19 Eylül 2010 Pazar

Atatürk’e suikasttan idam edilen Yozgat İstiklâl Mahkemesi Üyesi Hurşit, roman kahramanı oldu

Ziya Hurşit, Yozgat İstiklâl Mahkemesi üyesiydi, Atatürk’e suikast hazırlığı yaptığı gerekçesiyle, mensubu olduğu İstiklâl Mahkemesi tarafından idam edildi. “Kürdoğlu” ailesine mensuptu ama Birinci Meclis’te o zamanki adıyla “Lazistan” (Rize) Milletvekilliği yapmıştı.

İdam edilmeden önce cellat Kara Ali ile arasında geçen konuşmalar, İzmirli gazeteci Hakkı Katıltan’ın yazdığı “Bir Celladın Hatıraları” adlı kitapta yer alıyordu.

Ziya Hurşit, şimdi bir roman kahramanı… Yazar Hakan Günday, yeni romanı “Ziyan”da, Atatürk’e suikast girişiminde bulunduğu için idam edilen Ziya Hurşit ile ‘sakıncalı’ bir eri buluşturuyor.

Hakan Günday’ın, Ziya Hurşit’e olan ilgisi, onun büyük büyük amcası olduğunu öğrenince başlamış...

Ziya Hurşit, yazar Hakan Günday’ın büyük büyük amcasıymış

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e suikast hazırlığı yapan grup içerisinde yer aldığı için İstiklâl Mahkemesi tarafından idam edilen Ziya Hurşit, bugünlerde yeniden gündemde.

Hakan Günday’ın yeni romanı “Ziyan”ın roman kahramanlarından birisi de, Ziya Hurşit…

Hakan Günday, Haber Türk gazetesine verdiği “mülâkatta”, “Ziya Hurşit ne zaman ilgi alanınıza girdi?” sorusu üzerine, “Ziya Hurşit’in ilgi alanıma girdiği ilk ân, onun benim büyük büyük amcam olduğunu öğrendiğim andır” diyor ve şunları söylüyor:

“O andan sonra ve hayatını nasıl geçirdiğine dair birkaç bilgi edindikten sonra haliyle yıllar sonra da hayatımı hikâyeler yazarak kazandığım gün geldiğinde onunla ilgili bir metin yazmam gerektiğini de düşündüm. Hakkında çok az evrak bulunan birisi hakkında hayal kurmak şarttı ve o hayali kurup onu bir roman kahramanı haline getirmeyi tercih ettim.”

Günday, “Ziya Hurşit’in büyük büyük amcanız olduğunu ilk nasıl öğrendiniz?” sorusuna da “Normal ilerleyen yaşlarda aile içinde geçen konuşmalardan öğrendim. Bunun haricinde bir de bir kütüphanede rastladığım, ağabeyimin yazdığı Ahmet Faik Günday’ın ‘Hayat ve Hatıralarım’ kitabını görünce oradan bağlantıyı kurdum. Kendisi de ikinci Meclis’te milletvekiliydi. Hem kütüphanelerden hem de aileden öğrendim yani” karşılığını veriyor.

Cellat Ali Ağı’nın hatıraları

Ziya Hurşit hakkında ilginç bir kitap da, İzmirli gazeteci Hakkı Katıltan’ın yazdığı “Bir Celladın Hatıraları” adlı kitap.

Hürriyet gazetesinden Yaşar Aksoy’un “Gazeteci babaya oğlunun vefası” başlıklı yazısında anlattığına göre, Hakkı Katıltan, İzmir’de ünlü bir gazeteci olan babası Şemsi Katıltan’ın kaybolmuş röportajlarını 32 yıl sonra “Bir Celladın Hatıraları” ismiyle kitap haline getirmiş. Katıltan, kitabın hikâyesini şöyle özetliyor:

“Altı ay uyumadan bu kitabı hazırladım. Önce babamın eski sandıkta sakladığımız röportajlarını ve makalelerini sıraya soktum, sonra kitap hazırlığına giriştim. Kendim bastırdım. Babam sanki yeniden dirildi, aramızda dolaşır oldu.”

Yazar Hakkı Katıltan’ın babası Şemsi Katıltan, geçmişte İzmirli Cellat Kara Ali’yi bulup konuşturmuş. Bu mülâkat, ilk olarak 1950 yılında Yeni Sabah gazetesinde yayınlanmış. Cellat Ali Ağı, her idamı tek tek bütün ayrıntıları ile anlatmış.. Oğlu Hakkı Katıltan da, babasının kaybolan bu röportajlarını bulup, 32 yıl sonra kitap hâline getirmiş ve kendi imkânları ile 500 adet bastırmış.

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, “Bir Celladın Hatıraları” isimli kitapta yer alan, Ziya Hurşit ile onu idam eden cellat Ali Ağı arasında geçen diyalogları, 22 Ağustos’ta “Haydi beyler ahirete gidiyorum” başlıklı yazısında yayınlamıştı.

Ne giysem yakışır efendim...

Özkök’ün kitaptan aktardığı notlar şöyle:

“13 Temmuz 1926’yı 14 Temmuz’a bağlayan gece İzmir’de 13 kişi, Kemeraltı semtine kurulan darağaçlarında idam edildi. İnfazları “Ali Ağı” adlı cellat yaptı. İlk olarak Maarif Nazırı Şükrü Bey idam edildi. Asılan son kişi ise Atatürk’e suikast girişiminin bir numaralı sanığı olan ve olayı itiraf eden Ziya Hurşit’ti.

Saat 6’ya çeyrek kala cellat ve görevliler Ziya Hurşit’in hücresine gidip haber verirler. Yüzüne karar okunurken sakin biçimde dinler ve “İdama mahkûm edilenler kimler?” diye sorar. Öteki 12 kişinin adı sayılır.

“Peki ne oldu onlara?” der.

“Hepsi idam edildi” denince, “Yani ben en sona mı kaldım?” der ve cellatla aralarında inanılmaz bir konuşma başlar:

“Desenize bu işte de yine yaya kaldım. Hey gidi hey, ölümde bile geç kalıyorum!..”

Vasiyeti sorulur. Cebinde 200 lira vardır, bunun kardeşine verilmesini ve onun da kendine bir mezar yaptırmasını ister. Sonra vazgeçer; paranın Cezaevi Müdürü Nuri Bey’e verilmesini, mezarı onun yaptırmasını ister ve ekler:

“Nuri Bey, Nuri Bey, eğer vasiyetimi yerine getirmezsen yandığın gündür. Sonra ahirette iki elim yakanda olur ve sana orada öyle bir suikast tertip ederim ki, yakanı asla kurtaramazsın.”

Cellat Ali Ağı’nın yorumu şudur:

“Adam sanki sayfiye evi pazarlığı yapıyor...”
* * *
Sonra kendisine beyaz idam gömleği giydirilir. Ziya Hurşit aynı ses tonuyla konuşmaya devam eder:

“Ne giysem yakışır efendim. Bakın beyaz da yakıştı işte. Vatandaşlarımın huzuruna böyle ak-pak kılıkla çıkmak hiç de fena değil.”

Ziya Hurşit, Atatürk’ü öldürmek istediği yerde, Kemeraltı Karakolu’nun tam önünde asılacaktır. Arabayla oraya giderken asılmış öteki 12 kişinin önünden geçer. Darağacında asılı her birine isimler takar. Meselâ Sarı Edip Efe’nin parlayan kel kafasını görünce, “Mübareğin kafası lüks lambası gibi” der.

“Kılıç Ali nerede, gözüme ilişir gibi oldu” diye devam eder. Sonra darağacının altına gelir ve espriyi patlatır:

“Maşallah salıncak gibi...”
* * *
“Beni kim asacak?”
“Ben asacağım Hurşit Bey.”
“İp nasıl? İyi hazırladın mı? Sakın ben asılırken düğüm falan olmasın.”
“Merak etmeyiniz. Hiçbir şey olmaz, müsterih olun.”
“Teşekkür ederim. İşte bu hoşuma gitti. Sen işinin ehli bir adama benziyorsun. Doğrusu böyle kimseleri takdir ederim. Göreyim seni kendini göster, vazifeni iyi yap. Sana güveniyorum.”

Cellat Ali Ağı’nın yorumu:

“İnsan asmıyor, sanki muhayyer bir mal satıyorduk. Karşımda bir müşteri ben de malımı beğendirmeye çalışıyorum.”

Ziya Hurşit’in son sözleri ise şu olur:

“Haydi beyler, ahirete gidiyorum. İçinizde oradakilere mektup göndermek filan isteyen var mı?”

Arkasından da en son sözü:

“Oh, meğer asılmak ne güzel, ne eğlenceli şeymiş...”

Cellat Kara Ali kimdi?

Hürriyet yazarı Yaşar Aksoy, Ziya Hurşit’i idam eden ve “Kara Ali” lâkabıyla bilinen cellat Ali Ağı’nın “Tepecik genelevindeki minik dükkânında tabelacılık yaptığını” belirterek, “Tepecik esnafının dükkan ve genelev sokağındaki evlerin tüm tabelaları onun fırçasından çıkmadır” diyor.

Ziya Hurşit kimdir?

Ziya Hurşit Bey, 1890, Hemşin Kazası (Çamlıhemşin) doğumlu Türk siyasetçidir. TBMM’nin 1. dönem Lazistan milletvekillerinden biridir. Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya suikast girişiminde bulunduğu için idam edilmiştir.

“Kürdoğlu” ailesine mensuptu. Almanya’da Danzig’de Gemi inşaatı ve telsiz öğrenimi gördü. Trabzon delegesi olarak Erzurum Kongresi’ne katıldı. Kurtuluş Savaşı’nda savaştı. 1920 yılında Lazistan milletvekili olarak 1. TBMM’de yer aldı. Yozgat İstiklâl Mahkemesi üyeliği yaptı. Ancak Mustafa Kemal’le görüşleri ayrıldı. 2. dönem milletvekili seçilemedi.

16 Haziran 1926 yılında İzmir’de Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya karşı suikast hazırlığı yapmakta olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Yapılan suçlamaya göre Ziya Hurşit’le birlikte hareket eden Gürcü Yusuf, Laz İsmail ve Çopur Hilmi, Kemeraltı Karakolu önünde Mustafa Kemal’e ateş edeceklerdi. Ziya Hurşit ve arkadaşları, kargaşadan yararlanarak Yemiş Çarşısı’nda bekleyen bir arabayla Giritli Şevki Bey’in rıhtımda bekleyen motoruna binip Sakız Adası’na kaçacaklardı. Fakat son anda Şevki Bey’in pişmanlık duyarak suikastçıları ihbar etmesi sonucu, Ziya Hurşit ve arkadaşları yakalandılar.

Suikastin arkasında TBMM’nin tek muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası içindeki bir grubun olduğu anlaşıldı. Bu parti kapatıldı, Ziya Hurşit ve arkadaşları İstiklâl Mahkemesi tarafından idam cezasına çarptırıldı.

Ziya Hurşit, 14 Temmuz 1926’da başta Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi, Şükrü Bey, Ayıcı Arif, İsmail Canbulat, Cavit Bey olmak üzere 13 kişiyle birlikte idam edildi.

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: