Sürur Öztürk
Bence, sadece çocuklar değil, bisiklete binmenin keyfini yaşamak isteyen kadın, erkek, her yaştaki bütün vatandaşlar, Yozgat Belediyesi’nden bir “bisiklet yolu” talep etmeliler… Hatta birgün bisikletleriyle belediyenin önünde toplanıp, bu taleplerini renkli bir sivil toplum eylemi ile de dile getirebilirler…
“Bisikletli çocuklar tehlike saçıyor”muş… Bence asıl tehlikeyi, çocukları umursamayanlar saçıyor…
Yozgat’ın mahallî gazetelerinden birinde, “Bisikletli çocuklar tehlike saçıyor” başlıklı haberi okuyunca, çocuklarla ilgili haberlerin bu kadar tek boyutlu olarak yazılmasından ciddi derecede üzüntü duydum.
Kimin yazdığını bilmediğim haberde özetle, “Ana ve ara yollarda bisiklet kullanan çocukların kazalara davetiye çıkardıkları’, ‘cadde üzerinde bisikletiyle araçlarla adeta yarışan çocukların, görenleri şaşırttığı’, ‘Yetkililerin, özellikle küçük çocukların ana caddelerde bisiklete binmemeleri konusunda uyarılarda bulunmalarına rağmen çocukların hâlâ sokaklarda ve ana caddelerde bisikletlerle gezmeye devam ettikleri’ belirtilerek, kabahat çocuklara ve onlara gerekli uyarıyı yapmayan anne babalara atılıyor.
Haberde yetkililerin, ‘üzücü kazaların yaşanmaması için hem ailelere hem de yetkililere büyük görevler düştüğünü ifade ettikleri’ belirtiliyor.
Acaba, bir habercinin yapması gereken bu mu olmalıydı? Mesele bu kadar basit mi?
Konuya başka bir açıdan bakalım:
Her şeyden önce, bisiklete binmek, neredeyse bütün çocuklar için bir tutkudur. Hatta vaktiyle - belki hâlâ öyledir – babalar, çocuklarına, sınıfını karnesinde kırık not getirmeden geçmeleri ya da teşekkür, takdir belgesi getirmeleri hâlinde hediye olarak bisiklet alacakları vaadinde bulunurlardı. Bu âdeta yaygın bir gelenek hâlini almıştı. Bisiklet, çocukların dünyasında özel önem taşıyan bir eğlence aracı. Pek çoğumuzun çocukluk hatıralarının bir yerinde, bisiklete dair hatıralarımız vardır.
Peki, Yozgat’taki çocuklar, kendileri için yaz aylarının vazgeçilmezlerinden birisi olan bisiklete nerede binecekler? Caddelerde gezmeleri trafik kazalarına sebebiyet verebilir; âmennâ, peki, ama nerede binsinler? Çocuk parklarında mı? Bisiklet, dolap beygiri gibi öyle daracık bir alanda dönüp durarak binilen bir araç değil. Onun keyfi, daha uzun mesafeli binişlerdedir. Peki, Yozgat’ta çocukların emniyet içerisinde bisiklet sürebilecekleri bir “bisiklet yolu” var mı? Yok… Peki, olabilir mi? Pek çok şehirde nasıl oluyorsa, Yozgat’ta da pekâlâ olabilir. Yozgat, “ Allah’ın dağı” mı? Bu şehrin bir belediyesi yok mu?
Konuyu abarttığımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü 2009 yılında dönemin Yozgat Valisi Amir Çiçek, mahallî bir gazeteyi ziyaretinde, Yozgat için düşünülen projeleri sıralarken, “bisiklet yolu” projesini de dile getirmiş, “Üniversiteden Kuyumcu Köyü istikametindeki kestirme yol, bisiklet yolu hâline getirilecek” demişti. Demek ki, - iyi ya da kötü – bisiklet kullanıcılarına tahsis edilebilecek bir güzergâh vardı ve böyle bir “bisiklet yolu” yapmak da pekâlâ mümkündü. Sonra, Sayın Vali Iğdır’a tâyin edildi, ondan sonra da kimsenin aklına “bisiklet yolu” yapmak gelmedi…
Oysa bisiklet bir kültürdür. Spordur, sağlıktır. Sadece çocuklara mahsus bir eğlence aracı değil, yetişkinler için de oldukça sağlıklı, tavsiye edilen bir binek, bir ulaşım aracıdır.
Japonya’da bisiklete binmeyen herhalde yoktur. Japonya’ya kadar gitmeye de gerek yok, ülkemizde - muhafazakâr bir şehir olarak - Konya’da 70 yaşında sakallı dedelerin bisiklete bindiklerine, bisikletin yaygın bir ulaşım aracı olarak kullanıldığına bizzat şahit olmuştum. Türkiye’nin, belediye hizmetlerinin, “şehir kültürü”nün ciddiye alındığı pek çok şehrinde özel “bisiklet yolları” vardır ve bu yollar belediyelerin prestij hizmetlerinden kabul edilir…
Japonya’yı, Konya’yı ve diğer pek çok şehri de bir kenara bırakın, Sorgun’a bakın.
Geçen sene Eylül ayında, Yozgat’ın Sorgun İlçesi’nde, bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak için Halk Eğitim Merkezi, Kaymakamlık ve Belediye’nin işbirliği ile bisiklet gezintisi düzenlenmişti. Alkışlanacak bir faaliyetti bence… Bravo Sorgun’a… Bu bakış açısını, bu anlayışı daha da geliştirerek hayata geçirmeli, bir seferliğe mahsus bir faaliyet olarak bırakmamalı.
Bence, sadece çocuklar değil, bisiklete binmenin keyfini yaşamak isteyen kadın, erkek, her yaştaki bütün vatandaşlar, Yozgat Belediyesi’nden bir “bisiklet yolu” talep etmeliler… Hatta birgün bisikletleriyle belediyenin önünde toplanıp, bu taleplerini renkli bir sivil toplum eylemi ile de dile getirebilirler…
“Bisikletli çocuklar tehlike saçıyor”muş… Bence asıl tehlikeyi, çocukları umursamayanlar saçıyor. Yozgat’taki çocukların da diğer pek çok şehirde yaşayan çocuklar gibi, kendilerine tahsis edilmiş bir “bisiklet yolu”nda keyifle ve emniyetle bisiklete binme hakları vardır, olmalıdır…
İhtiyacı karşılayacak, yoksul ailelerin çocuklarının da faydalanabilecekleri bir yüzme havuzu yaptırmadınız, yaptırmayı da düşünmediniz; bari bir “bisiklet yolu” yaptırın şu çocuklara… Belediye seçimleri öncesi seçmenlerden oy istemek için de değil; çocuklarımız için, Allah rızası için…
(surur-ozturk@hotmail.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder