12 Haziran 2013 Çarşamba

Sarıgül: Gezi eylemlerinde Kızılay görevi yaptık, esprili sloganları bir kitap hâline getireceğiz

Sarıgül'den gezi eylemlerine tam destek
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Taksim Gezi Parkı eylemlerine destek verdiklerini ve belediye olarak Taksim’de Kızılay görevi yaptıklarını söyledi. Sarıgül, “O meydanda bulunan bütün o sloganların hepsinin tek tek resimlerini çektirdik, ileride kitap hâline getireceğiz. Muhteşem bir şey olacak” dedi.

Siyasî iktidarın, hoşgörü ortamından uzaklaştığını, kendisi gibi düşünmeyenleri hasım ve rakip olarak gördüğünü ileri süren ve bundan çok büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Sarıgül, 1970’li yıllarda Maden-İş Sendikası’nın Çayırova’da Ankara asfaltında yürüyüş yaptıklarını hatırlatarak, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in “Yollar yürümekle aşılmaz” diyerek eylemcilere engel olmadığını vurguladı.

Sarıgül, “90’lı genç kuşağı, şanlı bir direnişte bulunmuştur. Büyük bir başarı elde etmiştir. O evlâtların gözlerinden öpüyorum ve sonuna kadar da o direnişin yanındayım; ama o direnişte bütün ordaki kardeşlerimden ricam şu: Herkes, siyasî düşüncesini gönlünde saklasın” diye konuştu.

Sarıgül, Yavuz Selim adı verilen üçüncü köprünün adının değiştirilmemesi hâlinde orada olaylar çıkacağını ve köprünün yapımına izin verilmeyeceğini ileri sürdü.

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Cem TV’de canlı olarak yayınlanan “Uyan Türkiye” programının özel yayınına konuk olarak, Taksim Gezi Parkı (TGP) olaylarını değerlendirdi.

Sarıgül, programın sunucularından Pınar Işık Ardor’un, “16 gündür gezi olaylarında sizin yok olduğunuz söyleniyor ama aslında biz sizin çalışmalarınızı biliyoruz. Zannediyorum ki kendinizi ifade etmeniz gerekecek. Çünkü Mustafa Sarıgül, her toplumsal olayda vardır, her toplumsal olayda ortadadır. Size vatandaş çok alışıktı. Nerdeydiniz?” şeklindeki sorusu üzerine, “Hiç kendimi ifade etmeye ihtiyacım yok. Benim neler yaptığımı herkes bilir; ama ben bu tip olayları siyasî bir olay için yapmam” dedi.

TGP eylemlerine nasıl destek verdiğini anlatan Sarıgül, “Biz, taksim olayları başladığı günden itibaren ilk gün, ilk gün daha, arkadaşlarımla birlikte oraya gittim ve ilk gün gazı yiyenlerden bir tanesiyiz. İlk gün ben bir baktım. Ondan sonra Şişli olarak biz, bütün arkadaşlarımızla birlikte Kızılay görevi yaptık” diye konuştu.
Bir siyasî olarak eylemlerin her aşamasında alanda olmalarının eylemcilere zarar vereceğini ifade eden Sarıgül, eyleme katılanların da siyasî tercihlerini içlerinde tutmalarını istedi.

“Biz orda o direnişe destek verdik ve de vermeye devam edeceğiz. (…) Bizim bütün belediyemizin araçlarını yurttaşlarımız orda görmekte, nasıl çalışma yaptığımızı da orada görmekteler” diyen Sarıgül, kendisinin oy için meydana geldiğinin düşünülmesini istemediğini söyledi.

Sarıgül, bir soru üzerine eylemlere katılan 90 kuşağı gençleri şöyle değerlendirdi:

“Bu 90’lı kuşak diyelim, hakikaten bir tarih yazdı. Hiç böyle bir olayı biz beklemezdik. Ben hakikaten çok büyük keyif aldım. Yani bu gençler bire bir geldiler, çalışmaların içerisinde bulundular. Yani 68 kuşağı vardı, şimdi bir de 90 kuşağı çıktı ve 90 kuşağında da o kadar zeki çocuklar ki, o kadar güzel esprilerle o kadar güzel fikirler üretiyorlar ki… O meydanda bulunan bütün o sloganların hepsinin tek tek resimlerini çektirdik, ileride kitap hâline getireceğiz. Muhteşem bir şey olacak ve çok ince esprileri var. Hepsi son derece zeki. Bir başka güzellik de ne biliyor musunuz? Herkes, anneleri, babaları, yakınları, çocukları evden giderken limonunu yanına veriyor, maskesini yanına veriyor, sandviçini yanına veriyor, suyunu yanına veriyor ve sanki şeye gönderir gibi, yani bir mücadeleye gönderir gibi, sefere gönderir gibi gönderiyor.”

Bir soru üzerine, devleti yönetenlerin, toplumsal eylemlere katılanları hasım olarak görmemeleri ve onlara kulak vermeleri gerektiğini ifade eden Sarıgül, “Bugün iktidarda olanlar, yarın muhalefete düştükleri zaman kendilerine nasıl davranılmasını arzu ediyorlarsa, onlar da iktidardayken muhalefete öyle davranılması lâzım” dedi.

Demirel gibi olmalı

Kendisinin CHP Gençlik Kolları’nda görev yaptığı 1970’li yıllarda Maden-İş Sendikası’nın Çayırova’da Ankara asfaltında yürüyüş yaptıklarını hatırlatan Sarıgül, “Yollara çıktılar, caddeler kesildi, asker geldi yolları kesti. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’le konuşma yapıldı ve Demirel dedi ki, ‘Bırakın gençlere yolu açın. Yollar yürümekle aşılmaz. Tarihî bir laftır” diye konuştu.

Siyasî iktidarın, hoşgörü ortamından uzaklaştığını, kendisi gibi düşünmeyenleri hasım ve rakip olarak gördüğünü ileri süren ve bundan çok büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Sarıgül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Düşünün ki, uluslar arası kanallar, sürekli Türkiye’yi yayınlıyor ve bu görüntüler Türkiye’ye yakışıyor mu? Türkiye nerdeyse üçüncü dünya ülkeleri kategorisine gidiyor ve Türkiye, 15 günde çok şey kaybetmiştir; ama bu kaybetmenin altında yatan da siyasî iktidarın, ortamı germesidir. Siyasî iktidarın, ortama negatif olarak bakmasıdır.”

Sarıgül, toplumsal olayların baskıyla önlenemeyeceğini belirterek, aldıkları emirlere göre hareket etmek durumunda olan emniyet mensuplarına da kızılmaması gerektiğini söyledi. Sarıgül, “Ama ne yazık ki acımasızca verile talimatlar, emniyetimizi de halkımızla karşı karşıya getiriyor; emniyetimizi de gençlerle karşı karşıya getiriyor.”

Biz uzlaşma sağlanmaması hâlinde 90 kuşağı gençliğini tutmanın mümkün olamayacağını ifade eden Sarıgül, olayların bir korku imparatorluğu yaratılarak çözülemeyeceğini söyledi.

Program sunucularından Celâl Toprak’ın, Şişli meydan düzenlemesi ve Kuştepe kentsel dönüşüm projelerine o bölge halkının karşı çıktığını hatırlatarak, bu durumda kendisinin nasıl bir tavır takındığını sorması üzerine de Sarıgül, ‘Bir kişi bile hayır derse ben bu projeyi uygulamaya koymam’ diyerek projeden vazgeçtiğini anlattı.
Sarıgül, “Bir belediye başkanının ürettiği hizmetten yurttaşlarımız memnun değilse, o belediye başkanının ya da o siyasînin bireysel ya da ideolojik çıkarı yoksa o proje vazgeçilmez değildir ve biz, bu Şişli projesinden gerçekten vazgeçtik” dedi.

Sarıgül, üçüncü köprüye Yavuz Selim isminin verilmesine dair bir soru üzerine de, bu ismin ‘yurttaşların gönlünde çok büyük bir sıkıntı yarattığını’, bu ismin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Sarıgül, “Geri adım atılmadığı taktirde o köprü orda yaptırılmaz. Bakın bir şey söyleyeyim; o köprü orda yaptırılmaz. Orda çok sosyal olaylar çıkar, çok sıkıntı olur; çünkü yürekleri yaralamıştır, kalpleri kırmıştır. Bir siyasî iktidar, yürekleri yaralayan ve kalpleri kıran bir karar üzerinde niçin ısrar etsin?” diye konuştu.

AK Parti yüzünden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde uzlaşma kültürü kalmadığını ileri süren Sarıgül, “Siz sadece ‘bana oy verenleri temsil ediyorum’ derseniz, o zaman ülkeyi ikiye bölmüş olursunuz” dedi. Sarıgül, hükümetin karşı mitingler yapmasını da doğru bulmadığını belirterek, tansiyonun düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Şanlı direnişçilerin gözlerinden öpüyorum

Sarıgül, “90’lı genç kuşağı, şanlı bir direnişte bulunmuştur. Büyük bir başarı elde etmiştir. O evlâtların gözlerinden öpüyorum ve sonuna kadar da o direnişin yanındayım; ama o direnişte bütün ordaki kardeşlerimden ricam şu: Herkes, siyasî düşüncesini gönlünde saklasın” diye konuştu.

Sarıgül, polislerin “Her şey vatan için” sloganı atmalarını da doğru bulmadığını belirterek, bu konuyu İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü ile konuşacağını söyledi.

Sarıgül, eylemci gençleri ve taraftar grubu Çarşı’yı kutladığını dile getirdi.

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: