10 Mart 2009 Salı

Soğanları çürüyen çiftçi soğuk hava deposu istiyor

Yozgat’ın Yerköy ilçesinde soğan yetiştiren çiftçiler, satamadıkları soğanları saklayabilecekleri soğuk hava deposu olmaması sebebiyle ürünlerinin çürümesinden şikâyetçi.


Çakırlar Köyü’nden Battal Çelik, bir miktar soğanı dereye dökerek, sıkıntılarıyla ilgilenmeyen yetkilileri protesto etti.

İleri gazetesi yazarı Tarık Yılmaz ise, her yıl çiftçinin elinde kalmasına rağmen, alternatif ürünlere yönelmek yerine hâlâ soğan üretilmesinde resmî kurumların sorumluluğu olup olmadığını sorguladı. Yılmaz, Yozgat Tarım İl Müdürlüğü ve Ziraat Odası’nın açıklama yapması gerektiğini kaydetti.

Elde kalan ürünler çürüyor

Yozgat’ın Yerköy ilçesine bağlı Çakırlar Köyü’nde çiftçilik yapan Battal Çelik, kamyona yüklediği soğanları, Delice Irmağı’na dökerek, yetkilileri protesto etti. Daha sonra açıklamalarda bulunan Çelik, geçen yıl 70 ton soğan ürettiğini, ancak alıcı bulamadığı için depolamak zorunda kaldığını söyledi.

Çelik, “Bahar geldi, ama elimizde kalan soğanı satamadık. Havaların ısınmasıyla birlikte soğanlar yeşermeye ve çürümeye başladı. Bizim gibi yüzlerce üreticinin elinde soğan bulunmakta ve hepsi çürümektedir. Bu bir millî servettir. Devlet bu konuya bir çözüm getirmedi. Çiftçi destekleniyor diye ürünler ile kimse ilgilenmiyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Çok büyük zarar ettik. 70 ton soğan ürettim, aldığım para 2 bin 500 TL’dir” dedi.

Çoban: Devletten yardım bekliyoruz

Yerköy’de 200 ton soğan ürettiğini ve depoda saklamak zorunda kaldığını söyleyen çiftçi Hüsnü Çoban ise, şikâyetini şöyle dile getirdi:

“Ürettiğim soğanın sadece 45 tonunu satabildim. Geri kalan soğanı mecburen depo kiralayıp saklamak zorunda kaldım. Ancak ilçemizde soğuk hava deposu olmadığı için soğanlar yeşermeye ve çürümeye başladı. Şu anda elimde kalan 155 ton soğanın içinden çürüyenleri işçi tutup temizletiyorum. İşçinin günlüğü 25 TL, soğanın kilosunu toptancı 10, halde ise 70 kuruşa satılıyor. Biz bu işten bir şey anlamıyoruz. Rusya Türkiye’ye kapısını kapatınca ürünler elimizde kaldı, çiftçiler zarar etti. Devletin buna bir çare bulması gerekir. Devletten yardım bekliyoruz.”

Yılmaz: Her yıl elde kalan soğan neden yetiştirilir?

İleri gazetesi yazarı Tarık Yılmaz ise, her yıl çiftçinin elinde kalmasına rağmen, alternatif ürünlere yönelmek yerine hâlâ soğan üretilmesinde resmî kurumların sorumluluğu olup olmadığını sorguladı.

Tarık Yılmaz, “Yerköylü soğanı neden döküyor?” başlıklı yazısında, her yıl üretilen bazı ürünlerin çiftçinin elinde kalıp çürümesinin sebeplerinin sorgulanması gerektiğini ifade etti. “Yerköylü çiftçinin soğan dökmesi benim yüreğimi yakıyor. Eminim soğanını dereye dökmek zorunda kalan çiftçinin yüreği iki kat yanıyordur” diyen Yılmaz, konunun bir başka boyutuna da dikkat çekti.

“Satılmayan soğanı, ya da pazar bulmayan soğanı çiftçi neden yetiştirir?” diye soran Yılmaz, şunları yazdı:

Tarım İl Müdürlüğü ve Ziraat Odası çiftçiyi eğitmiyor mu?

“Yozgat, Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinir. Sözüm ona Yozgat’ın buğdayı kadar, fasulyesi, nohudu, mercimeği dünyayı besliyor. Yozgat’tan Mersin Limanı’na giden Yozgat fasulyesi, oradan tüm dünyaya açılıyor. Yozgat’ın nohudu dünya ülkelerine yolculuk ederken, soğan neden dereye dökülüyor diye kafa yormak gerekmez mi? Türkiye’nin tahıl ambarı Yozgat’taki soğan kokusu birilerinin genzini yakmaz mı? Belki çiftçi hatalı. Belki de Türkiye’nin soğanı kendine yeterken, Yozgat’ta çiftçi soğan üretmek yerine patates üretebilirdi. Ama bunu birileri çiftçiye anlatamaz mıydı?

Dereye dökülen soğanların arkasındaki nedenleri deştikçe koku daha da artıyor. Bir yerlerde kopukluğun olduğu ortada. Satılmayan, ya da satamayacağı soğanı çiftçi üretmemeli. En azından yerine bir alternatif sunulmalı, çiftçi yönlendirilmeli.

Açıklama yapmalılar

Eğer Anadolu’da soğan sofralara taşınmak yerine dökülüyor, ya da karpuz satılmak yerine tarlada çürümeye terk ediliyorsa, bu vebalin bir sorumlusu olmalı.Tarım İl Müdürlüğü, Ziraat Odası, hatta soğanı tarlaya döken çiftçi hakikî bir izahat içinde olmalı.”

(Kaynak: kenthaber.com, ilerigazetesi.com)

Hiç yorum yok: