8 Mart 2011 Salı

Yozgat’taki garabet: İlçe milletvekilliği

Sürur Öztürk

Bu yazıya başlık olarak “Hangi Yozgat?” başlığını koymayı düşünüyordum. Çünkü Yozgat’ın geri kalmasının en önemli sosyal sebeplerinden birisinin, herkesin farklı bir Yozgat algısına sahip olması, herkesin Yozgat’ı kendi yaşadığı muhitten ibaret görmesi olduğuna inanıyorum.

Yozgat’ın ilçelerinde yaşayanlar için Yozgat, adeta bulundukları ilçeden ibaret. Beldelerinde yaşayanlar için o beldeden, köylerinde yaşayanlar için o köyden ibaret… Merkez ilçede yaşayanlar için de durum ne yazık ki farklı değil. Onlar için de Yozgat, merkez ilçeden ibaret…

Yozgat’ta yaşayanlar için, ilçelerini, beldelerini ve köylerini içine alan genel bir “Yozgat” algısı yok. Durum böyle olunca, “Yozgatlılık” bilinci de oluşmuyor hâliyle. Merhum Abbas Sayar’ın yıllar önce “Yozgat” gazetesinde yazdığı yazılarda, dağınık halde de olsa, bu duruma dair önemli tespitler bulmak mümkün.

Bu vahim durum, siyasete de doğrudan yansıyor. “Yozgat” Milletvekilleri, kendilerini ilçeleri, beldeleri ve köyleriyle Yozgat’ın tamamının milletvekili olarak görmekten ziyade, seçmenlerin algılama biçimine paralel olarak, kendilerini doğdukları ilçenin milletvekili olarak kabul etme eğilimi taşıyorlar.

Özellikle nüfusu yüksek ilçeler de, “Artık bizim de bir milletvekili çıkarmamızın zamanı geldi” düşüncesiyle, seçimlerde baskın çıkmanın yollarını arıyor, bazı teşebbüslerde bulunuyorlar.

Bu durum, açıkça adı konmamış olsa da, fiilî olarak karşılıklı mutabakat hâlinde hayata geçirilmiş durumda. Seçmenler, milletvekillerinin başarısını kendi bulunduğu ilçeye, beldeye, köye yönelik hizmetleriyle ölçüyor. Eğer varsa, merkez ilçeye ya da başka ilçelere götürülen hizmetler, “Yozgat’a hizmet” olarak görülmüyor. Dolayısıyla da, her büyük ilçe, kendi içinden bir milletvekili çıkarma çabasına giriyor. “Ben ilçemden bir milletvekili çıkarırsam, o milletvekili de benim ilçeme hizmet eder” düşüncesi, tamamını içine alan bir “Yozgat” algısı oluşmasını engelliyor. Böylece oluşan gizli bir rekabet, zamanla kıskançlığa ve hatta husumete bile dönüşebiliyor.

Zincirleme trafik kazası gibi… En öndeki aracın yaptığı hata sebebiyle, ardından gelen diğer araçlar da birbirine çarpıveriyor. Sonuçta bütün araçlar hasar görüyor…

“Merhaba Yozgat” gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Çetin Mermertaş’ın, her seçim döneminde Yozgat Milletvekillerinin merkez ilçeye gelmeyişlerinden şikâyet etmesini bu duruma bağlıyorum ve önemli bir şikâyet olduğunu düşünüyorum. Şüphesiz, Sayın Mermertaş’ın pek çok yazısında ifade etmeye çalıştığı talep, milletvekillerinin göstermelik birkaç ziyarette bulunmaları değil, milletvekillerinin kendilerini gerçekten “Yozgat” milletvekili olarak kabul etmeleri ve Yozgat’ın tamamını kucaklamaları.

Bu konu önemli. Zaman zaman bu ve benzer konuları tartışacağız.

(surur-ozturk@hotmail.com)

2 yorum:

İsmail Düğenci dedi ki...

İlçe Milletvekilliği Elbette Önemli.

Boğazlıyan’ın sahibi yok.12 Eylül’den önce kurtarılmış Bölge diye nerede işe yaramaz,soruşturma geçirmiş memur var,Boğazlıyan’a gönderirlerdi.Yozgat’ın ve diğer ilçelerin atık deposu gibiydi.
Kendi ilçende solcu barındırmak istemeyenleri Boğazlıyan a gönderirlerdi.,Sonrada Boğazlıyan’a orası kötü,bozuk tu kaka de.
Şükürler olsun artık öyle keskin siyasetçilik kalmadı.
Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın derler ya.Boğazlıyan işte öyle.
Hala Boğazlıyan’a o gözle bakılıyor.
Milletvekillerinden birazcık Bekir Bozdağ ilgileniyor.O’da birazcık.Diğerleri varsa beri gelsin.
Boğazlıyan Meslek Yüksek Okuluna bir kör kuruş devletin katkısı yok.Bina ve mefruşat dahil.Sorgun ve Sarıkaya tamamen devlet katkısı ile yapıldı.
Boğazlıyan değişti.AK Partiye en yüksek oy oranı veren ilçelerden birisi oldu.
Referandumda da öyle.Ama yine TIK yok.
Yozgat ve Yozgatlılar ile Sayın Vekiller bizim canımızın çıkmasını bekliyor.

Adsız dedi ki...

Yorumcuya katılıyorum.Boğazlıyan hala hükümetten en az yardım ve yatırım alan bir ilçedir.
Yozgatlılar Kayserili diye Boğazlıyan ve Boğazlıyanlıları sevmez.Kayserililerde Yozgatlı diye.
Tam arasatlık bir durum.
Yozgat'ta gerçekleri görecek Boğazlıyanın hakkının yendiğini düşünen izan sahibi insanlar ve yöneticiler yok mu?