21 Mart 2010 Pazar

Hakkı Borataş: Kiracı’yı kapıdan içeri sokmayın
Hüseyin Çapkın: Devletin kapısı herkese açıktır

12 Eylül 1980 darbesinden 2 yıl sonra Yozgat’a Vali olarak atanan Emekli Tuğgeneral Hakkı Borataş ile Yozgat gazetesinin sahibi Osman Hakan Kiracı’nın arası açıktır. Vali Borataş, Yozgat Emniyet Müdürlüğü’ne “Osman Hakan Kiracı’yı ve arkadaşlarını kapıdan içeri sokmayacaksınız” diye talimat vermiştir.

1984 yılında Yozgat Emniyet Müdürü olarak göreve başlayan 33 yaşındaki bu genç bürokrat, bu talimata rağmen, “Bu kapı devletin kapısıdır, gazeteciye de, vatandaşa da, herkese açıktır” diyerek, 12 Eylül şartlarına rağmen Yozgat gazetesini ziyaret etmekten çekinmez.

Bu bürokrat, 29 Haziran 2009 tarihinden bu yana İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev yapan, dönemin Yozgat Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’dır.

Sivas’tan Yozgat’a gazeteci desteği

Sivas Hürdoğan” gazetesi sahibi Sirer Doğan, Yozgat gazetesinin kuruluşunun 35. yıldönümü münasebetiyle yazdığı “Yozgat’ın simgesi ve abidesi” başlıklı yazısında, o dönemi şöyle özetlemişti:

“Bundan 24 yıl kadar önce zamanın Yozgat Valisi Hakkı Borataş ile Osman Hakan Kiracı ters düşmüştü. Rahmetli Ahmet Zeren, Sarıkaya’dan, ben de Gemerek ilçesinde yayınladığım “Gemerek Postası” ile, haklı olduğu için, Kiracı’nın yanında yer almıştık. Aradan yıllar geçti, ben Sivas’ta vali ile ters düştüm. İşte o günlerde kadim dost Osman Hakan Kiracı’yı hemen yanımda buldum.”

Kiracı, yıllar sonra o günleri yazdı

Yozgat Gazetesi Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Osman Hakan Kiracı, “Tanıdığım en nitelikli bürokrat” başlıklı yazısında, 12 Eylül darbe döneminde Yozgat Emniyet Müdürlüğü yapan Hüseyin Çapkın’ın, baskılara rağmen Yozgat gazetesine gösterdiği teveccühe dair notlar aktardı.

Yozgat gazetesi Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Osman Hakan Kiracı, yazısında şunları kaydetti:

Tanıdığım en nitelikli bürokrat

Geçenlerde gazetemin eski koleksiyonlarını karıştırırken bir haber ilişti gözüme..

Haberin başlığı şöyleydi:

“Türkiyenin en genç emniyet Müdürü Yozgata atandı”

Ne zaman mı ?

1984’lü yıllar.

Hemen 12 Eylül dönemini anımsadım.

Emekli bir general Vali’nin Yozgat’ta ihtilalin sert rüzgarlarını estirdiği, bürokratlarının sıkıyönetim emirlerinden tir tir titrediği günlerde Yozgat’a gencecik bir Emniyet Müdürü atanmıştı.

Adı Hüseyin Çapkın’dı…

Hemen bir not düşeyim. ( Sayın Çapkın Cumhuriyet tarihi boyunca Yozgat’a atanan en genç Emniyet Müdürü ünvanını halen korumaktadır. Çünki,sonrasında Yozgata ondan daha genç bir emniyet müdürü henüz gelmemiştir.)

Ankara Emniyet Müdürlüğünde 2.şube müdürü iken başarılı çalışmalarından dolayı zamanın Emniyet genel müdürlüğünce ‘taltif’ edilmek amacıyla 33 yaşında iken Yozgat Emniyet Müdürlüğüne getirilmişti Hüseyin Çapkın..

***
İhtilal günlerinde bizim de emekli general dönemin Yozgat valisiyle ilişkilerimiz gergindi.

Kabahatimiz,”dalkavukluk” ve “zabıt katipliği”yapmamaktı.

Devrin bürokratları ile her türlü görüşmelerimiz şifahi emirlerle yasaklanmıştı.

Sanki, 12 Eylül döneminin Yozgattaki sakıncalı piyadesi ilan edilmiştik.

Çapkın’dan önceki Emniyet Müdürü, korkudan telefonumuza bile çıkmıyor,adamcağız vali’den fırça yememek için bizi gördüğünde adeta köşe bucak kaçıyordu.

Benim en aktif gazetecilik yaptığım ve Yozgat gazetesini günlük yayınlamanın yanı sıra Hürriyet gazetesi muhabirliğini de yürüttüğüm meslekteki en hareketli günlerimde bütün haber kaynaklarının gizli ve ağır bir ambargosu ile karşı karşıyaydım.

Ama o, Yozgata gelir gelmez, ”Osman Hakan Kiracı’yı ve arkadaşlarını kapıdan içeri sokmayacaksın” talimatını kaale bile almadı. Yanlış hatırlamıyorsam galiba bir tek o “Bu kapı devletin kapısıdır. Gazeteciye de, vatandaşa da herkese açıktır” diyerek 12 Eylül şartlarına rağmen “yürekli bir bürokrat” olarak bizimle görüşmekten ve gazetemizi de ziyaret etmekten hiç çekinmedi.

Yozgata geldiğinde ilk somut icraatı, polisin halkla bütünleşmesini sağlamak oldu.

Hemen hemen herkesin Emniyetin ve güvenlik güçlerinin kapısından geçmekten endişe duyduğu ihtilal ve sıkıyönetim günlerinde 26 Ağustos 1984 tarihinde gazetemize verdiği özel bir demeçte bakın Çapkın 25 yıl öncesindeki polis zihniyetiyle Yozgatlı’ya ne mesaj vermişti :

“Polis,korkulacak bir öcü değil,güvenilecek,sığınılacak,haksızlığa uğranıldığında yardım istenilecek gerçek dosttur. Bu arada vatandaşımıza hizmet etmeyi kutsal bir görev sayan emniyet mensuplarının da hataları olursa derhal düzeltiriz ve her zamanda her türlü tenkide açık olduğumuzu bilmenizi isterim”

Hayatında çok konuşmayı değil ,az ve öz konuşmayı benimseyen Çapkın aynı demecinde Yozgat’lıyı rahatlatan şu sözleriyle kamuoyunun hem dikkatini çekti, hem de vatandaşın emniyet mensuplarıyla kaynaşmasını sağladı:

“Bekçisinden müdürüne kadar derdinizi derdi bilen, belki kapı komşunuz, belki akrabanız, belki en yakın arkadaşınız kısacası sizin en yakın parçanız olan 624 polis kardeşinizle 24 saat bütün Yozgatlının hizmetinde olmaya devam edeceğiz.”

Yozgat’ta göreve başlar başlamaz, teşkilat içerisinde farklı bir disiplin anlayışıyla tüm birimlere ilk aşamada çeki düzen verdi.

Hemen uygulamaya koyduğu radikal önlemlerle yine teşkilat bünyesindeki çıbanbaşı personeli ayıkladı, müzmin sorunları çözdü.

Dürüsttü ve o nedenle kısa zamanda teşkilat içindeki eğrileri hizaya getirdi

Ayrıca organize ettiği bir dizi operasyonlarla Yozgat’taki faili meçhul kalmış 12 Eylül öncesine dayanan olayları bile teker teker aydınlattı.

Yozgat’ta görev yaptığı 2 yıl gibi kısa sürede büyük işler başardığı için genel müdürlükce Mersin Emniyet Müdürlüğüne atandı.

Ama Yozgat genç, dürüst, yetenekli,yürekli, aktif ve nitelikli bir bürokratını hem de 2 yıl gibi kısa sürede kaybetmişti.

Her haberin ve yazının yayınlanamadığı, yasaklandığı o dönemde onun sayesinde çok sayıda asayiş haberlerini yazabilme fırsatını bulmuştum ama Sayın Hüseyin Çapkın’ın niteliklerine dair olumlu gözlem ve izlenimlerimi yazamamıştım.

Çünki; o Yozgat’ta görev yaptığı sırada yazacağım olumlu düşüncelerimin iltifat olarak algılanmasını istemiyordum. Mersin’e atandıktan sonra bu engelim ortadan kalkmıştı.

Fırsattan istifade ederek hemen onun niteliklerini ve Yozgattaki başarılarını özetleyen bir yazı kaleme aldım.

Ve o yazıyı da Yozgat’ta yayınlamanın bir faydasını olmayacağını, zira Yozgatlı’nın yakından tanıdığı o genç Emniyet Müdürü Çapkın’ı Türkiye‘nin tanımasının gerektiğini düşündüm.

Bu nedenle yazımı HÜRRİYET gazetesinin o günlerde en çok okunan “Bir günün hikayesi” köşesine yolladım. Virgülüne bile dokunulmadan yayınlanan yazımda “Çapkın’ın Yozgatta ortaya koyduğu yeteneklerini ve niteliklerini sıraladıktan sonra onun genç yaşta beklenmedik risklere bile aldırış etmediğini, koltuğunu koruma kaygısını taşımak yerine teşkilata ve halkına daha fazla hizmet vermenin gayretini ve heyecanının taşıdığını vurgulayarak demiştim ki;

“Hüseyin Çapkın, Yozgatta 2 yıl hem çok çalıştı, hem de dürüst kaldı. Mesleki dirayeti ve yüzünün akı ile Müdürlükteki ilk staj yeri Yozgat’ta ilk sınavını başarıyla tamamladı. Türkiye için gelecek vadeden bir polis yöneticisi olduğunu da kanıtladı.”

***
Bu yazdıklarımın ardından tam 25 yıl geçti .

Zaman beni haklı çıkardı.

Yozgatın bu en genç Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın Mersin’den sonra başarı grafiğini sürekli yükseltmesi nedeniyle sırasıyla Antalya, Gaziantep, Manisa, Adana, Bursa ve İzmir gibi nüfusu kalabalık olayların yoğun olduğu büyükşehirlere atandı.Yanlış hatırlamıyorsam biri ara da Emniyet genel müdür yardımcılığı yaptı.

Görev yaptığı bütün il’lerde tıpkı Yozgat’ta olduğu gibi, asayişi sağlamada başarılı olduğu ve her zaman dürüst kaldığı yerel medyada yazıldı,çizildi ve anlatıldı.

Ve hatırlayacağınız üzere bundan 8 ay önce İstanbul Emniyet Müdürlüğüne atandı.

İstanbul, benim gözümde bir metropol kenti olmanın ötesinde bir ülke gibidir.

Dünyada 108 ülkeden daha çok nüfusa sahip ülke büyüklüğündedir İstanbul..

Hatırlarsanız, sayın Çapkın İstanbul’a atandığı günlerde meşhur “Münevver Karabulut” cinayetini kucağında bulmuştu.

Fazla sürmedi. Münevver Karabulut cinayetini çözdü.

İstanbul Emniyet Teşkilatı bünyesinde köklü değişlik yaptı. Teşkilat içi operasyonlarla şaibeli amir ve polislere Adliyenin yolunu gösterdi. İstanbul teşkilatının üst düzeylerine ekibini yerleştirdi. Uyuşturucu kacakcıları ile yoğun mücadele başlattı.’Tarkan-Markan’ demeden uyuşturucu kullanan kim varsa yakalattı. Basına yansıyan haberlere göre, İstanbul’daki fuhuş mafyasının da üzerine gitti. En son HÜRRİYET’te okumuştum. Atatürk hava limanındaki aralarında başkomserlerin de bulunduğu teknik telefon takibine aldırdığı 180 polisi mevut görevlerinden uzaklaştırırken çeteden rüşvet aldığı iddiasıyla havaalanı emniyet amiri ile 19 polisi de tutuklattı.

Yani,sizin anlayacağınız o ihtilal günlerinin çalışkan, dürüst, yürekli ve çok genç Yozgat Emniyet Müdürü sayın Hüseyin Çapkın, şimdilerde değişmeyen asil nitelikleri, çeyrek asırlık tecrübesi ve yetenekli ekibiyle İstanbul’a çeki düzen vermeye çalışıyor.

Emekliliğine az bir süre kaldığı bildiriliyor.

Kısa zamanda İstanbul asayişini genel anlamda nasıl hale-yola getirir onu bilemem.

Ama şu husus mutlak bir gerçektirki ; İstanbul’da kaldığı sürede İstanbul’un bitip tükenmesi zor olan Emniyet ve asayiş sorunlarını hergün çözme kararlığını ısrarla sürdürecektir.

***
Sonuç olarak demek istiyorum ki; sayın Hüseyin Çapkın, benim 40 yılık meslek hayatımda tanıdığım en nitelikli bürokratların en önemlilerinden biridir.

Kariyerinden ve vizyonundan bu ülkenin mutlaka faydalanması gereken bürokratlardan biri olduğunu da biliyorum..

Gazetemin koleksiyonlarını karıştırırken gözüme ilişen bir haber,bugün bana bir hakkı teslim ve vefa borcumu da bir kere daha ödeme fırsatını da vermiş bulunuyor.

Sayın Çapkın’a Dünyanın en ağır asayiş sorunlarının varolduğu İstanbul’da başarılı hizmetlerinin sürekliliği için Cenab-ı Allah’ın kendisine yardımcı olmasını diliyorum.