28 Şubat döneminde, Yozgat İl Jandarma Komutanlığı, Yozgat’ta darbe karşıtı bir konuşma yapan BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu aleyhine dava açmadığı için, dönemin Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek üzerinde baskı uygulamış.28 Şubat sürecinde yargıya yapılan baskılar bir bir gün yüzüne çıkıyor. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in, gazeteci Nazlı Ilıcak ve avukat Necati Ceylan’ın davaları için savcılara yaptığı baskıları Zaman gazetesi ortaya çıkarmıştı.
Askerin baskısıyla hakkında dava açılan bir diğer isim, dönemin Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek. Cezalandırılmasını isteyen ise Yozgat İl Jandarma Komutanlığı. Sebebi de oldukça ilginç…
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Temmuz 1997’de Sivas milletvekili sıfatıyla Yozgat Büyük Sinema Salonu’nda toplantıya katılır. Darbe karşıtı konuşmaların yapıldığı toplantının diğer konuşmacısı ise dönemin Yozgat Milletvekili İsmail Durak Ünlü. Yazıcıoğlu ve Ünlü, polis bölgesindeki sinemada demokrasi yanlısı konuşmalar yapıp, darbelerin ülkeye verdiği zararı anlatır. Konuşmalar askerî istihbarat tarafından kayda alınır.
Açıklamaları, ‘devletin askerî kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif’ suçunu düzenleyen TCK 159. madde kapsamında değerlendiren Yozgat İl Jandarma Komutanlığı, 20 Ağustos 1997’de Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunur. Yazıyı inceleyen Başsavcı Reşat Petek, suç unsuruna rastlanmadığını belirterek takipsizlik kararı verir. Emniyet Müdürlüğü’nün sorumluluk alanına girmesine rağmen Jandarma Komutanlığı’nın olaya müdahil olmasına şaşırdığını söyleyen Petek, yaşadıklarını şöyle özetliyor:
“Askerî makamların baskısına rağmen, milletvekilleri için işlem yapmadım. Takipsizlik kararının ardından hakkımda dava açıldı. Yargıtay’da ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan hakim karşısına çıktım.
Jandarma Komutanlığı, Yenigün Gazetesi’ndeki “Türkiye’nin generalleri” başlıklı haber hakkında işlem yapmadığım gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunmuş. ‘Cezaların ertelenmesine dair kanun’ çıkınca dava düştü.”
Reşat Petek, takipsizlik kararının ardından tenzil-i rütbeyle İstanbul’a savcı olarak atanmış.
