
1950 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya gelen Haşim Kılıç, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, gazeteci şair ve yazar merhum Abbas Sayar ve gazeteci Taha Akyol gibi Yozgat Lisesi mezunlarından.
Haşim Kılıç’tan üniversiteye 3 bin fidan

Kılıç’tan tarihî mesajlar

Kılıç, konuşmasında özetle şu mesajları verdi:
- Anayasa Mahkemesi, demokratik siyasî iradeyi vesayet altına almaya kalkarsa, meşruiyetini yitirir.
- Toplumsal talepler, devlete düşmanlık gibi görülemez. Din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı.
- Bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamamış bir yargının, kirliliği artıracağı kuşkusuzdur.
- Parti kapatma davaları, demokratik siyasî hayatı biçimlendirme aracı olmaktan çıkarılmalı.
- Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurulara açılmalı.
Devlet her kesime eşit mesafede olmalı
Konuşmasında, devlet kurumlarına demokrasi uyarısında bulunan Haşim Kılıç, “Devletin organları, toplumun bir bölümünü kendine dost, bir bölümünü de düşman ilân ederek ayrımcılığa sebep olamaz” dedi.
Yargıya baskı yapılmamalı
Haşim Kılıç, isim vermeden Ergenekon davasında yargıya baskı yapan kesimlere de tepki gösterdi. Kılıç, mahkemeleri yönlendirme çabalarının hakim ve savcıların özel hayatlarının didik didik edildiği bir sürece dönüştüğüne işaret etti. Başkanlığını yaptığı mahkemeye ise şu uyarılarda bulundu:
“Anayasa yargısında faaliyet gösteren aktörlerin var oluş hikmetinden uzaklaştığı, bireysel hakları koruyamadığı ve siyasî iradeyi vesâyet altına almaya kalkıştığı durumlarda anayasa yargısı meşrûluk kriziyle karşı karşıya kalmaya mahkûmdur.”
Kafa sayısınca düşünce, yürek sayısınca sevgi vardır
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, insan onurunun korunması konusunda ayrım yapılamayacağını vurguladı. Kılıç, “Bu öyle bir değerdir ki, onu lütfetmek hiçbir sistemin veya devlet düzeninin haddine değildir” dedi. Kılıç, Tolstoy’un “Kafa sayısınca düşünce, yürek sayısınca sevgi vardır” sözlerine atıf yaparken; Atatürk’ün “Dogma istemiyorum, donar kalırız. En büyük eserim TBMM’dir” sözlerini alıntıladı. Ardından din ve laiklik kavramlarının birtakım siyasî hareketlere stratejik ve lojistik destek sağlarken, bireysel hak ve özgürlükler alanında daralmalara sebep olduğuna dikkat çekti.