14 Nisan 2018 Cumartesi

Bir hizmeti hezimete dönüştüren yasakçılık

Sürur Öztürk

Yozgat gazetesinin web sitesinden öğreniyoruz ki Yozgat Belediyesi, kendi hizmet binalarında kullanılan internet ağında, yozgatgazetesi.com’a erişimi engellemiş.

yozgatgazetesi.com, “Yozgatlılardan Milletvekillerine Arzuhal Mektupları”, “Yozgat Okurundan Yozgat Valisine” ve “Mesaj Kutusu / Yozgat Okurundan Belediye Başkanına E-Mail Hattı” başlıklı 3 ayrı iletişim kanalı hizmeti veriyor. Bu, bir Anadolu şehri için gerçekten de büyük bir hizmet; zira “media / medya” kelimesi esasen “aracılık etmek, arabuluculuk” anlamına geliyor. Yönetilenlerle yöneticiler arasında irtibat kurmak, köprü vazifesi görmek, halkın sıkıntılarını ve taleplerini yöneticilere iletmek, çözüm üretilmesine katkıda bulunmak, medyanın temel görevi. Yani medyanın var oluş sebebi bu aslında…

yozgatgazetesi.com da, gazeteciliğin bu temel işlevini yerine getiriyor ve halkın sıkıntılarını, şikâyetlerini, taleplerini; bunun yanında takdirlerini, teşekkürlerini de yöneticilere ulaştırıyor. Yani, yapması gerekeni yapıyor. Halkla yerel yönetimler arasında irtibatı sağlıyor, canlı tutuyor. Bunu sadece Yozgat Belediyesi’ne yönelik olarak da yapmıyor. Yozgat Valiliği’ne ve Yozgat Milletvekillerine de aynı hizmeti sunuyor. “Hizmet” diyorum, çünkü bu gerçekten de Yozgat’a ve Yozgatlılara “ücretsiz” olarak sunulan dev bir hizmet.

Düşünün, belediye, valilik ve milletvekilleri, Yozgat halkına daha iyi hizmet sunmak için, halkın sıkıntılarının, şikâyetlerinin ve taleplerinin tespit edilip rapor edilmesi için personel istihdam etmek istese, kaç kişiye ihtiyacı olurdu ve bu personele ne kadar maaş ödemek zorunda kalırdı? yozgatgazetesi.com, bu işi “ücretsiz” olarak yapıyor. Peki karşılığı ne? Yozgat Belediyesi’nin internet ağını kullanan bütün hizmet binalarında web sitesine erişim yasağı!..

Türkiye’deki yönetim anlayışının en büyük zihin problemlerinden birisi budur. Her “eleştiri”yi bir “saldırı” olarak algılama yanılgısı… Oysa her eleştiri bir “saldırı” değildir. Her eleştirinin kaynağı “düşmanlık” değildir. Yöneticiler, kendilerinden başka kimselerin de pekâlâ bu memleketin hayrı için gayret gösteriyor olabileceklerini neden hesaba katmazlar?

Yozgat Gazetesi, 1 Mart 1974’te, web sitesi ise Mart 2006’da yayın hayatına başlamış. Gazetenin Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Osman Hakan Kiracı, yaklaşık 70 yıldır Yozgat topraklarında yaşıyor. Ömrü boyunca bu şehrin havasını teneffüs etmiş, bu şehrin yaşadıklarına, değişimine / dönüşümüne tanıklık etmiş bir isim. Osman Bey, bu şehrin insanlarıyla hemhâl olmuş ve ömrünün büyük bir kısmını gazetecilik yoluyla kendi insanına hizmet etmekle geçirmiş, basın alanında Yozgat’a 20 ödül kazandırmış, halen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, çok değerli bir gazeteci, çok değerli bir şahsiyet.

Şimdi bu insanı ve onun gazetesini, sırf Yozgat halkının birtakım eleştirilerine web sitesinde yer verdiği için, sanki “belediyenin hizmetlerini görmeyen bir muhalif” gibi algılamak, doğru bir yaklaşım mıdır? Herkes biliyor ki yozgatgazetesi.com, Yozgat Belediyesi’nin bütün hizmetlerine, faaliyetlerine, projelerine, çalışmalarına, hiçbirisini atlamaksızın, sayfalarında yer veriyor. Ben, Belediye Başkanına gönderilen okuyucu mesajlarını da web sitesini inceleyerek tek tek gözden geçirdim. Gördüm ki bu mesajlar, sadece eleştiri mesajlarından ibaret de değil. Başkanın çalışmalarından memnuniyetlerini dile getiren çok sayıda okuyucunun mesajları da yayınlanmış. O halde, gazeteden beklenen nedir? Sadece övgü ve teşekkür mesajlarını yayınlayıp, eleştiri mesajlarına ya da cevaplanması istenen sorulara sansür uygulaması mı? Bunu yapan bir gazeteye, “gazete” denebilir mi?

Yozgat Belediyesi, ödüllendirilmesi gereken, vefa ve saygı gösterilmesi gereken; tecrübesinden, uyarılarından ve tavsiyelerinden istifade edilmesi gereken bir insana ve onun gazetesine karşı daha olumlu bir tavır içerisinde olabilirdi.

yozgatgazetesi.com, haberlerinde ve yazılarında provokatif bir dil de kullanmıyor. Ölçülü, seviyeli, makul bir haber dili kullanıyor. Kimseye hakaret etmiyor. Kanunlarda tanımlanmış hiçbir suç da işlemiyor. Bir iddiada bulunduğu zaman da mutlaka bir belgeye dayanıyor…

Yozgat Belediyesi, kendi şehrindeki böyle köklü bir kurumun (yani halkın) sesine kulak vererek, kendi belediye hizmetlerini daha iyi seviyeye yükseltip, halkın memnuniyet oranını yükseltme imkânına sahipken, elindeki nimeti tepmeyi tercih ediyor. Kendisine sunulan bir hizmeti, kendi elleriyle hezimete dönüştürüyor.

Üstelik bu “erişime engelleme” uygulaması, belediye yönetiminin amacına hizmet eden bir çare de değil; zira bu web sitesi, belediyenin kurumsal internet ağında engellenmiş de olsa, insanların kişisel telefonlarında, tabletlerinde kullandıkları internet ağlarında erişime açık. yozgatgazetesi.com, sadece Yozgat’ta ve sadece Türkiye’de değil, Yozgatlıların yaşadığı Dünyanın bütün ülkelerinde takip ediliyor, okunuyor...

Ben de bir Yozgat Gazetesi okuyucusu olarak, Yozgat Belediyesi’nin bu gereksiz, yersiz ve faydasız “erişime engelleme” uygulamasını kınıyor, bir an önce bu trajikomik hatasından dönmesini temenni ediyorum.

Hiç yorum yok: