15 Aralık 2009 Salı

Yozgat’ta “gündem fakir” mi gerçekten?

Yorum - Sürur Öztürk

Merhaba Yozgat gazetesinden Soner Tümgan, “Türkiye’nin gündemi ne kadar yoğunsa, Yozgat’ın gündemi bir o kadar yok” diyerek, monotonluktan şikâyet ederken; Taraf gazetesi yazarı Rengin Soysal da, “Alışılageldik tabirle, film hep aynı film, yalnızca oyuncular farklı” diyerek, Türkiye gündeminin monotonluğundan şikâyet ediyor. Görülüyor ki, gündemin hareketli ya da durgun olduğuna dair kanaat, biraz da bakış açısına bağlı.

“Haber” tuşuna basmak…

Merhaba Yozgat gazetesinin internet sitesinde, köşe yazarı Soner Tümgan’ın “Gündem fakir” başlıklı bu günkü köşe yazısını okuyunca, küçük bir not düşmek istedim.

“Yozgat gündemi”ne geçmeden önce, Taraf gazetesi yazarlarından Rengin Soysal’ın “Medyavekili” başlıklı bu günkü yazısından kısa bir bölüm aktarmak istiyorum.

Soysal, önce, yabancı gazetecilerin Türkiye ile ilgili bir saptamasını aktarıyor:

“Burayı her daim çok hareketli, heyecanlı ve değişken buluyorlar. Dolayısıyla burada görev yapmaktan, mesleklerini burada sürdürmekten memnun kalıyorlar çoğunlukla. Öyle ya; haber sıkıntısı yok, yazacak konu bulamama endişesi yok ve onun için de ne yapıp edip yaratıcılığını devreye sokma telaşı yok. Haber her an her yerde hazır; adeta ayağına geliyor, nasılsa her zaman ‘yeni’ bir şeyler oluyor...”

Rengin Soysal, “Böyle sanıyorlar; böyle sanıyoruz” dedikten sonra da, aslında hiç de öyle olmadığına dair kanaatini şöyle ifade ediyor:

“Alışılageldik tabirle, film hep aynı film, yalnızca oyuncular farklı. İsterseniz bir deneme yapın; gidin, aylarca yıllarca başka yerlerde dolaşın ve katiyen takip etmeyin burada söz edilenleri, olup bitenleri, sonra dönün de bir görün, nasıl da şaşacaksınız ‘siz hâlâ bunları mı konuşuyor, bunları mı yaşıyorsunuz?’ diyerek.”

Soysal, bu kanıtını kuvvetlendirmek için de, daha somut olarak şu örnekleri veriyor:

“Belki de, bütün suç, şu daima hareketli olduğunu vehmettiğimiz ancak alabildiğine tekdüze olan gündemindedir ülkenin. Baksanıza, Kıbrıs meselesi deseniz otuz beş yıldır, Kürt sorunu deseniz yirmi beş yıldır, demokrasi arayışı deseniz yüz yıldır sürüp gidiyor.”

Merhaba Yozgat gazetesinden Soner Tümgan, “Türkiye’nin gündemi ne kadar yoğunsa, Yozgat’ın gündemi bir o kadar yok” diyerek, monotonluktan şikâyet ederken, Taraf gazetesi yazarı Rengin Soysal da, şu cümlelerle Türkiye gündeminin monotonluğundan şikâyet ediyor:

“Sorunlar da, çatışmalar da, çözümsüzlükler de hep aynı noktalarda düğümleniyor... Çünkü sorunlar da, çatışmalar da, çözümsüzlükler de hiç değişmiyor. Alışılageldik tabirle, film hep aynı film, yalnızca oyuncular farklı.”

Görülüyor ki, gündemin hareketli ya da durgun olduğuna dair kanaat, biraz da bakış açısına bağlı. Yozgat’taki bir gazeteci olarak Soner Tümgan, Türkiye gündemini çok “yoğun” olarak değerlendirirken, İstanbul’daki bir gazeteci Rengin Soysal, “yoğun” gözüken gündemin aslında rutin ve monoton bir gündem olduğunu düşünebiliyor.

Ben, bu konudaki düşüncemi, belki bir başka yazıda genişletmek üzere, şu şekilde özetleyebilirim:

Biliniz ki, sadece Yozgat’taki gazeteciler değil, neredeyse Anadolu’nun bütün mahallî gazetecileri, yaşadıkları şehirde gündemin çok durgun olduğunu, haber değeri taşıyan bir gelişme yaşanmadığını düşünüyorlar.

Acaba gerçekten öyle mi?

Bence, Anadolu basınının problemlerinden birisi şu: Mahallî gazeteciler, bildiklerini yazmıyorlar, bilmediklerini de sormuyorlar, araştırmıyorlar… Görünen sanal durgunluğun perde arkasında, ulusal basında bile birinci sayfadan yayınlanabilecek ölçüde haber değeri taşıyan nice şeyler olurken, bunlar çeşitli sebeplerle Anadolu basınına yansımıyor.

Bana öyle geliyor ki, Yozgat’ta bile, yazıldığında gündemin ilk sırasına yerleşebilecek çapta en az 50 tane haber var… Ne dersiniz?...

Bir notla bitireyim: Bu yazıyı, Soner’i eleştirmek için değil, yazısına küçük bir katkıda bulunmak için yazdım.