2 Kasım 2009 Pazartesi

Makul bir gerekçeniz yoksa, bedelini ödersiniz…

Yorum – Sürur Öztürk

Yusuf Köksal neden AK Parti’de? AK Parti’nin en güncel dış politikasını ve en güncel siyasî projesini daha düne kadar “ihanet”e eşdeğer kelimelerle, tamamen popülist ve tamamen slogancı şablonlarla tanımlamaya çalışan bir politikacı, şimdi nasıl oluyor da bu partinin içerisine dalıveriyor? Hem de, “hidayete ermiş bir mağdur”, bir o kadar da “hidayete ermiş bir kahraman” edasıyla…

...
MHP teşkilatlarının da Millî Görüş teşkilatlarının da ruhunu az çok bilirim. Hassasiyetler hangi alanlarda yoğunlaşır; bu hassasiyetler, nasıl üzerine benzin dökülerek alevlendirilir, teşkilatların yayın organları ve hatipleri vasıtasıyla iyice hararet kazandırılan bu ateş, hangi politikaların itici gücü olarak kullanılır, dünyadaki belli başlı siyasî kamplar içerisinde bu partiler hangi ittifaklar içerisinde yer alır, az çok bilirim…

Saadet Partisi Yozgat Merkez İlçe Başkanı Yusuf Köksal’ın son haftalarda mahallî basına yansıyan beyanatlarını okuduktan sonra, açık ve samimî bir sorgulama yapmak niyetiyle, “Siz Saadet Partili olduğunuzdan emin misiniz?” başlıklı bir yazı yazmaya hazırlanıyordum. Çünkü, Yusuf Köksal’ın basına verdiği demeçlerde söylediklerinin Millî Görüş politikalarıyla örtüşen hiçbir tarafı yoktu.

Yazımı yazmaya fırsat kalmadan, görevden alındığı ve yerine atama yapıldığı haberi çıktı. Ardından, “görevimin başındayım” açıklaması geldi… Sonra da, SP merkez ilçe yönetimindeki arkadaşlarıyla birlikte AK Parti’ye katıldığını, parti rozetinin de AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ tarafından takıldığını okudum… (SP’de Yusuf Köksal’ı görevden alanlar ve onların uygulamaları ayrı bir tartışma konusudur ama bu yazının konusu o değil...)

SP içerisindeyken, milliyetçi söylemlerden de öte ulusalcılığa varan ifadelerle, AK Parti’ye siyasî bir dille açıktan küfreden bir yerel politikacı, şimdi küfrettiği partinin saflarında… Rozetini de, 2-3 hafta önce en güncel ve en hayatî politikalarını yerden yere vurduğu partinin Grup Başkanvekili takmış durumda… Bu durumda iyimser olabilmenin imkânı var mı? Yani, Yusuf Köksal’ın, 2 hafta içerisinde kendi zihninde derin bir muhakeme yapıp, AK Parti politikalarının isabetli ve uygulanabilir olduğuna karar verdiğini düşünebilmek mümkün mü? İdeolojik yelpazenin bir ucundan diğer ucuna kaymaya sebep olabilecek çapta bir fikir muhasebesi yapmış olmak elbette mümkündür; ama bir siyasetçinin kendi iç dünyasında bu çapta bir hesaplaşmayı 2 haftada kemale erdirmiş ve siyasî tercihinde radikal bir değişiklik yapmış olması pek de mümkün gözükmüyor…

O halde, Yusuf Köksal neden AK Parti’de? AK Parti’nin en güncel dış politikasını ve en güncel siyasî projesini daha düne kadar “ihanet”e eşdeğer kelimelerle, tamamen popülist ve tamamen slogancı şablonlarla tanımlamaya çalışan bir politikacı, şimdi nasıl oluyor da bu partinin içerisine dalıveriyor? Hem de, “hidayete ermiş bir mağdur”, bir o kadar da “hidayete ermiş bir kahraman” edasıyla…

Eğer Yusuf Köksal, AK Parti’nin en hayatî politiklarının isabetli olduğunu düşünüyorduysa, daha 2-3 hafta öncesine kadar SP Merkez İlçe Başkanı iken neden bu politikaları “ihanet politikası” gibi ağır tanımlamalarla damgalıyordu? Yok eğer basına verdiği demeçlere yansıdığı gibi bu politikalar ona göre gerçekten “ihanet politikası” idiyse, nasıl oldu da 2 hafta içerisinde bu kadar büyük çaplı bir fikir değişimi yaşadı?

Eğer bunun adı ilkesizlik değilse, lütfen bu tuhaf duruma bir isim koyunuz, bir tanımlama yapınız, makul bir gerekçe gösteriniz…

22 Temmuz 2007 seçimlerinde AK Parti’den milletvekili “aday adayı” olup da “aday” gösterilmeyince 29 Mart 2008 seçimlerinde MHP’ye geçerek Boğazlıyan Belediye Başkanı Adayı olan işadamı Ekrem Karataş’ı da eleştirmiştim. Bence, AK Parti İl Teşkilatı kadar Karataş da hata yapmıştı, onu aday gösteren MHP de…

Şimdi benzer bir durum Yusuf Köksal ve AK Parti için de geçerli. Yusuf Köksal da hata yapıyor, AK Parti Yozgat İl Teşkilatı da… Elbette herkes hata yapabilir; ama her hatanın bir bedeli vardır ve mutlaka ödenir…