16 Mayıs 2013 Perşembe

Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin 100 yıl sonra ortaya çıkan savaş günlükleri yayınlandı

Mustafa Şefik Efendi
Yozgat Bidayet Mahkemesi Zabıt Kâtiplerinden Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin Çanakkale, Kafkas ve Sina cephelerinde katıldığı muharebelere dair tuttuğu günlükler, titiz bir çalışmayla 100 yıl sonra “Çanakkale Kafkas Gazze Sina Cephelerinde Yaşadıklarım” ismiyle kitap olarak yayınlandı.

Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin kendi el yazısıyla Osmanlıca olarak tutmuş olduğu günlükleri, Muhammet Sait Konar Türkçe’ye çevirdi. Araştırmacı Yazar Cahit Önder de yayına hazırladı. 364 sayfalık kitap Şehitkale Yayıncılık’tan çıktı.

Kitap, 7. Tümen, 19. Alay, 3. Tabur, 11. Bölük, 11. Manga askeri Baş Çavuş Muavini ve 11. Bölük Emini Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin muharebe meydanlarında yaşadıklarını bütün ayrıntıları ve gerçekliğiyle ortaya koyuyor.

Yayın Yönetmeni Cahit Önder, kitabın Önsöz’ünde şu bilgiyi veriyor:

“Osmanlı’nın çöküş dönemi Anadolu’sunda okuma yazma bilenin parmakla bile gösterilemediği yıllarda liseyi bitirmiş, ayrıca 5 yıl mahkeme zabıt kâtibi olarak çalışmış Mustafa Şefik Efendi; savaştığı cephelerde kâğıt, mukavva, deri, bez, tahta parçası üzerine yazdığı notları, tuttuğu günlüklerini, 2 Kasım 1919’da yeniden gözden geçirip temize çekip yazmış. Bu kitapta yer alan savaş anılarının ilk elden çok önemli bir kaynak olduğuna inanıyoruz. Zira o dönemin okumuşlarının çoğu cephelerde şehit olmuş, yaralanıp kötürüm olmuştur. Dönebilenlerin de yazmak için elleri kalemlerine varmamıştır. Yazamamış, yazmamışlardır. (…)

Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi’nin savaş anılarında ayrıntılar çok net, gözlemler gerçekçi ve dahası fotoğraf canlılığında… Belli ki gün gün, saat saat notlarına dayanıyor ve sıra dışı, üstelik güçlü bir bellek sahibi kendisi.

Dili yer yer çok sivri, keskin. Hem nalına hem mıhına örneği… Eleştirilerde kayırma yok… Dürüst, gerçekçi, dobra ve korkusuzca…

Birçok savaş anıları kitaplarında gördüğümüz, o döneme ait genel bilgi ve bilinen yorumlara girilmemiş, yer verilmemiş, yalnızca yaşadıklarınıgördüklerini, yani ‘çektiklerini’ yazmış. Duygu ve düşüncelerini, , eleştirilerini de cesurca eklemiş. Mustafa Şefik Efendi, bulunduğu cephelerdeki coğrafyayı, doğayı, yaşamı, savaşın evrelerini canlı, gerçekçi bir dille yazarak, kendi penceresinin perdesini açıp ‘çektiklerini’ izletiyor. Hem de canlı olarak… Resmî tarihin satır aralarına notlar düşüp, nokta nokta bırakılmış boşlukları kendi kalemiyle doldurarak… Mustafa Şefik Efendi’nin anılarının İngiliz esareti ve Millî Kurtuluş Savaşı’na ait bölümleri kaybolmuştur. Kaybolan bölümlerle ilgili oğlu Mustafa Şefik Ünlü’nün anlattıklarına d kitapta yer verdik. (…)

Yozgatlı Mustafa Şefik Efendi(’ye) ve bugün yaşadığımız toprakları bizlere vatan eylerken kendi yaşamlarını heder eden (feda eden-YM); yaşayacakları daha nice kiraz zamanlarını yaşamadan bu dünyadan göçüp giden, çoğunun uzak diyarlarda, başında basit, belli bir taşı bile bulunmayan bilinmez mezarlarında, unutulmuşluğun kollarında kefensiz yatan silah arkadaşlarına rahmet, minnet ve şükran…”

Yrd. Doç. Dr. Muhammet Erat da, Takdim yazısında, Mustafa Şefik Efendi’nin cephede tuttuğu günlüklerin önemine şu cümlelerle dikkat çekiyor:

“… resmî belgeler daha çok olayların nasıl cereyan ettiğini, nasıl sonuçlandığını içermekte ve olayın içerisinde yer alan kişilerin bağlı olduğu birime yazmış olduğu yazıları kapsamaktadır. Meselâ; askerin cephede nasıl yemek yediği, aç olup olmadığı, komutanının emri karşısında nasıl tepki verdiği, neler düşündüğü, düşmanına karşı beslediği duygular ve savaşma azmi hakkındaki hususlara ancak hatıralarda cevap bulabiliriz. İşte Yozgatlı Mustafa Şefik de yazmış olduğu bu hatıratla, araştırmacıların bu ve benzeri sorularına cevap vermektedir. Mustafa Şefik bu eserinde, Çanakkale, Kafkas ve Sina Cepheleri’nde, cephe gerisindeki olayları bir asker gözüyle ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Cephede düşmanla çarpışırken askerin psikolojisini, çektikleri sıkıntıları, cepheye giderken karşılaştığı olayları canlı bir şekilde aktarmaktadır. Bazı sahneleri o kadar ayrıntılı aktarmaktadır ki, sanki bir film sahnesini canlandırır gibi ifade etmektedir. Bunun yanı sıra Mustafa Şefik’in bu eserinin orijinal tarafı, anlattığı olayları bütün içtenliği ile açık bir şekilde, herhangi bir endişeye kapılmadan, kendi gözlemleri ne ise olduğu gibi anlatmasıdır.”

Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Mithat Atabay ise, “Mustafa Şefik Efendi’nin Hatıratı Önünde” başlıklı sunuşunda, “Mustafa Şefik Efendi’nin düşüncelerini ve gördüğü aksaklıkları amirlerine açıkça söylemesi ve daha sonra bunları kaleme alması, hatıralarına ayrı bir lezzet katmıştır” diyor.

‘Birinci Dünya Savaşı’nda askerlerin iaşesi ve ibatesinin hep acı ile anlatılan ve bazı kesimlerce sömürülen konular olduğunu’ belirten Atabay, Mustafa Şefik Efendi’nin levazımcı olması dolayısıyla da hatıratının önem taşıdığını kaydediyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Mustafa Şefik Efendi’nin hatıratında, Birinci Dünya Savaşı sırasında ordudaki ast-üst ilişkileri, iaşe meselesi ve her şeyden önemlisi de Anadolu’nun küçük bir kasabasından savaşa katılan bir insanın ‘vatan ve millet sevgisini’ sade, temiz ve anlaşılabilir şekilde anlatımı görülmektedir.”

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: