenlemeleri ve gösterilen çabaları ele alıyor.

Doç. Dr. Yaşar Semiz, bu çalışmasında, Türkiye’de “Bekârlık Vergisi”nin nasıl gündeme geldiğini ve gelişmelerin nasıl devam ettiğini de anlatıyor. Semiz, çalışmasının özetinde şu bilgileri veriyor:

Burada verginin ilk defa vatan savunması için genç nüfusa aşırı ihtiyaç duyulduğu Milli Mücadele yıllarında gündeme geldiği vurgulandıktan sonra. 1. Meclis’e Canik (Samsun) Milletvekili olarak katılan Hamdi Bey’in ilk Bekârlık Kanunu teklifini 19 Ekim 1920’de TBMM’ye sundu. Onu Erzurum Milletvekili Salih Efendi’nin 22 Şubat 1921’deki teklifi izledi. Her iki teklifin 1. maddesine göre TBMM Hükûmeti’nin kontrolü dâhilinde bulunan yerlerde evliliğin başlangıç yaşı 18, sonu 25’tir. 25 yaşını doldurup da mazeretsiz olarak evlenmeyenler bekârlık vergisi ile mükellef olacaklardı.

O dönemde her iki teklif de yasalaşmadı. Ancak konu 1950’ye kadar hiç gündemden düşmedi. Milli Mücadele’den sonra Anadolu’da nüfus çok azalmıştı. Bu nedenle Cumhuriyet’in ilanından sonra nüfusu arttırmak için çeşitli arayışlara girildi. Bu arayış içinde Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı Bey, ilki 1929 yılında olmak üzere 1932, 1940 ve 1944 yıllarında Meclise bekârlık vergisi için kanun teklifleri sundu. Süleyman Sırrı Bey, teklifini sunarken bundan beklediği faydaları şu şekilde açıklamıştı:

‘Çok çocuklu fakir ailelere yardımda bulunmak için bekârlardan vergi alınmasını teklif ettim. Teklifim bekârları evlenmeğe mecbur etmek değil sadece onları evlenmeğe teşvik ve çok çocuklu ailelere belli ölçülerde de olsa destek sağlamak içindir’.

Konu Meclis tutanaklarından halkın gündemine de yansıdı. Gazetelerde vergi tasarısı günlerce tartışıldı. Anketler düzenlenerek halkın ve aydınların görüşlerine yer verildi. Tartışmalar kimine göre bir hayaldi. Onlara göre Türkiye’de zaten insanlar yeteri kadar erken yaşlarda evleniyor ve nüfus artışını sağlayacak kadar da çocuk
dünyaya geliyordu. Asıl sorun, doğan çocukların yaşatılamaması idi. Bu yüzden bekârlık vergisi koymak yerine doğan çocukların yaşatılması için önlem alınması gerektiğini ileri sürüyorlardı. Buna karşılık kanun tasarısının hayata geçirilmesi için uygun zamanın beklenmesi gerektiğini savunanlar, bekârlardan alınacak verginin çocuk ve anne sağlığı ile çok çocuklu aileler için harcanacağını ileri sürmüşlerdi.

Süleyman Sırrı Bey’in teklifi birkaç defa reddedilmesine rağmen 1949 yılında dolaylı şekilde de olsa ‘gelir vergisi’ kanununun 90. Maddesi ile bekârlık vergisi ‘bekârlık zammı’ adi ile yasallaştı.

Yozgat Muhabir’in Notu: Süleyman Sırrı Bey, Süleyman Sırrı İçöz ile karıştırılmamalıdır.

(Yozgat Muhabir)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

son yıllarda yozgatta sayıları 2000 bulan ıraklı mülteci aileler türkçe öğrenmek için yozgat halk eğitim müdürlüğüne müracaat ederek türkçe öğrenmek istediklerini söylerler. yozgat halk eğitim müdürlüğü ıraklı mültecilere bizim türkçe öğretmek gibi bir modülümüz uygulamamız yok cevabını verirler. dünyanın dört bir yanına türk okulları açarak hizmet eden türkçe olimpiyatları düzenleyerek türkçeyi dünyaya tanıtanlardan allah razı olsun.