8 Haziran 2013 Cumartesi

Mahir Kaynak da aynı fikirde: Hedef AK Parti’yi yıpratmak değil, Tayyip Erdoğan’ı tasfiye etmektir

Prof. Dr. Mahir Kaynak
Eski Mit Daire Başkanı, Strateji Uzmanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, Taksim olaylarını değerlendirdiği “Başlangıç” başlıklı yazısında, “Hedef AK Parti’yi yıpratmak değil Erdoğan’ı tasfiye etmektir” dedi.

Gençleri yönlendirenlerin, büyük bir oyunu sahneye koyduklarına dikkat çeken Kaynak, olayların tekrar alevlenmesi hâlinde bunun, tertipçilerin yeni bir siyasî yapı oluşturmak istedikleri anlamına geleceğini kaydetti. Kaynak, bütün siyasetçilerin, ne olduğunun farkına varmaları ve gereken tavrı göstermeleri gerektiğini vurguladı.

Yozgat Muhabir
“Yozgat Muhabir” yazarı Sürur Öztürk de 5 Haziran’da yayınladığı “Hükümeti değil Erdoğan’ı devirmek istiyorlar” başlıklı yazısında, olayları tertipleyenlerin güçlü bir iktidarı devirmek yerine, AK Parti’nin kontrolünü ele geçirmek isteyeceklerini belirtmişti.

Öztürk, “Ben, operasyonun hedefinin hükümeti değil Erdoğan’ı devirmek olduğunu düşünüyorum. Türkiye-ABD-Rusya ittifakını etkisiz hâle getirip AB-Çin ittifakını güçlendirmenin, böylece Ortadoğu hakimiyetini ve dolayısıyla enerji kaynaklarını ele geçirmenin önündeki en büyük engel, Recep Tayyip Erdoğan olarak görülüyor” diye yazmıştı.

Başlangıç

Eski Mit Daire Başkanı, Strateji Uzmanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, Star gazetesinde yayınlanan “Başlangıç” başlıklı yazısında, Taksim olaylarını değerlendirdi.

Taksim olaylarının, bir sürecin başlangıcı olduğunu belirten Prof. Kaynak,  iktidarın ve bütün siyasetçilerin, ne olduğunun farkına varması ve gereken tavrı göstermeleri gerektiğini vurguladı.

Taksim Gezi Parkı bahane

Dünyadaki güç odaklarının, Türkiye’yi kendi yanlarına çekme mücadelesinin Taksim olayları ile fiilen başladığını ifade eden Kaynak, olaylara gerekçe olarak gösterilen sebep olmasaydı bile, olayları önceden tertipleyenlerin başka bir sebep bulacaklarını kaydetti. Kaynak, şu değerlendirmede bulundu:

“Bugün bir şehirdeki bir uygulamanın tüm ülkede bir ayrışmayı ve çatışmayı ortaya çıkarması, sebep-sonuç ilişkileri açısından pek anlamlı değildir. Çünkü bu şehirde birçok imar değişiklikleri uygulanacak ve herkes bundan memnun olmayacaktır. Olayda Taksim Gezisi bir bahanedir ve başka bahaneler de kullanılabilir. Bu durumda olayın köklerini bulmalı ve ona göre politikalar üretmelidir. Çünkü sokaklardaki protestocu gençler, eyleme hazırdır ve bir sebep oluşturulmasını beklemektedir. Daha doğrusu onları yönlendirenler, büyük bir oyunu sahneye koymaktadır.”

Ülkedeki farklılaşmanın, muhalefetin farklı bir politika oluşturması yerine sürekli iktidarı zayıflatmaya çalışmasına dönüştüğüne işaret eden Kaynak, Bugün AK Parti iktidardan düşse ve muhalefet iktidara gelse nasıl bir politika uygulayacağını bilmiyoruz. Çünkü sözlerinde yapıcı bir cümle yoktur ve bir öneride bulunmamakta, sadece iktidarın yaptıklarını eleştirmektedir” dedi.

Kaynak, bunun ne anlama geldiğini şöyle açıkladı:

Kendi kararını kendisi veren iktidar istemiyorlar

Bunun anlamı şudur: ‘Bizim hedefimiz ülkeyi yönetmek değil iktidarı devirmektir’. Ondan sonra dünyadaki gelişmelere göre bir yapı oluşturulacaktır. İşin zor tarafı budur. Dış güçler, kim olursa olsun iktidarı bir politikaya razı etmek yerine kendisi karar verecek bir siyasî yapının oluşmasına razı değildir. İktidara gelecek partinin kendi görüşleri yönünde rol oynamalarını istemektedirler. Yani belli bir politikanın kabul edilmesi yerine ne yaparlarsa yapsınlar bizi yanlarında görmek istiyorlar. Böyle birini iktidara getirmek için kozları vardır. Bunlardan biri ülke içinde kendileriyle birlikte olacak bir siyasî yapı oluşturmak, ikincisi dış ilişkilerde destekledikleri tarafın önde olmasını sağlamaktır. 

Hedef AK Parti’yi yıpratmak değil Erdoğan’ı tasfiye etmektir

Buradan şu sonuç çıkar: Önümüzdeki günlerde benzeri olaylar çıkarsa yeni bir siyasî yapılanmanın amaç edinildiği ve sokak olaylarının bunun alt yapısı için yapıldığıdır. Bu amaçları şöyle özetleyebiliriz:

Hedef AK Parti’yi yıpratmak değil Erdoğan’ı tasfiye etmektir. AK Parti içindeki farklı yaklaşımlar bunun alt yapısıdır: Türkiye’nin siyasî yapısı uzun zamandır aynıdır. Halkın üçte ikisine yakını merkez sağdaki partiye oy vermekte, geri kalanı ana muhalefet ve diğer partileri desteklemektedir. Bu nedenle merkez sağ partinin tasfiyesi zordur. Onun yerine genel başkan değiştirilmek istenmektedir.

CHP, kurulduğundan beri belli prensiplere göre hareket etmektedir. Meselâ solculuğunun bu düşünce ile ilgisi yoktur. Hatta sözü edilen prensipler, onlara göre vazgeçilemezdir. Çünkü ‘varlığımızı böyle sürdürebildiğimiz’ şeklinde görüşleri vardır. Bu dünya görüşünü değiştirmek, dünyadaki değişikliğe bağlıdır ve bugün de bunun kavgası verilmektedir.

Biz, başkalarının yarattığı olaylara bağlı olmamalıyız ve kendi geleceğimizi biz belirlemeliyiz.”

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: