15 Haziran 2011 Çarşamba

MHP, “gecesefası” olmaktan vazgeçmeli

Yorum - Sürur Öztürk

‘Gecesefası’ ya da ‘akşamsefası’ isimli çiçeği bilirsiniz; çiçekleri sabahları kapanır, akşam günbatımından sonra tekrar açılır. Karanlıkta açan bir çiçektir yani. Genellikle tek yıllığına yetiştirilir, dağınık olarak büyür. Çabuk gelişir, boyu 1 metreye kadar uzayabilir. Çok sudan hoşlanır fakat kuraklığa da dayanır. Çiçeklenme bittikten sonra, yumrular toprak içinde kalacak şeklide budanır. Soğuğa dayanıklıdır, vesaire…

Ben, MHP Yozgat İl Teşkilatı’nı birçok yönüyle ‘gecesefası’na benzetirim… Evet, gecesefası güzel ve özel bir çiçektir. Varlığı, bulunduğu ortama renk ve güzellik katar; ama yokluğu bir kayıp sayılmaz.

Bu, varlığı ve yokluğuna dair mukayeseye “E ama haddizatında bütün çiçekler öyle değil midir?” diye itiraz edebilirsiniz. Evet, ama diğer özellikleriyle birlikte düşündüğünüzde, bir siyasî parti böyle bir ‘saksı çiçeği’ne, bir ‘süs bitkisi’ne benzememelidir.

Ne demek istiyorum?

MHP Yozgat İl Teşkilatı, tıpkı bir gecesefası gibi, seçim dönemleri dışında kapanıyor, seçim dönemi gelip çattığında, yani karanlık çöktüğünde açılıveriyor. Güllerle kaktüslerin birbirine karıştığı seçim dönemlerinde seçmenler de hâliyle, “Günaydın” diyorlar; “Bütün gün neredeydin?.. Seni görmek için hep havanın kararmasını mı bekleyeceğiz?..”

Bizim gecesefası da cevap veriyor: “Öyle deme… Ben dağınık olarak büyürüm ama çabuk gelişirim. Kuraklığa da dayanıklıyımdır…”

Seçmen de gıyaben lafı yapıştırıyor:

“Evet… Sonunda da, yumruların toprak içinde kalacak şekilde budanırsın… Kusura bakma, şimdi oy kullanmaya gidiyorum, akşam hava karardıktan sonra görüşürüz…”

Ne demek istiyorum?

MHP Yozgat İl Teşkilatı, seçim dönemleri dışında dişe dokunur hiçbir muhalefet sergilemiyor. Gecesefası gibi içine kapanıyor… Yerel siyasetten hazzetmiyor. Yozgat’ın yerel meseleleri hakkında samimi ve ciddi hiçbir özel çalışma yapmıyor. Yozgat’tan kopuyor adeta… Söyledikleri de tekrarlana tekrarlana sıradanlaşmış, anlamını ve etkisini kaybetmiş, kalıplaşmış sloganlardan ibaret kalıyor. “Haa, bak bu adamlar Yozgat’ın bütün problemlerini tek tek tespit etmişler, nasıl çözüleceğini de biliyorlar, helâl olsun, adamlar çalışıyorlar kardeşim” dedirtecek hiç ama hiçbir özel çalışma yapmıyorlar.

Sonra seçim dönemi gelip çatıyor ve başlıyorlar bağırmaya:

“Türkiye’yi bölecekler ama merak etmeyin, biz varız; biz Türkiye’yi böldürmeyiz…”

Seçmen de bu durumda en tabii ve en makul tepkiyi veriyor:

“Yeğenim, hele bir yolumdan çekil de geçeyim… Geçen seçimde de öyle demiştiniz, her seferinde tam tersi oluyor...”

Halk, doğrudan gündelik hayatında karşılaştığı ekonomik ve sosyal problemlerinin çözülmesini bekliyor. AK Parti de bunu yapıyor. Sağlık, eğitim, emniyet ve adalet alanında yapılan değişikliklerin, vatandaşın ayağına götürülen hizmetlerin, toplumda çok ama çok büyük bir karşılığı var. İdeolojik nutuklar karın doyurmuyor çünkü…

Muhalefet ise, halkın günaşırı karşılaştığı gündelik sorunların çözümüne yönelik icraatları küçümsedikçe, yok farzettikçe, seçmen nezdinde marjinalleşiyor, sosyal hayatın dışına itiliyor. Muhalefet, “AK Parti iktidarı, seçim döneminde devletin bütün imkânlarını kullandı” demekle vatandaştan oy alacağını zannededursun, vatandaş, devletin kendisi için bütün imkânlarını seferber ettiğini duymaktan büyük bir memnuniyet duyuyor… “Devletim bana sahip çıkıyor, muhalefet bundan rahatsız oluyor” diye düşünüyor.

Sosyal yardımlara gelince, herhalde hiçbir yoksul seçmen, kendisini ‘bir torba kömüre ve bir paket makarnaya oyunu satan adam’ olarak gören bir partiye oy vermek istemez…

MHP Yozgat İl Teşkilatı, Yozgat’ın sorunlarını akademik bir bakış açısıyla tek tek tespit etse ve bu problemler için uygulanabilir çözümler üretse fena mı olur? Bunu yapmak için seçim dönemini beklemek şart mı? (Hoş, seçim döneminde de yapılmıyor ya…)

“Sen öyle İstanbul’da oturup Yozgat hakkında ahkâm kesmeyi bırak, biz Yozgat’ın problemlerini senden iyi biliriz; ama bu problemleri çözecek güce erişmek için iktidar olmamız lâzım” diyebilirsiniz… Ama halk, MHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemi de gördü…

Bence, Yozgat’ın yerel problemlerini çözmek için MHP’nin iktidar olmasını beklemeye de gerek yok. MHP Yozgat İl Teşkilatı, kadın ve gençlik kolları ile birlikte, sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla proje de üretebilir, bu projeleri hayata geçirmek için gerekli ekonomik kaynağı da oluşturabilir. MHP bunu yapsa, seçim dönemlerinde bu kadar çırpınmasına bile gerek kalmaz…

Gecesefası güzel ve özel bir çiçektir; ama MHP, orada öylece durduğunda hiç fena durmayan, lâkin olmadığında da hayatî bir ihtiyaç gibi görülmeyen, ‘olmasa da olur’ gözüyle bakılan bir ‘saksı çiçeği’, bir ‘süs bitkisi’ olarak kalmamalıdır.

Hamasî nutukları ve şiddet dilini kullanarak kendisini kahramanlaştırmaya çalışmak yerine, bizzat problem çözücü bir yapı tesis etmelidir.

Yapılan her şey siyasî içerikli olmak zorunda mıdır? Söz gelimi, MHP Yozgat Kadın Kolları, kadınların el emeğini paraya dönüştürmelerini sağlayacak bir vakıf kursa, seçim dönemlerinde yapılan ev ziyaretlerinden çok daha etkili olmaz mı?

MHP Yozgat Gençlik Kolları, el sanatları alanında üretim yapacak ve üretilenleri sistemli bir şekilde yurt dışına pazarlayacak bir dernek kursa, yani istihdam ve kaynak oluştursa, sabun köpüğü gibi parlayıp sönen, ‘kendin çal kendin oyna’ türünden geceler tertiplemekten daha kalıcı ve etkili olmaz mı?

MHP Yozgat İl Teşkilatı, “Bir tek bira fabrikamız vardı, onu da özelleştirip sattılar” deyip durmak yerine, gerçekten niyet etse, profesyonel bir organizasyonla Yozgat’a bir fabrika kuramaz mı?

“Oohoo, ölme eşeğim ölme… Hayal bunlar hayal… Hangi parayla hemşerim?” diyorsanız, ben de derim ki, gecesefası güzel ve özel bir çiçektir, ama olmasa da olur…

Önümüzdeki belediye seçiminde açarsınız artık...

(surur-ozturk@hotmail.com)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzel bir yazı yazmışsınız. Kaleminiz zeval görmesin. Ellerine sağlıkkkkkk. Yazınızı en az 10 kez okudum, okudum ... daha da okudukça okuyasım geliyo