19 Kasım 2009 Perşembe

Ne olacak bu Osman Coşkun’un hâli?

Yorum - Sürur Öztürk

Yozgat Milletvekili Sayın Osman Coşkun, Yozgat’ı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e rezil etmiş de, haberimiz yokmuş…

Milletvekili Coşkun, Yozgat’ı ve Yozgatlıları devletin zirvesinde o kadar rezil etmiş ki, dünyadaki toplam 1 milyon 75 bin 637 Yozgatlının her birine manevî tazminat ödemeye mahkûm edilse yeridir…

Haberi okuduğumda, tarif edilmesi, tasvir edilmesi, tanımlanması çok zor bir hâle düştüm… Nasıl anlatılır bilmem… ‘Küçük dilimi yutacaktım’ mı desem, ‘kan beynime sıçradı’ mı desem, ‘dondum kaldım’ mı desem…

Sayın Milletvekilimiz, bizzat kendisi anlatıyor:

“Daha önce Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ü makamında ziyaret ettik. Kendisi Yozgat için ne yapabileceğini ve neler istediklerini söyledi. Ancak bu sadece ziyaret amaçlı olduğu için hazırlıksız gidildi ve bir talepte bulunulmadı.”

Bu cümleleri okuduğumda, hani nasıl derler; o anda filim koptu… Ya da ne bileyim, sanki bizim sokaktaki elektrik direğinde bir kontak meydana gelmiş, cızırtılı sesler eşliğinde önce şimşek çakmış gibi ortalık aydınlanmış, sonra da bütün mahalle karanlığa gömülmüş gibi bir durum… Ya da, o karanlıkta mum ararken, kaval kemiğimi sehpaya çarpmak gibi bir durum… Bilmezdim Yozgatlı olmanın bu kadar güzel, kelimelerinse bu kadar kifâyetsiz olduğunu…

Düşünsenize, Sayın Coşkun, “Yardımcı Doçent Doktor” şeklinde akademik unvanı olan bir zat… AK Parti’nin “AR-GE” yani “Araştırma-Geliştirme” biriminin Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili…

Bu unvanları taşıyan bir Milletvekili, devletin zirvesini temsil eden Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ü ziyaret ediyor, Sayın Gül de kendisine “Yozgat’ın ihtiyaçları nedir, Cumhurbaşkanı olarak benden hangi konuda ne şekilde bir yardım istiyorsunuz? Yozgat için ne yapabilirim?’ diye soruyor…

Peki, Sayın Gül’ün, Yozgat heyetine sağladığı bu lütufkâr imkân karşısında, Sayın Milletvekilimiz Osman Coşkun ne karşılık veriyor? Kendi anlatımı şu:

“Ancak bu sadece ziyaret amaçlı olduğu için hazırlıksız gidildi ve bir talepte bulunulmadı…”

Yozgat, Çankaya Köşkü’nde bundan daha iyi nasıl rezil edilebilir? Böyle bir imkân, böyle bir fırsat, bundan daha acemice nasıl geri tepilebilir?

“Özrü kabahatinden büyük” deyiminin ne anlama geldiğini açıklamak için verilebilecek en güncel örneklerden birisi olmaya aday bir hâtıra…

Sayın Coşkun bu açıklamayı, 23 Haziran tarihinin “Dünya Yozgatlılar Günü” olarak ilân edilmesi şeklindeki teklife destek verdiğini belirttiği açıklamasında yapıyor.

(Bu arada, artık ulusal haber ajanslarımız bile haber yazmanın temel kuralı olan 5N1K kuralını umursamadıkları için, Sayın Coşkun’un bu açıklamayı nerede, ne zaman, nasıl yaptığına dair bir kanaat edinemiyoruz… Yazılı olarak mı, bir toplantıda mı, telefonda mı, bir muhabirin sorusu üzerine mi, belli değil…)

Sayın Coşkun, “Dünya Yozgatlılar Günü” olarak ilân edilmesi teklifine destek verdiği 23 Haziran’da Cumhurbaşkanı Gül’ü Yozgat’a davet etmeyi ve onun katılımıyla geniş kapsamlı bir toplantı düzenlemeyi planladıklarını belirtiyor ve ekliyor:

“Herkesin Yozgat için bir proje hazırlamasını ve toplantıya hazırlıklı gelinmesini istiyoruz…”

Bu tembih, Sayın Coşkun’un Çankaya Köşkü’nde yaşadığı mahcubiyetin boyutunu da açığa çıkarıyor… Kendisi hiç hazırlık yapmadan koskoca Cumhurbaşkanı’nın makamına çıkıp, “Sizin için ne yapabilirim?” sorusuna somut taleplerle karşılık veremeden gerisin geriye dönmenin ezikliği ve pişmanlığı içinde, “Sakın hazırlıksız gelmeyin!” diye uyarıda bulunuyor… Milletin vekili ya…

Bu “23 Haziran Dünya Yozgatlılar Günü” teklifi de ayrı bir tartışma konusu… Bakınız, bir hemşehriniz olarak istirham ediyor ve “gozünün yaanı yiyim” yalvarışıyla diyorum ki, daha işin başındayken iyi düşünün.

İlk okuduğumda bana bir “Yozgat fıkrası” gibi gelen bu girişim ne getirir ne götürür, iyi hesab edin. 23 Haziran’ın “Yozgatlıları Dünyaya Rezil Etme Günü”ne dönüşmesinden endişe ediyorum… Keşke bu teklifi, “Ağrı Dağı’na hayvanat bahçesi kurma” teklifinde bulunarak Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı bile güldürmek şerefine nail olan Sayın Osman Coşkun’un diline düşürüp, sonra da haber ajansları vasıtasıyla bütün Türkiye’ye yaymadan önce Yozgat kamuoyunda tartışmaya açsaydınız; herkes fikrini söyleseydi, ondan sonra bir toplumsal mutabakat oluşması hâlinde böyle bir girişimde bulunacağınızı duyursaydınız…

Eğer internet dünyasında “23 Haziran Dünya Yozgatlılar Günü” hakkında en komik esprileri üretme yarışı başlarsa, bir Yozgatlı olarak iki elim yakanızda olur, haberiniz olsun…

Bu konudaki düşüncelerimi ayrıca yazacağım… Şimdi sakinleşmenin bir yolunu bulmaya çalışacağım… Arabaşı mı yutsam ne yapsam?…