20 Şubat 2011 Pazar

Tuzu kurular susuyor, baldırı çıplaklar konuşuyor

Sürur Öztürk

Yozgat’ın çok değerli yazarı Siyami Yozgat’ın, 29 Mart 2009 Mahallî İdareler Genel Seçimi’nden 20 gün kadar önce İleri gazetesinde yayınlanan “Seçimi kimler konuşur?” başlıklı yazısındaki tespiti çok ilgimi çekmişti.

Siyami Yozgat’a göre, Yozgat’ta “tuzu kuru” durumda olan ve her devirde işini yürütmeyi bilen ticaret erbabı, siyasî eğilimlerini gizliyor, açıktan konuşmuyor. Buna karşılık, “baldırı çıplak” diye tabir edilen yoksul kesim ise gündelik hayatında sürekli seçimleri konuşuyor.

Siyami Yozgat, 1 Nisan 2009’da yayınlanan “Bir veda yazısı” başlıklı son yazısıyla, İleri’den ayrılmıştı. Çok üzülmüştüm. Yazılarını dikkatle takip ediyor ve gerçekten istifade ediyordum. Yazdıkları, Yozgat için bir kazançtı.

Mesela Mart 2009’da yayınlanan “Sanata dair” başlıklı yazısında, 29 Mart seçimleri öncesi Yozgat Belediye Başkanlığı için aday olan siyasetçilerin, pek çok konuda seçmenlere vaatlerde bulunurken, “kültür-sanat” alanında nasıl bir politika uygulayacaklarına dair herhangi bir beyanda bulunmayışlarına dikkat çekmiş ve şöyle yazmıştı:

“Seçeceğimiz yeni belediye başkanına düşen görevlerden biri de, şehrimizde sanatsal etkinliklere daha fazla katkıda bulunmak, belediye konservatuvarından sanat atölyelerine, pek çok güzelliği toplumumuza kazandırmaktır.”

Siyazmi Yozgat’a göre, toplumun estetik bakış açısını kaybetmesi, çevremizdeki güzelliğin, inceliğin, aydınlığın kaybolmasına yol açıyor. Bu yüzden de, hayatımız gittikçe daha anlamsız ve zevksiz hâle geliyor.

Estetik kaygılardan uzaklaşmak, toplumu bedii zevkleri körelmiş, gönlü kararmış, çürümeye başlamış bir topluma dönüştürüyor. Sanatın getirdiği güzelliklerden her geçen gün biraz daha uzaklaşılması, kültürel değerlerimizi de kaybetmemize sebep oluyor.

Yazısında, kültürel değerlerin kaybedilmesi sonucunda, toplum hayatında ortaya çıkan yozlaşmaya dair örnekler de veren Yozgat, bir belediye başkanının kültür ve sanat alanında da sorumlulukları olduğunu hatırlatmış ve şu çağrıda bulunmuştu:

“Yerel seçimlerin yapılacağı bu günlerde, sanatı yeniden gündemimize almanın, sanatla yeniden hayatımızı anlamlandırmanın; yavanlaşmanın, sığlaşmanın, kirlenmenin içinde debelendiğimiz bu ortamda sanatla yeniden dirilmenin, dünyaya daha güzel bakmanın tam vaktidir.”

Siyami Yozgat’ın 29 Mart 2009 Mahallî İdareler Genel Seçimi için yazdıklarını, 12 Haziran 2011’de yapılması planlanan Milletvekili Genel Seçimi için de düşünebiliriz.

1 Nisan 2009’dan beri, Siyami Yozgat’ın köşe yazılarından mahrumuz. Oysa mutlaka yazması gerekenlerden birisiydi.

Yazıyla, edebiyatla, sanatla ilgisini koparmadı tabi. Yazdığı Usat isimli belgesel roman, kısa bir süre önce yayınlandı biliyorsunuz. Şüphesiz ki bu, Yozgat adına büyük bir kazanç. Fakat, keşke köşe yazılarına da devam etseydi.

Bazı konularda farklı düşünüyoruz. Siyasî ve kültürel konularda bakış açımız tam olarak örtüşmüyor. Aramızda 10 yaş var. Benim büyüğümdür. Kendisine karşı ukalâlık yapıyor durumuna düşmek istemem; ama ben onun mutlaka yazması gerektiğini düşünüyorum.

Hangi gazetede olur bilemem ama, bence Siyami Yozgat yeniden yazmaya başlamalı.

(surur-ozturk@hotmail.com)

Hiç yorum yok: