Fotoğraf: Abdulkadir Çapanoğlu arşivi |
Abdulkadir Çapanoğlu |
Defteri, “ailemize kalan en değerli hatırasıdır” diye
niteleyen Çapanoğlu, 15x27 cm ebadında 48 sayfadan müteşekkil olan listenin, “1970
yılında çok sevdiği bir öğrencisi vasıtası ile kendisine ulaştığı merhum Prof. Dr.
Ahmet Caferoğlu tarafından günümüz Türkçesine çevrildiğini kaydediyor.
“Demirli Medrese Kütüphanesi’nde muhafaza ettirdiği ve
zamanın hukuk ve din ulemaları, şairleri vb. tarafından yazılmış hukukî ve dinî
konuları ihtiva eden el yazması 584 adet birbirinden değerli kitabın listesini,
bizzat kendi el yazısı ile kaydettiği defteri, ailemize kalan en değerli
hatırasıdır. Bu defter, ‘su kâğıdı’ diye anılan, gerektiğinde su ile silinip
tekrar yazılabilen aharlı bir kâğıttan yapılmıştır. Sayfa ölçüsü 15x27 cm
ebadında olup, 48 sayfadır. Her kitabın adı, ünlü hattatların yazdıkları
besmele istifi gibi çok düzgün ve estetik bir şekilde Arap harfleri, yani eski
Türkçe ile yan yana ve üst üste aynı sırada ve aynı hizada olmasına özen
gösterilerek siyah çini mürekkeple yazılmıştır. Uzun süre, defteri her nasılsa
görenler bunu Çapanoğlu sülalesinin aile şeceresi (soy ağacı) sanmışlar ve aile
arasında da böyle yayılmıştı.
1970 yılında çok sevdiği bir öğrencisi vasıtası ile
kendisine ulaştığım Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu, defter içindeki
kitapların isimlerini, eski Türkçe yazıdan günümüz Türkçesine çevirme lütfunda
bulundu.
Süleyman Bey, hattatlığı ile de tanınan bir insandı. Yozgat’ta pazartesi günleri pazar kurulmasına müsaade edilmesine ilişkin, Kapı Kethudası’na kendi el yazısı ile gönderdiği Ka’ime (dar ve uzun kâğıda yazılan yazı) ancak hattatların yazabileceği bir zarafettedir.
“Çapanoğlu’nun abdest suyu gibi” darb-ı meseli de buradan
çıkmıştır. Divit ile çok yazı yazan Süleyman Bey, abdest alırken leğendeki su,
parmaklarındaki mürekkepler yüzünden hep bulanık olurmuş.
Defterin içi gibi dışına da çok özen gösterilmiş, kapağının
iç kısmı ve Miklep (sayfa ayracı) altın varakla tezhip edilmiş kahverengi deri
ile, kapağın dış kısmı ve Miklep’in dış yüzü de siyaha yakın yeşil renkli bir
deri ile kaplanmış ve yine altın varakla tezhip edilmiştir. Defterin içinde bir
de teslim tutanağı yer almaktadır. Osmanlıca tanzim edilen tutanakta mealen
şöyle yazar:
'Saray Kapucubaşılarından Bozok Sancağı Mutasarrıfı olan yüce,
kerem sahibi, Çapanoğlu saadetlü Süleyman Bey Hazretlerinin ekteki defter
müfredatını, vakfın maksadına uygun olarak ve vakıf mütevelilerinin
buyruklarına uygun şekilde, Padişahın Huzura Kabul Kapısı’nın
Kapucubaşılarından soylu Abdülfettah Bey Hazretlerine tesliminden sonra,
huzurlarında karşılıklı görüşerek hükmolunan vakıf kitaplarının Hafız-ı Kitap
olan faziletli Kara Musa Efendi’ye, kütüphaneden dışarı çıkarılmamak şartıyla
teslim olunan müfredat defterleridir ki, aşağıdaki gibi zikrolundu.'
Ne yazıktır ki Çerkez Ethem ve tayfasının çok kanlı bir şekilde
bastırdığı Çapanoğlu olayları başkaldırısı sırasında, baştanbaşa yakılıp
yıkılan ve talan edilen Çapanoğullarının ve onlara akraba olanların konakları
ile birlikte Demirli Medrese de yanmış, içindekiler külliyen yok olup
gitmiştir.”
Abdulkadir Çapanoğlu, Çağanoğlu Süleyman Bey hakkında da şu
bilgileri veriyor:
“Yaşadığı dönemde Yozgat’ın münevver bir şehir olmasında ve
kalkınmasında Çapanoğlu Süleyman Bey, oğulları Kazasker, Mekke Kadısı Abdülfettah
Bey, Sürre Alayı Emini Abbas Hilmi Paşa ile Vezir Mehmet Celâlettin Paşa’nın ve
torunları Gazeteci, Büyükelçi Âgâh Efendi, Müşir (Mareşal) Ahmet Şakir Paşa’nın
büyük rolü olmuştur.
Mehmet Celâlettin Paşa, vezirdir ama zamanın padişahı, baba
Süleyman Bey’e de hilat giydirip vezir muamelesi yapmıştır. Ünlü İngiliz Seyyah
J. D. M. Kinneir’in tarifi ile “kar gibi beyaz sakallı, güzel bakışlı, her
öğünde mutfağında 300 kişilik yemek çıkan” Süleyman Bey, çevre illerde yaşayan
ticaret erbabı ve zanaat sahibi Ermeni ve Yahudi vatandaşları Yozgat’a davet
ederek bilhassa gümüş işlemeciliğinde (savatçılık) Yozgat’ı en önemli merkez
yapmıştır.
Süleyman Bey, aynı zamanda çok yazan, çok okuyan ilim ve
irfan sahibi bir insandır. Misafiri M. Kinneir’den Fransa imparatoru Napolyon
hakkında geniş bilgiler edinmişti. İleri görüşlü, yeniliklere açık, bilgili,
kültürlü ve siyaseti iyi bilen bir insandır.”
(Yozgat Muhabir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder