7 Haziran 2011 Salı

Bahçeli tıpkı Erdoğan gibi konuştu

Yorum – Sürur Öztürk

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Diyarbakır mitinginde nasıl bir konuşma yapacağını herkes gibi ben de merak ediyordum. Konuşmasını televizyondan merakla ve ilgiyle takip ettim. Birlik beraberlik mesajlarını ihtiva eden cümleler, tarihî, edebî ve kültürel derinliği olan harikulâde cümlelerdi… Metin yazarı kimse, kendisini tebrik etmek gerekir…

Fakat görüldü ki, Bahçeli Diyarbakır’da tıpkı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi konuştu. Farklı ve MHP’ye mahsus bir bakış açısıymış gibi dile getirdiği cümlelerin yüzde 95’i, Başbakan Erdoğan’ın ‘Kürt açılımı’ kapsamında ifade ettiği yaklaşım tarzıyla tıpatıp aynıydı.

Eğer AK Parti Hükümeti’nin ‘Kürt açılımı’nın ne olduğunu anlamak istiyorsanız, Bahçeli’nin Diyarbakır konuşmasını okuyabilirsiniz. Çünkü AK Parti Hükümeti de aslında uzun zamandan beri aynı şeyleri söylüyor, kısmen farklı ifadelerle de olsa aynı şeyleri anlatmaya çalışıyordu. İşte hükümetin ‘Kürt açılımı’ da üç aşağı beş yukarı budur…

Görüldü ki, Güneydoğu insanının sıkıntılarının gerçekte ne olduğu ve bu sıkıntıların çözülmesi için nelerin yapılması gerektiği konusunda Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın dile getirdiklerinden farklı, yeni hiçbir şey söylemedi. Bahçeli, “Diyarbakır’a oy istemeye değil, Başbakan Erdoğan’ın aramıza ekmeye çalıştığı fitne tohumlarını çürütmeye geldim” dedi ama, çürütülecek bir fitne ortaya koyamadı. Aksine, tıpkı Erdoğan gibi konuşarak, Başbakanın söylediklerinin ne kadar isabetli olduğunu tasdik etmiş oldu.

Başbakan Erdoğan da bin yıllık kardeşliğimizden bahsetmiyor muydu? Başbakan Erdoğan da herkesin etnik kimliğine saygı gösterilmesi gerektiğini, ancak ortak paydamızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olması gerektiğini ifade etmiyor muydu? ‘Tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet’ demiyor muydu? Bölgenin asıl meselesinin ekonomik sıkıntılar olduğunu; ama devlet ne zaman bu bölgeye yatırım yapmak istese, Kürt halkının hakları için mücadele verdiğini iddia eden terör örgütü PKK’nın, bazı Kürtçü siyasî partilerin ve derin çetelerin, kurulmak istenen fabrikaları, halka hizmet için gönderilen iş makinelerini ateşe verdiğini ve bölgenin ekonomik sıkıntılarının giderilmesine engel olduklarına dikkat çekmiyor muydu? “Bunlar, benim Kürt vatandaşlarımın temsilcisi olamaz” demiyor muydu? “Asla teröristle bölge insanını aynı kefeye koymuyoruz” demiyor muydu?

Söyler misiniz lütfen, Bahçeli, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntıları konusunda, Başbakan Erdoğan’ın söylediklerinden farklı ne söyledi?

Belki tek farklı yaklaşımı, “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesini kullanması oldu. İyi de, Bahçeli, “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü benimseyen kitlelerin de mutsuz olduğunu söyleyip durmuyor muydu? Demek ki, “Ne mutlu Türküm diyene” demekle mutlu olunmuyor…

Hasılı, ‘Kürt açılımı’, ana muhalefet partisi CHP’nin de desteğiyle devam edecek, terör de bitecek, Bahçeli de…

(surur-ozturk@hotmail.com)

Hiç yorum yok: