9 Eylül 2010 Perşembe

Yorum – Sürur Öztürk

Yozgat Valisi Necati Şentürk ve Belediye Başkanı Yusuf Başer, bayramdan kısa bir süre önce çocukları Kirazlı Göleti’nde boğulan ve Ramazan Bayramı’na evlât acısıyla giren aileleri bayramda hatırlamadılar.

Çok mu zordu, bayrama evlât acısıyla giren aileleri de ziyaret edip, acılarına ortak olmak? Çok mu zordu, “Başınız sağ olsun… Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın, Allah sabır versin… Ne haldesiniz? Bir ihtiyacınız var mı? Size nasıl yardımcı olabiliriz?” diye sormak?.. “İnsan odaklı kamu yönetimi” ile “sosyal belediyecilik” ne oldu?

Yoksa, Kirazlı Göleti’nde ölen 12 yaşındaki Abdülkerim ve Mehmet’le birlikte insanlık da mı öldü?


Ramazan Bayramı münasebetiyle, Yozgat protokolü, kamu görevlileri ve vatandaşlar (!) için Belediye Düğün Salonu’nda bayramlaşma programı düzenlendi.

Yozgat Valisi Necati Şentürk ayrıca, Ramazan Bayramı münasebetiyle bayramın ilk günü bir dizi ziyarette bulundu. Vali Şentürk, Yozgat Polis Evi’nde İl Emniyet Müdürlüğü personelini, İl Jandarma Komutanlığı’nda erbaş ve erleri, Şehit Uzman Çavuş Akif Karabulut’un ailesini, Yozgat Devlet Hastanesi ile Yozgat Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki hastaları, Yozgat Belediyesi Huzurevi’ndeki yaşlıları, Çocuk Yuvası ve Yetiştirme Yurdu’nda barınan çocukları ziyaret ederek bayramlaştı.

Ancak Vali Şentürk ve Belediye Başkanı Başer, bayramdan kısa bir süre önce çocukları Kirazlı Göleti’nde boğulan ve Ramazan Bayramı’na evlât acısıyla giren aileleri bayramda hatırlamadılar. Üstelik, çocukların ölümünden önce yerel basında tehlikeye işaret eden haberlere rağmen hiç tedbir almadıkları için, küçük çocukların boğularak can vermelerinde kendileri de kabahatli olmalarına rağmen…

Oysa, Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, bayram mesajında, “İnsanı insan yapan değerlerin, erdemlerin yalın olarak yaşandığı dinî bayramlarımız, toplumsal yaşamımızda vazgeçilmez önem taşır” demişti. Vali Şentürk de, bayramda ‘muhtaçların unutulmaması’ gerektiğini ifade etmişti. Çocukları boğulan aileler, teselliye muhtaçtılar; ama Sayın Şentürk ve Sayın Başer, aileleri teselli etmeye bile gitmediler…

O aileler ki, çocuklarının boğuldukları haberini iftara 10 dakika kala almışlar ve çocuklarının cesetlerinin göletten çıkarılması beklentisi içerisinde, o acı içerisinde, iftarlarını açmak akıllarına bile gelmemişti… Ancak ne yazık ki, Yozgat’ta dalgıç olmadığından, çocuklarının göletten çıkarılması için, Ankara’dan gelecek dalgıç ekibini beklemek zorundaydılar. Canlarından can kopmuştu… Minik yavrularının ölü bedenleri suyun altındaydı ama onları oradan çıkarabilecek hiçbir kamu görevlisi yoktu… Tıpkı, Yozgat’ta daha önceki boğulma vakalarında olduğu gibi…

Çok mu zordu, bayrama evlât acısıyla giren aileleri de ziyaret edip, acılarına ortak olmak? Çok mu zordu, “Başınız sağ olsun… Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın, Allah sabır versin… Ne haldesiniz? Bir ihtiyacınız var mı? Size nasıl yardımcı olabiliriz?” diye sormak?.. “İnsan odaklı kamu yönetimi” ile “sosyal belediyecilik” ne oldu?

Yoksa, Kirazlı Göleti’nde ölen 12 yaşındaki Abdülkerim ve Mehmet’le birlikte insanlık da mı öldü?

(surur-ozturk@hotmail.com)

Hiç yorum yok: