22 Ağustos 2010 Pazar

Bilmece mi, fıkra mı? Al sana bir tuhaflık daha!..

Yorum – Sürur Öztürk

Basında yer alan haberlerden öğreniyoruz ki, 2 yıl önce Sürmeli Festivali’nde kişiye özel olarak üzerlerine isimler yazdırılan ve hediye edilmek üzere yaptırılmış olan minyatür halılar, Yozgat Belediyesi Zabıta ekibi tarafından yol ortasında bir koli içinde bulunmuş.

Bu hediyelik eşyalar, 2 yıldır Yozgat Belediyesi Başkan Yardımcısı Tevfik Bozkurt’un makamında duruyormuş.

Minyatür halıların, onları taşıyan aracın bagajından düşmüş olabileceği tahmininde bulunan Tevfik Bozkurt, bu minyatür halıları, ‘belki sahibi gelir’ diye bekletiyormuş.

Bozkurt, Yozgat’ta bu tür hediyelik eşya satan kişilerle irtibata geçmiş; ama bir netice alamamış. Bozkurt, bu hediyelik minyatür halıların ‘nereden geldiğini ve kim tarafından yapıldığını’ bulamamış.

Yozgat Belediyesi Başkan Yardımcısı Tevfik Bozkurt, 2 yıl önce buldukları minyatür halıların üzerlerinde isimleri yazılı olan kişilerin çoğunu tanıdığını belirttikten sonra, sahiplerini bulamadığını ama bu hediyelik eşyaları, üzerlerinde isimleri yazılı olan sahiplerine vereceğini söylemiş.

Bu bir Yozgat bilmecesi mi yoksa bir Yozgat fıkrası mı? Allah aşkına söyler misiniz;

2 yıl önceki Sürmeli Festivali’nde, üzerlerine isimleri yazdırılan kişilere hediye edilmek üzere sipariş verilen bu minyatür halıları hangi kurum yaptırmıştı?

Bu kurum, bu hediyelik eşyalar ortadan kaybolunca ne yaptı?

Yozgat Belediyesi Başkan Yardımcısı Tevfik Bozkurt, söz konusu hediyelik eşyaların, 2 yıl önce Sürmeli Festivali’nde verilmek üzere yaptırıldığını söylüyor. Peki, bunu bilen bir Belediye Başkan Yardımcısı, neden ‘nereden geldiğini ve kim tarafından yapıldığını bulamadım’ diyor? Sürmeli Festivali’ni Valilik ve Belediye ortaklaşa düzenlemiyor mu? Eee?

Bozkurt, hem 2 yıl önce buldukları minyatür halıların üzerlerinde isimleri yazılı olan kişilerin çoğunu tanıdığını, hem de sahiplerini bulamadığını söylüyor. Peki ama, tanıdığı insanları neden bulamıyor?

Bozkurt, bir bilmeceye dönüşen açıklamasını şöyle tamamlıyor:

“Ama bu hediyelik eşyaları, üzerlerinde isimleri yazılı olan sahiplerine vereceğim…”

İyi de, hani onları bulamamıştı? Nasıl verecek? O kişileri bulmak bu kadar kolaydıysa, neden 2 yıl bekledi?

Ayrıca Belediye, bu durumu basına bildirmek için neden 2 yıl bekledi? 2 yıl önce, bulunduğu günlerde basına bildirilse, sahipleri o günlerde bulunamaz mıydı? Yani, Belediye, ‘kaybolan hediyelik eşyalar bizde’ diye duyurmazsa, adamcağızlar onların Belediye’de olduğunu nereden bilecekler?..

Basında yer alan haber eksik ya da yanlış değilse, Sayın Bozkurt’un açıklamaları çelişkilerle dolu. Hem bilmece, hem de fıkra gibi… Güler misin ağlar mısın?..

“Canım bunda bu kadar büyütecek ne var Allah aşkına? Üç-beş tane hediyelik eşya işte… Adamlar bulmuş, şimdi sahiplerini arıyor, fena mı?” diyorsanız, bence yanılıyorsunuz.

Bu işler böyle koordinasyonsuz bir şekilde, bu kadar acemice, bu kadar umursamazlık içinde ve bu kadar ağırdan alınarak yürüyorsa, yarın birgün içinde daha önemli şeyler bulunan bir koli daha yol ortasına düştüğünde, veyahut da önemli bir evrak kaybolduğunda, Yozgat kamuoyu bundan da 2 yıl sonra mı haberdar olacak? Ve kendilerine emanet edilen bir malı kaybedenler, bunun bedelini ödemeyecekler mi?

Bu ne ciddiyetsizlik yâhu?!.

Bir de, ben bu haberi, www.haber50.com isimli ulusal haberler yayınlayan bir internet sitesinde okudum. Orada haberin başlığı “Valilikte Bekleyen Hediyelik İsimli Halılar Sahiplerine Verilecek” şeklinde. Oysa haberde, hediyelik eşyaların Valilikte değil, Yozgat Belediyesi Başkan Yardımcısı Tevfik Bozkurt’un makamında bekletildiği yazıyor. Yâhu bunlar Valilikte mi bekliyor, Bozkurt’un makamında mı? Yoksa, Belediye Başkan Yardımcısı Bozkurt’un makamı Valilikte mi?

Nasreddin Hoca’nın “Kedi buysa ciğer nerede? Yok eğer bu ciğerse, o halde kedi nerede?” fıkrasını biliyor musunuz?...

Akşam akşam... Kızım hele oradan bana bir bardak soğuk limonata ver... Oğlum sen de gel şu şakaklarıma biraz masaj yap bakayım!...

(surur-ozturk@hotmail.com)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sürur bey yapmayın sabah sabah gülmekten karnım ağrıdı .. bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? yozgat belediye başkanı ne iş yapıyor ki? uğraşacak bişey bulmuş işte 2 senedir.