19 Ağustos 2013 Pazartesi

Bozdağ, yargı kararına tepkili:
Yumruğu savcılar yeseydi serbest bırakırlar mıydı?

Bozdağ'dan sert tepki
Başbakan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, önceki gün Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi’nde düzenlenen “Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri”nin açılış töreninde kendisine yumruk atarak saldırıda bulunan Hüseyin Satı’nın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına tepki gösterdi.

CHP’li yötecilerin saldırganı koruyup kollayan bir tavır sergilediklerini ifade eden Bozdağ, Başbakan Yardımcısı’na yumruk atan bir kişinin serbest bırakılmasının insanları benzer suçları işlemeye teşvik eden bir karar olduğunu belirtti.

Bozdağ, “Yumruğu savcılar yeseydi acaba serbest bırakırlar mıydı? Onu da bilmiyorum tabi. Bir hakime yumruk atsalardı sonuç ne olurdu, bilmiyorum. CHP’li birine bir yumruk atılsaydı acaba sonuç ne olurdu? Onu da bilmiyorum” dedi.

Saldırgan, elini kolunu sallayarak çıktı

Önceki gün Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi’nde düzenlenen “Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri”nin açılış töreninde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a saldıran Hüseyin Satı, adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Hacıbektaş Polis Merkezi’nde önceki günden bu yana gözaltında bulunan Satı, sabah saatlerinde polis nezaretinde Hacıbektaş Adliyesi’ne getirildi. Cumhuriyet savcısına ifade veren Satı, ifadesinin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edildi.

Satı, adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yurt dışına çıkış yasağı konulan Satı’nın, haftada 6 gün imza vermek için polis merkezine gideceği belirtildi.

Hüseyin Satı, adliye çıkışında bir basın mensubunun “Yaptığınız hareketten dolayı pişman mısınız?” sorusunu, “Herhangi bir pişmanlığım yok” diyerek cevapladı. Satı, avukatıyla otomobile binerek adliye önünden ayrıldı.

Bozdağ: Saldırganın serbest bırakılması suça teşviktir

Başbakan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Somali yardımları konusunda düzenlediği basın toplantısında bir muhabirin sorusu üzerine, yargı kararını değerlendirdi. Bozdağ, şunları söyledi:

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ
“Beklerdim ki, böylesi bir çirkin hadise karşısında Sayın Kılıçdaroğlu, sesini orada yükseltseydi ve bunu kınasaydı çok çok iyi olurdu; ama maalesef bunu yapmadı. Gökhan Günaydın, Umut Oran, Genel Başkan Yardımcıları, Durdu Özpolat, Parti Meclis Üyesi, onlar da, saldırgan suçüstü yakalandıktan sonra yanına gittiler ve onu himaye eden yaklaşımlar içinde bulundular. Polise vermek istemediler, kelepçe taktırmak istemediler, orada polise zorluklar çıkardılar ve daha sonra da koluna girerek beraber karakola gittiler. Yanağından okşama sayılabilecek, yani büyük bir şefkat gösterisinde bulundular. Neredeyse, geçen de söyledim, bir alnından öpmedikleri kaldı. Tabiî bu da çok çirkin bir durum. Yumruk, çok çirkin, hukuk dışı bir olay, ama bu siyasî parti temsilcilerinin yetkililerinin yaptığı bu hadise, bu yumruk kadar çirkin bir olaydır. Yani siyasî ahlâkla bağdaşmayan bir olaydır.

Bir insan, birisi suç işlediği zaman, o suçun muhatabı olanın yanında mı durması lâzım, yoksa suçu işleyenin yanında mı durması lâzım? Yani biz siyaset yapabiliriz; birbirimize fikren karşı olabiliriz, birbirimize rakip olabiliriz. Böylesi bir suçüstü hâli olduğu zaman her insan, bırakın Başbakan Yardımcısı’na, herhangi bir vatandaşımızın başına bir iş gelmiş olsa, biz bütün siyasî farklılıkları, ayrılıkları bir tarafa bırakıp, orada o suç karşısında ve suçlu karşısında durmamız lâzım. Suçlular arasında ‘benim suçlum / senin suçlun – Benim fikrimden birisi / senin fikrinden birisi’ yahut, ‘benim gibi düşünene değil karşı düşünene vurdu, iyi yaptı’ veyahut da ‘benim gibi düşünene vurursa suçtur, yoksa kime vurursa vursun, hiç önemi yoktur’ dersek, bu bizim sahip olduğumuz insanî değerlerle uyuşmaz, ahlâkla uyuşmaz, hukukla uyuşmaz, siyasî etikle hiç uyuşmaz. Ben, bu davranışı, bu tutumu tabi milletimize şikâyet ediyorum.

Tabi, savcılık serbest bıraktı. Yumruğu savcılar yeseydi acaba serbest bırakırlar mıydı? Onu da bilmiyorum tabi. Bir hakime yumruk atsalardı sonuç ne olurdu, bilmiyorum. CHP’li birine bir yumruk atılsaydı acaba sonuç ne olurdu? Onu da bilmiyorum. Yani şimdi Bakan’a bir yumruk atılıyor, görevi nedeniyle bir fiil işleniyor ve ortada bakıyorsunuz bambaşka bir sonuç. O zaman insanlar şunu der: ‘Nasıl olsa bir yumruk atmanın, Bakan’a attığında hiçbir müeyyidesi yok.’ O zaman kafası bozulan, hakime bir yumruk atıp, ondan sonra ‘nasıl olsa bir müeyyidesi yok; 2 gün gözaltında tutarlar, ifademizi alırlar bırakırlar…’ Bu, o mesajı veriyor kamuoyuna. Kamuda görev yapan Bakan’a attığınız göre bir yumruk, yani 1 gün gözaltı, haydi Bakan olduğu için 2 gün gözaltı yaptık, ama Bakan olmasa 1 gün gözaltı, ondan sonra yumruğu vuran keyfine bakabilir. Bu nedir? Bu, suça teşviktir otomatik olarak. Başka kişileri cesaretlendirir bu. Hakimlere yumruk atma, savcılara yumruk atma, doktora yumruk atma, başka görevi yapana yumruk atma… Bakıyoruz, biz ne diyoruz? İşte hastanede bir saldırı oldu mu, hemen kızıyoruz. E ama şimdi uygulamaya bakıyorsunuz, uygulamada bambaşka bir fotoğraf ortaya çıkıyor. Onun için bu tür uygulamalar, suç işleyenleri caydırıcı, ıslah edici, kendisini bir daha suçtan arındıran bir hayatın içinde olmasını sağlayıcı –maalesef- sonuçlar doğurmuyor. Cesaretlendirmiştir, mahkemenin bu kararı, bu yumruğu atan kişi gibi saldırganlara güç ve cesaret veren bir kara olmuştur. Umarım bu kararı veren hakimler, savcılar, benim gibi bir yumruk yemezler. Yumruk yedikleri zaman ben takip edeceğim; Başbakan Yardımcısı’na yumruk atanları tahliye edenler, kendileri yumruk yediğinde ne yaparlar, bilmiyorum. Dilerim böyle bir yumruğa muhatap olmazlar.”

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: