24 Ekim 2010 Pazar

Prof. Çay: Türkçü düşünce partiler üstü olmalı

Sürur Öztürk

“Altan Deliorman ve Nihal Atsız” başlıklı yazımda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü ile Kültür A.Ş.’nin, 23 Ekim Cumartesi günü Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde, Türk milliyetçiliğinin en önemli isimlerinden birisi olan Altan Deliorman’ın her yönüyle anlatıldığı bir program düzenlediğini duyurup, programın ayrıntılarını yazacağımı kaydetmiştim.

Programın akışını ve katılımcılarını, kultursanat.org’a yazdığım şekliyle aktarayım, daha sonra Yozgat Muhabir okuyucuları için ayrıntılara geçeceğim.

“Altan Deliorman’a Saygı” programında, önce Deliorman’ın hayatının özetlendiği “Bir Ömür Böyle Geçti” başlıklı kısa belgesel film gösterildi. Daha sonra, başkanlığını Muğla Üniversitesi Öğretim Görevlisi Bahtiyar Arslan’ın yaptığı, Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, Prof. Dr. Abdülhaluk Çay ve İsa Kocakaplan’ın konuşmacı olarak katıldığı bir panel düzenlendi.

Panelin ardından, Deliorman’ı yakından tanıyan isimlerden Cemal Aydın, Beşir Ayvazoğlu, Mehmet Nuri Yardım, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Turgut Güler, Servet Kabaklı, Adnan Şenel, Ayla Ağabegüm, Çağrı Kocakaplan ve Bozkurt Deliorman, ona dair düşüncelerini ve hatıralarını anlattılar.

Konuşmaların ardından, plaket merasimine geçildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Avukat Numan Güzey adına Kültür Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Faik Özdemir, Orkun Vakfı adına Mütevelli Heyeti Üyesi Yakan Cumalıoğlu, Türk Edebiyatı Vakfı Adına Servet Kabaklı, Belkıs İbrahimhakkıoğlu ve Ayla Ağabegüm, Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği adına da başkan Celal Öcal, Altan Deliorman’a ayrı ayrı plaket takdim ettiler.

Ardından, önce Deliorman ailesi, sonra da dostları ve çalışma arkadaşları, günün hatırası olarak toplu fotoğraf çektirdiler.

Programın sonunda, yayın hakkı Bayrak Basım Yayım Tanıtım’a ait olan ancak “Altan Deliorman’a Saygı” programının anısına İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü tarafından 500 adet bastırılan Altan Deliorman’ın “Bulgaristan’da Türkçe Basın” isimli kitabı, izleyicilere ücretsiz olarak dağıtıldı.

Ayrıntılar…

Eski Devlet Bakanı, Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülhaluk Çay, Altan Deliorman’ın, “Tanıdığım Atsız” isimli kitabına afen, “Tanıdığım Altan Deliorman” başlıklı bir konuşma yaptı. Prof. Çay, Deliorman’ın, milliyetçilik-Türkçülük düşüncesinin partiler üstü olması gerektiğine dair düşüncesini ilk gençlik yıllarında yadırgadığını ancak bugün siyaseti tanıdıktan sonra kendisine tamamen hak verdiğini ifade etti.

Abdülhaluk Çay, Üsküdar’a her gelişinde tabelasını gördüğü ancak siyasî bakımdan hakkında bilgi sahibi olmadığı Türkçüler Derneği ile olan ilişkisinin, Turgut Keskingören isimli bir arkadaşı tarafından davet edilişiyle başladığını, daha sonra derneğin üyesi olduğunu anlattı. Altan Deliorman’ı da bu dernekte tanıdığını söyledi. Çay, daha sonra Türkçüler Derneği’nde bazı ayrılıklar yaşandığını hatırlatarak, bu konuya dair düşüncesini şöyle özetledi:

Türkçüler Derneği’nin Yozgatlı bir CHP’li üyesi vardı

“Bugünkü noktada açık olarak ifade edelim; belki o zaman biz, ‘niye gittiler?’ gibi bir soruyu kendimize sormuştuk, Türkçüler Derneği’nin mensupları olarak; fakat bugün gördüğüm kadarıyla ben, Türkçü düşüncenin siyasî partilerin üzerinde olması kanaatini aynen Altan Ağabeyle beraber paylaştığımı buradan açıkça ifade etmek isterim. Yani insan siyasete girdikten sonra, siyaseti gördükten sonra bu gerçeği görebiliyor. Ve o tarihte Yozgatlı bir Cumhuriyet Halk Partisi mensubu üyemiz de vardı, Adalet Partili işte Fethi Tevetoğlu gibi, Osman Yüksel Serdengeçti gibi üyeler de vardı. Tamamen partiler üstü bir düşünce olarak öncelikli olarak söyleniyordu, daha sonra işte ister istemez bir siyasî partinin peşi sıra, daha sonra 1971’li yıllarda maalesef Türkçüler Derneği kapanmak gibi bir durum da söz konusu oldu. Ve o kapanış yıllarında da en son işte Muzaffer Eriş - rahmetli - genel başkanlığını, ben de genel sekreterliğini üstlenmiştim.”

Bir “Bozkurt” kitabı da Çay’dan

Abdülhaluk Çay, Altan Deliorman’ın “Türk Kültüründe Bozkurt” isimli bir kitabı olduğunu hatırlattıktan sonra, kendisinin de 1928-29 yılından beri çıkan bütün dergileri tarayarak, 4-5 yıldır Bozkurt üzerine bir çalışma yaptığını duyurdu.

Çay, “Bin beş yüz sayfaya yakın çok enteresan tespitler oldu, bulduklarım oldu, yakında inşallah onları da yayınlayacağız” dedi.

‘Yeni Orkun’ dergisi, Türkçülük tarihinde bir temel kaynaktır

Prof. Çay, buradan hareketle daha sonra, özellikle, “Altan Deliorman’ın son mücadelesi” dediği ve 101 sayı yayınlanan “Orkun” dergisi üzerinde durarak, şunları söyledi:

“Bunların arasında ‘Yeni Orkun’un yerini, size samimi olarak söyleyeyim, Türkçülük tarihinde bir temel kaynak diyebileceğiniz, başvuru kitabı diyebileceğiniz bir şeyi söylememiz lâzım onun için. Yani Yeni Orkun’u yeni baştan okuduğunuz zaman, sil baştan okuduğunuz zaman, oradaki makale yazan arkadaşlarımızın, yazıları çıkan arkadaşlarımızın, düşünürlerimizin, Türkçülüğe hizmet veren büyüklerimizin, kardeşlerimizin, gerçekten o Yeni Orkun çevresindeki mücadelelerini takdir etmemek mümkün değil. Yani 101. sayıda kapanması hakikaten üzücü bir şey; fakat işte şartlar, günün şartları… Çünkü dergiciliğin ne olduğunu bilenlerdenim. Ben(im) de 2-3 dergi tecrübem oldu, 1971, 72, 73’lü yıllarda ve dergiciliğin ne kadar zor olduğunu bilirim ve bunun çilesini çeken bir insan olarak Altan Deliorman’a duyulacak olan saygının, zannedersem herhalde ölçüsü olmaz.”

Prof. Dr. Abdülhaluk Çay, konuşmasının sonunda, Altan Deliorman ile aynı hocalardan ders aldıklarını belirterek, İbrahim Kafesoğlu’nun, Zeki Velidi Togan’ın, Muammer Özergin’in isimlerini sıraladı. Prof. Çay, bu vesileyle, bir süre önce Afyon’da Zeki Velidi Togan için 3 gün süreli bir sempozyum düzenlendiğini ve öğrencileri olarak Afyon’da toplandıklarını da kaydetti.

Programa dair notlarımı aktarmaya devam edeceğim…

(surur-ozturk@hotmail.com)

Hiç yorum yok: