13 Aralık 2008 Cumartesi

Yozgat TSO Başkanı Daştan: Millî sermayemizi oluşturmazsak, bizi küresel sermaye yönetir

Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şenol Daştan, ülkeye giren küresel sermayenin iyi yönetilmesi gerektiğini belirterek, aksi halde ülkenin üretim toplumundan tüketim toplumuna dönüşeceğini, ekonomisinin tamamen dışa bağımlı hâle geleceğini söyledi.

Daştan, “Çözüm önerimiz, üretime dayalı yeni bir ekonomik programla yolumuza devam etmek ve millî sermayemizi büyütmenin formülünü bulmaktır. Bunun için, dünya piyasasına göre güçlü ve zayıf yönlerimizi tespit ederek acilen on yıl sonrasının Türkiye’sini inşa etmeye başlamaktır” dedi.

Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şenol Daştan, odanın internet sitesinde yayınladığı “Küresel sermaye” başlıklı yazısında, Amerika’da, bütçeleri Türkiye bütçesinden daha fazla olan finans kuruluşlarının bile iflas ettiklerine işaret ederek, bunun sebebini şöyle açıkladı:

“Çünkü ABD’yi küresel sermaye üretim toplumundan tüketim toplumuna dönüştürmüştür. Ekonomisi ithalata dayalı olarak büyümüştür. Bu nedenle cari açık çevrilemez boyutlara ulaşmıştır.”

Ekonomisi ithalata dayalı ülke çökerken bu ülkeye en fazla ihracat yapan AB ülkelerinin bu krizden en fazla etkilenecek ülkeler olduğunu belirten Daştan, Türkiye’nin ihracatının % 60’ının AB ülkelerine olduğunu hatırlatarak, “AB’deki durgunluk bizim ihracatımızı da vuracaktır” dedi.

Tedbir alınmadığı takdirde “Küresel sermayenin teslim aldığı Türkiye ekonomisi”nin büyük bir çöküş yaşayacağını ileri süren Daştan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Unutmayalım, bir ülkeye giren küresel sermaye iyi yönetilmediği takdirde, o ülkeyi üretim toplumundan tüketim toplumuna dönüştürmekte; bunun sonucu olarak da millî sermayesi küçülmüş, üreten fabrikaları kapanmış, ekonomisi tamamen dışa bağımlı hâle gelmiş bir ülke durumuna düşmektir.

Rusya bu tehlikeyi sezmiş ve küresel sermayenin zincirlerini kırarak millî sermayesini oluşturmuş, kendi şirketlerini güçlendirmiş ve bugün kendi kendini yönettiği gibi, tekrar bölgesini de yönetmeye başlamıştır.

O halde bir ülkenin bölgesinde lider olabilmesi için mutlaka millî sermayesini oluşturması ve güçlendirmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bizim dünyadaki birçok firma ile boy ölçüşebilecek işletmelere ihtiyacımız vardır.

Büyüyen firmalarımızı dışarıya kaptırmak yerine, nasıl daha fazla büyütürüz, onun programını yapmamız gerekir. Yoksa, bu rekabet ortamında ‘batan batar, kalan sağlar bizimdir’ anlayışı ile hareket ettiğimiz takdirde, bir de bakmışız, biz de tamamen tüketim toplumuna dönüşmüş, bölgedeki liderlik hayalleri suya düşmüş, tamamen küresel sermayenin yönettiği ülke pozisyonuna düşmüş oluruz.”

Şenol Daştan, yazısının sonunda çözüm önerisini de şöyle özetledi:

“Çözüm önerimiz, üretime dayalı yeni bir ekonomik programla yolumuza devam etmek ve millî sermayemizi büyütmenin formülünü bulmaktır. Bunun için dünya piyasasına göre güçlü yönlerimizi ve zayıf yönlerimizi tespit ederek acilen on yıl sonrasının Türkiye’sini inşa etmeye başlamaktır.”

Hiç yorum yok: