12 Ağustos 2013 Pazartesi

Başbuğ’dan ABD’li diplomata: Subaylar, laik cumhuriyete sahip çıktıkları için içerideler

James Stavridis - İlker Başbuğ
Taraf gazetesi yazarı Lâle Kemal, ABD’nin Avrupa’daki Kuvvetler Komutanı Amiral James Stavridis’in, emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a, kendisine hayranlık duyduğunu kaydettiği bir mektup gönderdiğini, Başbuğ’un talebi üzerine de bu mektubun, Amerikalı bir diplomat tarafından kendisine iletildiğini ileri sürdü.

‘Laiklik ve demokrasi tehdit altında’ deyip
‘gezi eylemleri’ne destek verdi mi?

Taraf yazarı Lâle Kemal
Lâle Kemal’in iddiasına göre Başbuğ, mektubu kendisine teslim eden Amerikalı diplomata “Tüm subaylar, Atatürk’ün laik cumhuriyetine sahip çıktıkları için içerideler. Mısır’da halk, laik demokrasi istemiyle Müslüman Kardeşler’i istemedi... Türk demokrasisi tehdit altında. Gezi olaylarına bakın, barışçıl gösterilere karşı insanlar tutuklanıyor” dedi.

Lâle Kemal’in “güvenilir kaynaklara dayandırarak yazdığını” belirttiği iddia, henüz Başbuğ tarafından yalanlanmadı. Lâle Kemal, “ABD Ergenekon’a müdahil oldu” başlıklı yazısında şunları kaydetti:

ABD Ergenekon’a müdahil oldu...

Mısır’daki askerî müdahaleye darbe demeyerek Türk hükümetinin eleştiri oklarını üzerine çeken ABD’nin, Ergenekon davasına bir nevi müdahil olduğu ortaya çıktı.

ABD’nin Avrupa’daki Kuvvetler Komutanı Amiral James Stavridis’in, Mayıs başında emekliye ayrılmadan önce eski Genelkurmay Başkanı, Ergenekon’dan ömür boyu hapis cezası alan emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a mektup yazdığını güvenilir kaynaklarımdan teyit ettim. Stavridis’in övgüyle söz ettiği Başbuğ’a hitaben yazdığı mektubu ise ABD Büyükelçiliği’nde görevli bir diplomat, Silivri Cezaevi’ne temmuz ortalarında elden götürmüş.

Hükümetin, Ankara’daki ABD Elçiliği’nin, Stavridis’in mektubunu Başbuğ’a iletme talebini kabul ederek, Washington’un, bir şekilde Türkiye’deki darbe davalarına müdahilliğini de kabul etmiş olduğu anlamını çıkartmak mümkün.

Ergenekon davasına ilişkin 5 Ağustos pazartesi günü mahkemenin emekli Orgeneral Başbuğ’a da ömür boyu hapis cezası verdiği kararını açıklamasından birkaç hafta önce gerçekleşen ve iki saat sürdüğünü öğrendiğim görüşmede, Başbuğ’un Amerikalı diplomata, “Benimle ilgili verilecek hüküm Türk demokrasisinin test edilmesi anlamına gelecek. Hüküm giyersem bu Türk demokrasinin öldüğü anlamına gelir” dediği de güvenilir kaynaklarımca aktarıldı.

Önce Başbuğ’un eşine soruldu

Stavridis, Başbuğ’a hitaben A 4 boyutundan biraz küçük iki sayfalık resmî antetli bir mektubu, 10 Mayısta emekli olmadan birkaç gün önce kaleme almış. Stavridis’in, güya Türkiye’nin içişlerine müdahale izlenimi vermemiş olmak için mektubunun emekliliği sonrasında Başbuğ’a iletilmesini istediği anlaşılıyor. Amerikan Elçiliği önce, Başbuğ’un eşiyle temas kurup, mektubun bir kopyasını, kendisine vermiş. Ancak, eşi ve avukatı, Stavridis’in mektubunun kendileri yerine Amerikan diplomatları tarafından Başbuğ’a iletilmesini talep etmişler. Bunun üzerine Amerikan Elçiliği’nin temas kurduğu Dışişleri Bakanlığı, Başbuğ’a hitaben yazılmış olan mektubu kendisine iletmesi için diplomatın görevlendirilmesine izin vermiş.

Başbuğ’dan, laiklik üzerine yanıltıcı sözler

Başbuğ ile Silivri Cezaevi’nde ziyaretçi salonunda yaklaşık iki saat bir araya gelen Amerikalı diplomata Silivri Cezaevi de gezdirilmiş. İkili arasındaki görüşme, göründüğü kadarıyla kayıt altına alınmamış.

Stavridis’in, Ergenekon davasına atıfta bulunmadığı belirtilen mektubunda, zaman zaman birlikte çalıştığı Başbuğ’a, “Komutanlık vasıflarınız nedeniyle size hayranlık duydum. İyilikler diliyorum” mealinde sözler sarf ettiği belirtiliyor.

Başbuğ’un ise Amerikalı diplomat ile Silivri Cezaevi konuk salonunda yaptığı görüşmede, Balyoz kararlarını ima ederek, diğer duruşma sonuçlarının nasıl çıktığını hatırlattıktan sonra, şu yönde sözler sarf ettiği kaynaklarımca belirtildi:

“Tüm subaylar, Atatürk’ün laik cumhuriyetine sahip çıktıkları için içerideler. Mısır’da halk, laik demokrasi istemiyle Müslüman Kardeşler’i istemedi... Türk demokrasisi tehdit altında. Gezi olaylarına bakın, barışçıl gösterilere karşı insanlar tutuklanıyor..”

Kıssadan hisse

Yanı başımızda Mısır’da, ordunun hükümeti devirmesine darbe diyemeyen, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, daha geçen gün, “Mısır’da ordunun demokrasiyi tesis ettiği” savunmasını yapan ABD’nin, Türkiye’de darbe davalarına, mektup teatisi ile müdahil hâle gelmesi, Washington’un, Türkiye’de de vesayeti koruma refleksini ortaya koyuyor. Diğer yandan, Başbuğ’un, kendisi dâhil tüm subayların Atatürk’ün laik cumhuriyetini korudukları için hapiste oldukları mealindeki sözleri, kimi Türk subaylarının hâlen ABD’den medet umdukları ve değişen Türkiye’yi doğru okumamakta ısrar ettiklerini gösteriyor.

Hükümetin ise, Stavridis’in mektubunu Amerikalı diplomatın Başbuğ’a iletmesine izin vererek, bu yakın müttefikinin içişlerine müdahale izlenimi veren bu girişimine göz yumduğu ortaya çıkıyor.

Kendi ülkesinde, siyasete karışan askerlerini görevden alan ABD, bu bölgede vesayeti kutsayarak nasıl bir çelişki içinde olduğunu bir kere daha gösteriyor.

Hiç yorum yok: