9 Aralık 2012 Pazar

Tamamen boşalıp viraneye dönen köyünü
61 yaşında yeniden 12 hâneye çıkardı

Hacı Duran Alpyıldız
Şikâyet etmek yerine çözüm üretti, azmetti ve başardı

30 yıl Fransa’da gurbetçi olarak çalışan 61 yaşındaki Hacı Duran Alpyıldız, yıllar sonra Sorgun ilçesine bağlı Büyükkışla köyüne döndüğünde köyünün tamamen boşaldığını görünce, köyü eski hâline getirmek için kolları sıvamış. Uzun ve zorlu bir uğraş sonunda, kendi evinden başka hiçbir hâne olmayan köydeki hâne sayısını 12 hâneye çıkarmış ve köy muhtarlığını yeniden kurmuş. Köye 3 bin kitabın yer aldığı bir de kütüphâne kazandıran, evine de adeta tarım müzesi işlevi kazandıran Alpyıldız, ata toprağına gelerek yatırım yapmayı anlamsız bulanlara, bunu ancak yurt dışında kalanların, vatan ve toprak hasreti çekenlerin anlayabileceklerini söylüyor.

Azmedince tek başına bile oluyormuş

Yaşlıların ölmesi, gençlerin de göçmesiyle 30 yıl önce tamamen boşalan Büyükkışla köyüne Fransa’dan gelerek ev yapan 61 yaşındaki Hacı Duran Alpyıldız, 5 yıllık uğraş sonucu 12 haneye çıkan köyüne muhtarlık getirmeyi başardı.

Hacı Duran Alpyıldız, konu hakkında yaptığı açıklamada, Büyükkışla köyünde doğup büyüdüğünü, askerlik vazifesini yaptıktan sonra da Fransa’ya çalışmaya gittiğini söyledi.

Fransa’da önce işçi olarak çalıştığını, daha sonra kendi işini kurduğunu anlatan Alpyıldız, “Fransa’da 30 yıl çalıştım. Fransızca-Türkçe yeminli tercümanlık yaptım. Tatil için geldiğim sırada 30-40 hâneli köyümde kimsenin olmadığını gördüm. Viraneye dönen köyümü görünce, dönmeye karar verdim” dedi.

Köyde daha sakin, daha rahat bir hayat yaşayacağını düşünerek kendine bir ev yaptırdığını belirten Alpyıldız, “Köye evi yapıp eşimle kalmaya başladığımız ilk zamanlarda çok sıkılıyorduk. Çünkü tek hâne, tek evdik. Çok kitap okuyordum. Ev yaparken muhtarlığın olmaması sebebiyle de çeşitli sıkıntılarla karşılaştım” diye konuştu.

Büyükkışla köyünde yaklaşık 30 yıldır muhtarlığın olmadığını anlatan Alpyıldız, sözlerine şöyle devam etti:

“Köyle birlikte muhtarlık da kalkmıştı. Köyün yolu bile kaybolmuştu. Yolu bulabilmek için bile uzun uğraşlar verdik. Zamanın ekonomik şartları nedeniyle köyümüz tamamen boşalmış ve yaşayan hiç kimse kalmamıştı. 30 yıldır muhtarlığımız bile yoktu. İçişleri Bakanlığı, Yozgat Valiliği ve Sorgun Kaymakamlığı’yla yazışmalar yaparak tekrar muhtarlığımızı faaliyete geçirmek için harekete geçtim. Köyün son muhtarı İsmail Kılıç, âzâlarla birlikte kaymakamlığa ‘Köy tamamen boşaldı, kimse kalmadı, biz de gidiyoruz. Gereğinin yapılması…’ diye dilekçe vermiş. Biz bunun peşine düştük. ‘Acaba köy statümüz iptal edilmiş midir?’ diye. Araştırmalarımız sonucunda öğrendik ki iptal edilmemiş. Tekrar muhtarlığı aldık ve köyümüzü yeniden canlandırmaya çalıştık.”

Yolunu yaptırdıklarını köyde 10-12 hanede insanların yaşamaya başladığını, ama içme suyu hattı olmadığını için insanların çeşmelerden su aldıklarını dile getiren Alpyıldız, köye su ve elektrik getirdiklerini, ardından sokak lambaları koydurduklarını kaydetti.

“Sanmayın ki bunlar kolay oldu. Çok zorluklar çektik” diyen Alpyıldız, şöyle konuştu:

“Şimdi çok memnunuz. Zamanla köyümüz, yurt dışından gelenlerin ev yapmasıyla 12 hâneye çıktı. Benim ilk muhtar adayı olduğumda köyümüzde 17-20 seçmen vardı. Bu durumdayken bile 12-13 oy aldım. Köyü canlandırma açısından bayağı çalıştık. Şu anda bu sayı her yıl artıyor. Avrupa’da da köyümüzle ilgili dernek kurduk. Her yıl bir veya iki hâne gelip ev yapıyor.”

“Eyaletin şerifi” unvanı

Köye ev yaparak yeniden 12 hâneye ulaştırması dolayısıyla köylülerin evinin önüne “Eyaletin şerifi” yazılı tabelâ astığını ifade eden Alpyıldız, “İlk geldiğimde tek hânesi benim yaptığım ev olan köyü zamanla 12 hâneye çıkardığım, köyü yeniden canlandırdığım için arkadaşlarım ‘Eyaletin şerifi’ unvanını verdi. Arkadaşlarım ‘sen oraya eyalet de kurarsın’ diye espri bile yapıyorlar” dedi.

Evini müzeye çevirdi

Köyü canlandırmak için çok farklı çalışmalar yaptığını dile getiren Alpyıldız, şöyle konuştu:

“Evimde âdetâ bir tarım müzesi oluşturdum. Çevreden bulduğumuz ve aldığımız eski ziraat aletlerimizi evimizin bir köşesine astık. Eski tarım aletlerinden oluşan bu müzeyi merak edip gezenler var. Yazın ziyarete gelen gençlerimize tanıtıyoruz. Yaklaşık 3 bin kitap bulunan kütüphâne kurdum. Kitapların sayısı her geçen gün artıyor. Yazın gelen gençler kitap alıp okuyor ve tekrar getiriyor. Kitapların sayısını artırmaya çalışıyorum. Bazen sipariş veriyorum. Bazen dostlarımı arıyorum. Kargoyla, postayla geliyor. Gidip alıyorum ve kütüphâneme ilâve ediyorum. Kütüphânemde ilmî, dinî, bilimsel, roman, yabancı dilden kitaplar var.”

Ata toprağına gelerek yatırım yapmayı bazılarının “ne gerek var” sözüyle değerlendirdiğini kaydeden Alpyıldız, bunu ancak yurt dışında kalanların, vatan ve toprak hasreti çekenlerin anlayabileceklerini vurguladı.

Hiç yorum yok: