Soru: Şakir Bey, Yozgat’ta bir vatandaş, sabah kahvaltısında yemek için kestiği domatesin içinde Arapça harflerle Allah yazdığını görmüş. Domatesi Müftülüğe götürmüş, Müftülük de domatesteki yazının gerçekten de Lâfz-ı Celîl olduğunu doğrulamış. Bu mucizeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? (Memnune)
Cevap: Sevgili Memnune, bence orada daha büyük bir mucize var; o da domatesin bizzat kendisi…
Domatesin sahibi kesinlikle üzerine alınmasın... Bazı heyecanlarımız vardır ki, dinî hassasiyetlerimizin tezahürü gibi görünseler de, esasen – hadi imanımızın zayıflığına demeyelim ama - imanımızı besleyen bilgilerimizin zayıflığına delâlet eder… Domatesi Allah’ın yarattığını; biyolojik, kimyasal ve genetik yapısı ile başlı başına bir mucize olduğunu idrak etmemiz için ille de içinde Allah yazması mı gerekiyor? Şimdi domatesteki Allah yazısını görünce şöyle mi diyeceğiz: Aaa! Meğersem domatesi Allah yaratmııış!..
Yozgat’ta daha önce de bir yumurtanın kabuğunda ve bir ağaç kütüğünde Allah lâfz-ı Celîli ile karşılaşılmış ve haberleri yayınlanmıştı; ama doğrusu bu haber ve fotoğraflar beni hiç heyecanlandırmamıştı. Çünkü üzerlerindeki yazıların değil; o domatesin, o yumurtanın, o ağacın bizzat kendilerinin mucize olduğunu düşünüyorum… Eğer o gözle bakacak olursan, etrafındaki her şeyde O’nun adının yazdığını göreceksin…
Yalnız, Sevgili Memnune, lütfen bana bir daha bu tür dinî içerikli sorular sorma! Maazallah, gazetelerde hakkımda şöyle manşetler atılabilir:
Hürriyet:
Doktor mu imam mı? İşte o adam!
Milliyet:
Atatürkçü doktorlar iş bırakma eylemi yapacak!
Sözcü:
Dinci doktorun referanduma evet dediği ortaya çıktı!
Cumhuriyet
Genç subaylar rahatsız!
Radikal:
Bu doktorla AB’ye girilmez!
Takvim:
Domates suratında patladı!
HaberTürk:
Dinci doktora domatesli protesto
Yeni Şafak:
Mübarek domatesle alay etti!
Vakit:
İmansız doktor!