Sürur Öztürk
Unutmamak gerekir ki, esnafın ekonomik sıkıntısına çözüm bulmak, öncelikli olarak evlenmeye hazırlanan gençlerin ya da onların ailelerinin değil, YESOB Başkanının işidir… Sayın Bektaş, “Evlenecek kardeşlerimiz, alışverişlerini Yozgat’tan yapsın” demek yerine, yıllardır oturduğu o makamda, esnafın sorunlarına daha etkili çözümler, projeler üretmelidir. Bunu yapmak aslında hiç de zor değildir. Sadece samimi olmak ve daha çok çalışmak gerekir…
***
Yozgat Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği (YESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bektaş’ın “Evlenecek kardeşlerimiz, alışverişlerini Yozgat’tan yapsın” şeklindeki cümlesini okuduğumda, hayli meraklandım, heyecanlandım.
Koskoca YESOB Başkanı, “Evlenecek kardeşlerimiz, alışverişlerini Yozgat’tan yapsın” şeklinde bir çağrı yapıyorsa, mutlaka Yozgat’ta genç çiftlere birtakım avantajlar sunulduğuna dair önemli bir açıklama yapmıştır, diye düşündüm.
Haberi okuyunca, şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Zira ‘koskoca YESOB Başkanı’ Sayın Bektaş, “Evlenecek kardeşlerimiz, alışverişlerini Yozgat’tan yapsın” çağrısında bulunuyor ama onlara tek bir avantaj sunmuyordu.
Sayın Bektaş, genç çiftlere herhangi bir ‘avantaj’ sunmuyor ama bir gerekçe gösteriyor. Gerekçe, özetle şu:
“Kışın havalar sıcak, yazın da soğuk geçti. Bu sebeple esnaf, talep olmaması sebebiyle kışın kışlık ürünleri, yazın da yazlık ürünleri satamadı. Evlenecek kardeşlerimiz, alışverişlerini Yozgat’tan yapsınlar da, esnafımız biraz para görsün…”
Kısacası, bir nevi, ilkokul yıllarımızda okul sıralarının üzerine dizip sonra hep birlikte âfiyetle yediğimiz birkaç meyve ve bir miktar çerezle kutladığımız Yerli Malı Haftası sloganını yıllar sonra yerel versiyonuyla yeniden tedavüle sokuyor.
“Yerli malı, yurdun malı; herkes onu kullanmalı…”
Fakat bu slogan, merhum Özal’dan bu yana artık toplumda bir karşılık bulmuyor. Eskiden ‘müşteri’, şimdi ise ‘tüketici’ dediğimiz kitle, yerlisine yabancısına bakmıyor. İhtiyacı olan üründe ucuzluk, kalite ve estetik arıyor. Yerli ürün ‘ucuz, kaliteli ve estetik’ ise yerli ürünü, değilse yabancı ürünü tercih ediyor. Üreticiye ve satıcıya mesajı da açık:
“Sen daha avantajlı ürünler sun, senden alayım, param yabancıya gitmesin. Ama kalitesiz ve çirkin ürünleri, benim memleket sevgimi istismar ederek üstelik yüksek fiyatlarla satmaya kalkarsan, kusura bakma, ben de keriz değilim…”
Serbest piyasa ekonomisinin şartları böyle… Rekabet ortamında, müşteriye daha cazip imkânlar sunan üretici ve satıcılar, hâliyle daha fazla rağbet görüyorlar…
Yani, basit bir söyleyişle, evlenmeye hazırlanan genç bir çift, daha kaliteli ve daha göze hoş gözüken bir mobilyayı, meselâ Kayseri’de daha ucuza satın alabiliyorsa, niye Yozgat’tan alsın? Diğer eşyalar ve ihtiyaç ürünleri için de böyle…
Ben, “Yozgat’ta satılan ürünler kalitesiz, çirkin ve pahalıdır” diye bir hüküm vermiyorum. Sadece, ‘koskoca YESOB Başkanı’ Sayın Uğur Bektaş, Yozgat esnafı adına müşteriye / tüketiciye hangi avantajı sunuyor, diye soruyorum. Çağrısının bu hâliyle ve mevcut piyasa şartlarında ikna edici olmaktan çok uzak, anlamsız ve etkisiz olduğunu düşünüyorum.
Unutmamak gerekir ki, esnafın ekonomik sıkıntısına çözüm bulmak, öncelikli olarak evlenmeye hazırlanan gençlerin ya da onların ailelerinin değil, YESOB Başkanının işidir… Sayın Bektaş, “Evlenecek kardeşlerimiz, alışverişlerini Yozgat’tan yapsın” demek yerine, yıllardır oturduğu o makamda, esnafın sorunlarına daha etkili çözümler, projeler üretmelidir. Bunu yapmak aslında hiç de zor değildir. Sadece samimi olmak ve daha çok çalışmak gerekir…
“Evlenecek kardeşlerimiz, alışverişlerini Yozgat’tan yapsın” demek için YESOB Başkanı olmaya gerek yoktur; bunu sokaktaki sıradan bir vatandaş da söyleyebilir… Oysa, arada bir fark olması gerekmez mi?..
Sayın Bektaş, daha tatminkâr bir açıklama yapıp, beni mahcup edebilir… “Evlenecek kardeşlerimiz”in alışverişlerini Yozgat’tan yapmaları için, mahcup olmaya razıyım…
(surur-ozturk@hotmail.com)
1 yorum:
canım kardeşim ben yozgat'ta yaşayan bir kişiyim ve ve bu bahsettiğin adamın verdiği ekmekle yaşıyorum senelerdir...çünkü uğur bektaş sadece başkan değil ayrı zamanda da bir iş adamıdır...Bugün Yozgata özel hastahane yapmış ve zaten o bahsettiğin gençlerin bir çoğuna iş imkanı sunmuştur...ki bu sunduğum örnek sadece bir tanesidir...O yozgatı yozgat yapan bir adamdır...bence sende bi dur düşün o kalemi eline alıpta böyle yazıyorsun ama ben ne yaptım diye...eminimki bu adamın yaptığının bir milyonda biri yoktur...ayrıca sende vurguluyosun ki senelerdir o koltukta oturuyorsunuz diye...bir otur düşün neden senelerdir başkan seçiliyor diye kendi kendine oy atmıyor herhalde demi elbetteki halk seçiyor...senin gibi yanlış düşünen çok az insan var ve azınlıksınız umarım açıklamam yeterlidir
Yorum Gönder