
Sınır dışı edilen Türk mültecilerin akıbetleri ise bilinmiyor…
İşte, TBMM’deki Hitler polemiği vesilesiyle yeniden hatırlanan o utanç verici ibretlik olay:
Baykal ile Erdoğan’ın Hitler polemiği
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki Hitler polemiği, tarihî bir olayın yeniden gündeme gelmesine vesile oldu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, kendisini İngiliz devlet adamı Churchill’e AK Parti Hükümetini ise faşist diktatör Hitler’e benzetmesine partisinin grup toplantısında cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
“Eğer illâ Hitler’e benzetecek bir siyasî figür arıyorlarsa, kendi Genel Merkezlerindeki eski genel başkan fotoğraflarına baksınlar. Orada Führer’e özenip kendisine ‘Millî Şef’ dedirtmiş genel başkanlarının Hitlervari bıyıklarının altından kendilerine gülümsediğini görecekler; ona baksınlar.”
Başbakan Erdoğan’ın, dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’yü Hitler’e benzettiği bu sözleri üzerine, İnönü’nün kızı Özden Toker, Erdoğan’ın sözlerini, “Yakışıksız, düzeysiz ve tarihi inkâr eden sözler” diye değerlendirdi. Cumhuriyet gazetesi, Toker’in bu ifadesini, “Yakışıksız ve düzeysiz” başlığıyla manşetten yayınladı.
Cumhuriyet, 1939’da Hitler’in doğum gününü manşet yapmıştı
Başbakan Erdoğan, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker’in Cumhuriyet’te manşetten yayınlanan bu sözleri üzerine, partisinin bir sonraki grup toplantısında, aynı Cumhuriyet gazetesinin, 1939 yılında Hitler’in doğum gününü manşetten yayınladığına dikkat çekti. Erdoğan, Cumhuriyet gazetesinin o dönemde ‘Alman propaganda örgütünün en ateşli gönüllüleri arasında yer aldığını’ hatırlattı.
CHP’nin sınır dışı ederek ölüme terk ettiği Türk mülteciler
Erdoğan, konuşmasının devamında, Sovyet zulmünden Türkiye’ye sığınan Türk kökenli Rusya vatandaşlarının, CHP hükümeti tarafından sınır dışı edildiğini anlattı.
Prof. Dr. Ahad Andican’ın “Türkistan Mücadelesi” eserinden alıntı yapan Erdoğan, 1945 yılı Haziran ayında Hükümetin aldığı bir kararla, savaş boyunca çeşitli yollardan Türkiye’ye sığınmış 195 Türk mültecinin, Sovyetler Birliği’ne teslim edildiğini söyledi.
Olayın, Tekirdağ Milletvekili Şevket Bocan’ın 1951 yılında dönemin Başbakanına yönelttiği bir sözlü soru önergesi üzerine Meclis zabıtlarına geçtiğini ve Prof. Andican’ın kitabında bunu Meclis zabıtlarından aktardığını kaydeden Erdoğan, Andican’ın şu değerlendirmesini okudu:
Utanç verici hadise
“Bu milletin tarihinde bir tek mülteci İsveç Kralı Şarl için harp etmiş şerefli hadiseler çoktur. Fakat siyasî mültecileri bir mabuda kurban sunar gibi sunmaya götüren yüz kızartıcı, gönül parçalayıcı bir hadise daha yoktur. / Millî Şef Hükümeti tarafından Sovyetler’e teslim edilen Türk kökenli mültecilerin akıbetleri, Almanya’da müttefikler tarafından teslim edilenlerden farklı olmamıştır.”
O mülteciler Yozgat’ta toplanmışlar
CHP ile AK Parti arasında yaşanan bu polemiğin ardından Ali Yiğit, Toplumsal Hafıza Platformu’nun internet sitesinde yayınlanan “CHP’nin sınır dışı ettiği Türkler” başlıklı yazısında, Başbakan Erdoğan’ın hatırlattığı Türkiye’ye sığınan Türk mültecilerin Yozgat’ta toplandıklarını kaydetti.
Ali Yiğit, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü 1951 Meclis Tutanakları ile Başbakanlık Arşivi’nden aktardığı bilgiye göre, 1951’de dönemin AP’li Adalet Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu, Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocam’ın sorusu üzerine şunları söylemişti:
“İkinci Cihan Harbi’nin başından itibaren memleketimize muhtelif devletler tabiiyetini haiz askerî şahıslar iltica etmiş ve bunlar bîtaraf bir devlet olmamız itibariyle harbin sonuna intizaren Yozgat’ta kurulan kampta enterne edilmişlerdir.”
Ali Yiğit, yazısında şu bilgileri kaydetti:
Yozgat’tan ayrılmak istemediler, elleri arkadan kelepçelendi
Yozgat’a yerleştirilen ve çoğunluğu Türk kökenli olan mülteciler, ülkelerine dönmeleri hâlinde öldürüleceklerini biliyor, bundan dolayı ayrılmak istemiyorlardı. Fakat bu mültecilerin iaşe ve barınma masrafları dolayısıyla yurtdışına gönderilmelerine karar verildi.
Ulvi Keser, “İkinci Dünya Savaşı Sürecinde Yunanistan, Türkiye’de Mülteciler, Askerî ihlaller ve esirler Sorunu” isimli çalışmasında, mültecileri bakın şöyle anlatıyor:
“21 Mayıs 1945 gününden itibaren Rusya’ya iade edilecek olan 241’i Yozgat ve ikisi de İstanbul’da bulunan 243 Rus (Türk) mültecinin Sovyet hududuna kadar götürülerek ülkelerine iade işlemleri sırasında bazı problemlerle karşılaşılır. Bu mültecilerin ülkelerine dönmek istememeleri yüzünden mültecilerin iade işlemi gerçekleşmez. Kamp komutanlığı ve diğer yetkililer tarafından da gözlemlenen bu geri dönmeme arzusu, işlerin aksamasına ve uzamasına da neden olur. Rus mültecilerin geri giderlerse öldürülecekleri kaygısı içinde olduklarını ve bu yüzden geri gitmek istemediklerini bildirmeleri üzerine kamp komutanlığı ve diğer yetkililer bu kişilerin ellerinin arkadan kelepçelenmek suretiyle sevk edilebileceklerini bildirirler ...
Kiminin adı Ali, kiminin Hasan, kiminin Mehmet…
Rus mülteciler arasında Nadir, Zekeriya, Vahit, Abdullah, Musa, Ali Abbas, Mehmet, İbrahim, Mustafa, İlyas, Macit Osmanlı, İbrahim Caferzade, Emin, Murat, Kâmil, Hasan, Hüseyin, Mehmet, Şükrü Esmer, Mehmet, Ahmet, Ali isimli Bulgar ve Rus uyruklu Türkler bulunmaktadır. Kastamonu Mülteciler Misafirhanesi tarafından hazırlanan mevcut listesine göre de kampa getirilecekler arasında Rus Ordusu’nda görev yapan 4 Türk subay ve 8 er, Bulgar ordusunda görevli 9 Türk er ve Yunan ordusunda görevli Türkler bulunmaktadır.”
(Yozgat Muhabir)