|
İlhan Koldemir: İmkân sağlanırsa kurs veririm |
Yozgat’ın tek müzik aleti imalatçısı ve tamircisi 74
yaşındaki İlhan Koldemir, gençlerin bu işe heves etmemelerinden yakınıyor.
Yozgat’ta bu sanatın devam edebilmesi için yetiştirecek çırak bulamadığını
belirten İlhan usta, “Bana böyle atölye gibi bir yer versinler; takımlarımı,
aletimi edevatımı götüreyim, orada çalışayım diyorum. Gençler de gelsinler,
öğrensinler. Hem imalat yapalım, hem tamirat yapalım” çağrısı yapıyor.
“Yozgat tavrını Nida
Tüfekçi’den öğrendim”
|
Yozgat'ta ondan başka bağlama yapabilen kimse yok |
İlhan Koldemir, Yozgat’ta sipariş üzerine Türk Müziği’nde
kullanılan bağlama, ud, keman gibi müzik aletlerini imal ediyor. Türkiye’nin en
önemli Türk Halk Müziği sanatçılarından Yozgat Akdağmadeni doğumlu merhum Nida
Tüfekçi’den feyz almış. “Yozgat tavrını ondan öğrendim” diyor. Yozgat
Belediyesi Nida Tüfekçi Türk Halk Müziği Korosu’nda bağlama da çalıyor. Yozgat’taki
tek imalatçı olan 74 yaşındaki İlhan usta, aynı zamanda, bozulan ya da yıpranan
müzik aletlerinin tamiratını yapabilen tek kişi. Tek yardımcısı ise eşi Zümrüt
Hanım.
Asıl mesleği mobilyacılık olan İlhan usta, Yozgat’ta müzik
aleti imalatı yapan bir usta olmaması sebebiyle bu alandaki ihtiyacı göz önüne alarak
bu işi yapmaya başlamış. 1958’de askerlik yaparken tanıştığı ustalardan aldığı
bilgilerle kendisini yetiştirdiğini, askerden döndükten sonraki 5-10 yıl
içerisinde de ustalığını iyiden iyiye geliştirdiğini söylüyor.
Çin malı kemanlar
çıktı mertlik bozuldu…
İlhan usta, Nida Tüfekçi Türk Halk Müziği Korosu kurulduktan
sonra bağlamaya olan ilginin arttığını ve daha çok bağlama siparişi aldığı için
bağlama imalatına ağırlık verdiğini ifade ediyor. İlhan usta, bir dönem keman
da yaptığını ancak çok ucuza satılan Çin malı kemanların piyasaya girmesi
sonucu kendi yaptığı el yapımı kemanların değerini bulamayacağını düşünerek keman
imalatını asgari seviyeye düşürdüğünü anlatıyor.
Ağaçtan ses duymak…
|
İlhan ustanın mutluluğu, yaptığı enstrümanın sesini duymak... |
İlhan usta, bir müzik aletinin, sabır isteyen ve zahmet
gerektiren birçok aşamadan geçtikten sonra ortaya çıktığını belirterek, bu
işten duyduğu mutluluğu şöyle ifade ediyor: “Ondan sonra bir merak başlıyor: Acaba sesi nasıl olacak?
Nasıl bir ses alabileceğim? O heyecan başlıyor. Tabii iş bittikten sonra iyi
bir ses alırsan, oooo, o zaman çok mutlu oluyorsun…”
“Yetiştirecek çırak
bulamıyorum”
İlhan usta, Yozgat’ta bu sanatın devam edebilmesi için yetiştirecek
çırak bulamamaktan şikâyetçi. Bu konuda şunları söylüyor:
|
İlhan Koldemir |
“Eleman bulamıyoruz. Heveslenen yok. Gençlerden şimdiye
kadar hiçbir talip çıkmadı. ‘Bu işi öğreneyim, yapayım’ diye bu işe sarılmak
isteyen olmadı. Bilmiyorum… Bir ara Endüstri Meslek Lisesi’nde bir kurs açtık.
3 kişi geldi. Bir hafta filan devam ettiler, ondan sonra onlar da gelmedi. Bayrağı
gençlere vermek istiyoruz. Bana böyle atölye gibi bir yer versinler,
takımlarımı, aletimi edevatımı götüreyim, orada çalışayım, diyorum. Gençler de
gelsinler, öğrensinler. Hem imalat yapalım, hem tamirat yapalım. Bu arada ‘belki’
diyorum, birkaç tane genç yetiştirirsek çok iyi olur. Mutlu olurum. Biz buraya
kadar geldik. Gençlere tavsiyem, öğrensinler bu işi. Şimdi teknoloji gelişti, her
türlü imkân var. Çok zevkli bir iş, çok güzel bir iş. Yapmak, çalmak çok hoş
bir şey. Mobilya değil bu; nihayetinde bir müzik aleti. Ağacı müzik aleti
hâline getiriyorsun, onu çalıyorsun, ondan ses alıyorsun. Bu, çok güzel bir
meslek.”
|
Zümrüt Koldemir |
İlhan ustanın tek yardımcısı olan eşi Zümrüt Hanım da, evdeki
işlerini bitirdikten sonra dükkâna geldiğini, müşterilerle ilgilenerek İlhan
ustaya destek olduğunu, bütün gününü dükkânda geçirdiğini söylüyor.
(Bu haber metni, TRT Yozgat Temsilcisi Emre Demirel’in
yaptığı ve TRT televizyonunda yayınlanan röportaj kaydından faydalanılarak
hazırlanmıştır.)
(Yozgat Muhabir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder