MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Milletimiz, o seçimleri erkene aldığımız dönemde, koalisyon hükümetinin ekonomik kriz döneminde önemli rahatsızlıklar hissetmesi sebebiyle, gerekli oy desteğini vermeyerek, bizi parlamento dışına bırakmıştır” dedi.
Dördüncü miting Yozgat’ta
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim mitinglerinin dördüncüsünü bu gün Yozgat’ta düzenledi. Bahçeli, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran binlerce partiliye hitaben yaptığı konuşmada, 29 Mart seçimlerinin AK Parti iktidarına bir uyarı niteliği taşıması gerektiğini belirterek, MHP’ye destek istedi. Bahçeli, şunları söyledi:
“Bu seçimler, sadece mahallî idarelerin yöneticilerini seçmekle kalmamalıdır. Bu seçimler, gelecekle ilgili bu necip milletimize bir işaret de vermelidir. Bu işaretin ne olması gerektiğini özet olarak 6 yıl 3 ay’ı aşkın bir süredir ülkemizi yöneten AKP yönetimine bir uyarı niteliği taşımalıdır. Bunu başarmak artık millî bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır.”
AKP’ye Osmanlı tokadı
Seçimlere yüksek katılım isteyen Bahçeli, “Bu seçimlere, hangi şartlarda olursanız olunuz, elverdiği ölçüde, sandığa gidecek gücü kendisinde bulduğu sürece, mutlaka ve mutlaka sandığa gitmelisiniz. Ve yüksek bir katılım sağlayarak, bu seçimleri gerçekleştirmelisiniz” diye konuştu. Bahçeli, “Ortaya koyacağınız tercih, AKP’ye bir Osmanlı tokadı olabilmelidir” dedi.
Sandıklara sahip çıkın
“Bu tokat da yetmez” diyen Bahçeli, MHP’nin sandık müşahitlerine de şu talimatı verdi:
“Sandığa sahip olmalısınız ve sandık açılıncaya kadar, oralarda görevli arkadaşlar olarak bulunmalısınız ve seçime hile ve haram katmayı önleyebilmelisiniz. Bunlar gerçekleştiği takdirde, yüksek bir katılımla bir seçim yapılmış olacaktır. Yüksek katılımla yapılacak olan seçim, seçim sonuçlarının meşruiyeti tartışmasını ortadan kaldırabilir.”
Erdoğan’a cevap
Bahçeli, konuşmasında, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın 24 Şubat’ta Yozgat’ta düzenlediği mitingde MHP’ye yönelik sözlerini de değerlendirdi.
Erdoğan’ın sözlerini “yalana dayalı, iftirayla yüklü, haksız saldırılar” olarak nitelendiren Bahçeli, Erdoğan’ın “Beş yıllığına gelip üç buçuk yılda kaçıp gittiler” eleştirisine cevap verdi. Bahçeli, ANAP-DSP-MHP koalisyon iktidarı sırasında neden erken seçim kararı aldıklarını şöyle açıkladı:
Ekonomik kriz sebebiyle, millet bizi parlamento dışına bıraktı
“Milliyetçi Hareket Partisi’nin üç koalisyon partisinin içerisinde yer alarak kurmuş olduğu elli yedinci hükümet sırasında, Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığından, millî menfaatlerin ötesinde, şahsî çıkarlarını gözeten iç ve dış odaklar tarafından rahatsızlık başlamıştır. Ve bu rahatsızlık, hükümetin dağılmasına, bozulmasına kadar yönlendirilmek istenmiştir. İç ve dış odaklar, MHP’siz bir iktidar arzularını, sonradan çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Böyle bir durum karşısında, milliyetçi olan bir siyasî parti, millî duruşu sergilemelidir. İç ve dış odakların oyununa gelerek iktidardan uzaklaşmak yerine, milletine başvurarak, millet iradesine gitmeyi tercih etmiştir. Kötü mü yapmışızdır? Ne dış, ne iç odaklara, ne sermayeye, ne medyaya değil, milletime güveniyorum. Milletimiz de, o seçimleri erkene aldığımız dönemde, koalisyon hükümetinin ekonomik kriz döneminde önemli rahatsızlıklar hissetmesi sebebiyle, gerekli oy desteğini vermeyerek, bizi parlamento dışına bırakmıştır. Şimdi Milliyetçi Hareket’in durumu budur.”
Erdoğan’ın karanlık dönemi
Konuşmasında, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ın cezaevinden başbakanlığa uzanan siyasî süreci de değerlendiren Bahçeli, “karanlık” olarak nitelendirdiği bu dönemi şöyle değerlendirdi:
“Dört mısra bir şiirden dolayı villa gibi cezaevinde 3 ay yatmakla kendisini kahraman ilân edip ortaya sürenler… AKP, seçim sonuçlarını, bu iç ve dış odakların tepkisiyle tek başına iktidar olduğu zaman, sadece partinin genel başkanı konumunda olan Sayın Recep Tayip Erdoğan, cezaevi ve sonrasında hangi güç, hangi partinin desteğiyle Siirt’ten milletvekili olarak geldiğini, bütün çıplaklığıyla gel bir de bu meydanda anlat. Partinin adını AK Parti yaptın ama gelişindeki karanlığı bir türlü anlatmayarak Milliyetçi Hareket’e saldırıyorsun.”
MHP’nin üç buçuk yıllık iktidarının icraatları
“Bir de diyorlar ki, ‘Milliyetçi Hareket Partisi, üç buçuk yılda ne yaptı” diyen Bahçeli, iktidarları döneminin icraatlarını şöyle özetledi:
99 depremi
“Üç buçuk yıl içerisinde, ‘çağın felâketi’ olarak nitelendirilen büyük bir depremin tüm acılarını saran, elli yedinci hükümet olmuştur ve o hükümet içerisinde de büyük sorumluluk, Milliyetçi Hareket Partili bakanlara düşmüştür. Allah’a çok şükür, yüz akıyla bu görev yerine getirilmiş, çadırdan kente, oradan da büyük blok hâlindeki inşaatlarla yaralar sarılmaya çalışılmış, insanlarımıza tekrar huzur ve mutluluk kazanmaları gayreti gösterilmiştir.
Bankacılık sektöründe reform yaptık
İktidar döneminde başkaları tarafından kurulmuş ama sömürülerek kendi şirketlerinin kredi ihtiyaçlarını besleyen bankalar, hepsi gözden geçirilmiş, hiçbirisine acımadan, hiçbirisini yandaş kabul etmeden, çürük olanlar ayıklanmış, kalanlara da yol verilmiştir. Ve bir banka sektörünün reformuna gidilmiş ve bankacılık sektörü sağlam temellere oturtturulmuş. Eğer bugün dünya finans krizi yaşanırken Türkiye’yi hemen tesiri altına almamışsa, elli yedinci hükümet döneminde bankacılık sektöründe gerçekleştirilen reformların sayesinde olmuştur.
İşsizlik Sigortası’nı biz çıkardık
Merkez Bankası özerk hâle getirilmiş, şimdi krizin tesiriyle işinden çıkan insanlara karşı işsizlik primi olarak ödenen imkânlar, elli yedinci hükümetin İşsizlik Sigortası’nı çıkartmasıyla, uygulamaya koymasıyla mümkün olmaktadır. Bugün kullandığın bütün politikalar, elli yedinci hükümet dönemi, yani o beğenmediğin Milliyetçi Hareket’in bu ülkeye bıraktığı eserlerle meydana gelmektedir.
Türkiye nereye gidiyor?
Şimdi Sayın Başbakan ‘Davos fatihi’ oldu. Sayın Başbakan, ‘Ortadoğu’nun Eşbaşkanı’ oldu. Sayın Başbakan, İslâm aleminin Şeyhülislâm’ı oldu. Şimdi de, İstanbul’daki pankarta bakarsanız, Sayın Başbakan, ‘Birinci Recep Tayip Erdoğan’, ‘padişah’ olarak kendisini takdim ediyor. Bu ne demektir? Türkiye’de nereye bir gidişin işareti verilmektedir? Bunları iyi görmek durumunda olmalıyız.”
Yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk
Siyasette bir gerilim politikası uygulandığını, bir Hacivat-Karagöz oyunu oynanarak gerçeklerin saklandığını ileri süren Bahçeli, “Nedir gerçekler? Gerçeklerin en büyüğü, Türkiye’deki yoksulluktur. Gerçeklerin en büyüğü, Türkiye’de yaygınlaşan yolsuzluktur. Gerçeklerin en büyüğü, ülkenin beka ve güvenlik sorunudur. Gerçeklerin en büyüğü, Cumhuriyet’in kazanımlarının teker teker reddedilmesidir. Gerçeklerin en büyüğü, sosyal, ekonomik yönden bir çöküntü, kültürel yönden bir çözülmedir” diye konuştu.
Patlamaya hazır bomba
“Yoksulluk gittikçe derinleşiyor, yandaşlar zenginleşiyor, vatandaşlar yoksullaşıyor” diyen Bahçeli, işsiz sayısının 3 milyona ulaştığını, acil çalışmaya ihtiyacı olan genç işsiz sayısının da 711 bin olduğunu ileri sürdü. Bahçeli, “Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 12.3 değil, yüzde 25’lere varmıştır. İşsizlik, her evde patlamaya hazır bir sosyal dinamit gibidir. Birileri, o dinamitin fitilini -Allah muhafaza- ateşlemeye kalkarsa, Türkiye her yönüyle bir sosyal çatışmanın içine sürüklenebilir. Onun için, işsizliği görmemezlikten gelemezsiniz.” dedi. Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a şu tavsiyede bulundu:
“Amerika’da baş gösteren ekonomik finans krizinin, Avrupa kıtasını sararak Türkiye’yi tesir altına aldığı dönemi iyi anla, iyi gör, iyi değerlendir; tekrar bir ekonomik krize ülkeyi sürükleme. Yani ‘Türkiye’ye teğet geçer’ deme. (…) Zil çalarak değil, çan çalarak Batı’dan Türkiye’ye bir ekonomik kriz geliyor, gör bunu Sayın Başbakan.”
Hesabını sormazsam namerdim
Millî gelirin 500 milyar dolar arttığının söylenmesine rağmen, bunun çiftçiye, esnafa, emekli dul ve yetimlere yansımadığını ileri süren Bahçeli, “Öyleyse bu 500 milyar dolar nerede? Sakın ola yandaşlarında ve dolar hesaplarında olmasın?” diye sordu. Bahçeli, “Cenab-ı Allah nasib ederse, AKP dönemindeki tüm yolsuzlukların hesabını teker teker sormazsam namert evladıyım. Belediyelerden, yandaşlardan, yakınlardan bunun hesabını mutlaka soracağız” dedi.
Yozgat ovası, bozkurtların yuvası
Bahçeli, konuşmasının sonunda, “Geçmiş dönemde olduğu gibi, üç hilalli burcu, ‘Bozok yaylası, bozkurtların yuvasıdır’ gerçeğini bir kez daha göstermenizi istiyorum” diyerek Yozgatlılardan MHP’ye destek istedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder