22 Mart 2013 Cuma

Yozgatlı Zabıt Kâtibi Mustafa Şefik Efendi’nin Çanakkale Savaşı günlükleri ilgi bekliyor

Mustafa Şefik Efendi'nin günlükleri tarihe ışık tutuyor
Yozgat Bidayet Mahkemesi Zabıt Kâtiplerinden Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin Çanakkale muharebeleri sırasında bizzat cephede tuttuğu ve bu alana dair önemli belgeler arasına giren günlükler, tarihe ışık tutuyor.

Yazıldığı tarihten neredeyse bir asır sonra gün yüzüne çıkan günlükler, 2012 yılında düzenlenen 3. Gelibolu Sempozyumu’nda tebliğ olarak sunulmuş, 18 Mart 2013 tarihinde de “TRT Haber” kanalında yayınlanan “Gündem” programında ilk kez televizyon seyircilerine aktarılmıştı.

Belgeleri, Mustafa Şefik Efendi’nin hâlen hayatta olan oğlu Mustafa Şefik Ünlü’den alan Araştırmacı Yazar Cahit Önder, onun cephede gördüklerini ve yaşadıklarını adeta bir kamera gibi objektif bir şekilde ayrıntılı olarak yazıya geçirdiğini, muhteşem bir zekâya, çok güçlü bir hafızaya ve kuvvetli bir imana sahip kahraman bir asker olduğunu ifade ediyor.

Günlükleri inceleyen Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Erat da, Mustafa Şefik Efendi’nin günlüklerinin çok canlı bir tasvir sunduğunu belirterek, günlüklerin bir Çanakkale filminin senaryosunda değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Yozgatlı Zabıt Kâtibi Mustafa Şefik Efendi’nin tarihî değeri olan günlükleri, öncelikle Yozgatlıların ilgisini bekliyor…

98 yıl sonra ortaya çıkan günlükler

Yozgat Bidayet Mahkemesi Zabıt Kâtiplerinden Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi, kâtip olarak 5 yıl görev yaptıktan sonra, seferberlik ilân edilmesi üzerine cepheye gider. Anafartalar Ovası Conkbayırı’nda yaşadıklarını sonraki nesillere aktarabilmek için cephede ne bulduysa üzerine kaydeder. Kâğıt, mukavva, bez parçası, tahta parçası… Sonra onları bir torbaya doldurur ve savaştan sonra birleştirir.

Yakın zamana kadar gizli kalan bu günlükler, Mustafa Şefik Efendi’nin aynı adı taşıyan ve hâlen hayatta olan 75 yaşlarındaki oğlu Mustafa Şefik Ünlü tarafından, Çanakkale Gülpınar’da yaşayan Araştırmacı Yazar Cahit Önder’e teslim eder.

Cahit Önder de Doç. Dr. Muhammet Erat ile birlikte, 2012 yılında düzenlenen 3. Gelibolu Sempozyumu’nda “Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin Çanakkale Savaşları İle İlgili Hatıraları” konulu tebliğ sunar.

Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin günlükleri, birkaç gün önce 18 Mart 2013 tarihinde, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü münasebetiyle, “TRT Haber” kanalında yayınlanan “Gündem” programında da dikkate sunuldu.

 Araştırmacı Cahit Önder, belgelerin kendisine nasıl intikal ettiğini anlatırken, “Anıların İstiklâl Savaşı ile ilgili bölümü yok. Baba öldükten sonra bu defterler sandıklarda oradan oraya geziyor. Mustafa Şefik Amca, yani oğlu, hâlen yaşamakta olan, bir şekilde bunun bir bölümüne ulaşıyor, ele geçiriyor ve bunları saklıyor” dedi.

Mustafa Şefik Ünlü, birgün Çanakkale Zaferi’nin anlatıldığı bir televizyon programında Araştırmacı Cahit Önder’i, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mete Tuncoku ile birlikte ekranda izleyince, belgeleri kendisine aktarmaya karar verir.

Önder, bu irtibatın kurulmasını şöyle özetledi:

“Çıktık yayından, telefonumda bir arama (çağrı kaydı). İzmir Dikili’de yaşayan bir yaşlı adam; ‘Oğlum’ dedi, ‘sizi izledim şimdi ben’ dedi, ‘altında da ekranda telefonunuz geçiyordu, oradan aldım numaranızı’ dedi. ‘Babamın anıları var’ dedi, ‘eski Türkçe ile yazılmış. Ben sizi sevdim’ dedi, ‘daha önce de bir kitap yazmışsınız. Bunları sizin yayınlamanızı istiyorum’ dedi. İlişki böyle başladı.”

Cahit Önder, günlüklerin önemi konusunda da şunları söyledi:

Muhteşem bir zekâ, çok güçlü bir hafıza, kuvvetli bir iman

“1900’lü yılların bir okuma yazma bilenine, Anadolulu bir okumuşuna ait çok güzel bir Osmanlıca, çok güzel ifadeler. Zaten Mustafa Şefik Efendi, Yozgat Bidayet Mahkemesi Zabıt Kâtiplerinden. 5 yıl zabıt kâtipliği yaptıktan sonra seferberlik ilân ediliyor ve savaşa gidiyor. Balkan Savaşı’nda Edirne’de bulunuyor. Oradaki kolera salgınında hastalanıyor, bir süre askerlik yaptıktan sonra ve her gün mutlaka bir yere, işte bulabildiği kâğıtlara, cephane sandıklarının ambalaj kâğıtlarına, ince kontraplaklara, bezlere yazıyor. Bunları bir torbada saklıyor, askerliğinin sonuna kadar. 4 yıl askerlik yapıyor. Her şeyi not etmiş. (…) Bilhassa, ileri saflarda çarpışmalara katıldığı için tamamen kendi yaşadıklarını ve savaşın içinde bir baş aktörcesine duygularını, geriye çekildiği zaman, kaleme alıyor ve savaşın bütün acımasızlığını olduğu gibi anlatıyor. (…) Anafartalar Savaşı’nda ise adeta bir kamera gibi, bir fotoğraf makinesi gibi objektif, gerçekçi. Müthiş bir zekâ, çok kuvvetli bir hafıza ve duyguları da sıradan duygular değil; yüksek vatanseverlik duyguları, sorumluluk duyguları ve inanç yönü de çok güçlü bir insan.”

Araştırmacı Yazar Cahit Önder, Mustafa Şefik Efendi’nin sadece yazdıklarıyla değil, savaş sırasında yaptıklarıyla da tam bir kahraman olduğunu düşünüyor.

Birgün, tepelerdeki topçular, düşman gemisini vurduklarını söylerler. Mustafa Şefik Efendi ise, geminin gerçekten vurulup vurulmadığını anlamak için sahil kenarına iner, düşman mevzilerine girer ve inceleme yapar. Dönerken de boş dönmez, mevzileri terk eden düşman askerlerinden kalan gıda maddesi ve battaniye gibi malzemelerden taşıyabileceği kadar alıp, asker arkadaşlarına vermek üzere döner.

Günlükleri inceleyen Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Muhammed Erat da, Mustafa Şefik Efendi’nin günlüklerinin çok canlı bir tasvir sunduğunu belirterek, günlüklerin bir Çanakkale filminin senaryosunda değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: