Sürur Öztürk
"Hiç olmazsa safımız belli olsun" |
Tam bir akıl tutulması yaşayan ve koyun sürüleri gibi oradan
oraya savrulan bu kitle, Başbakan Erdoğan’ı itibarsızlaştırma stratejisi ile başlatılan
saldırının aslında Türkiye’ye yönelik küresel bir saldırı olduğundan habersiz
durumda. Bu kitle, kendilerine bunu haber verenleri de dinlemiyor; çünkü bunun
bir iç politika mücadelesi olduğuna inanıyor. Bu kitlenin, içinde bulunduğumuz
süreçte Başbakan Erdoğan’ı savunmanın, onun şahsını değil Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ni savunmakla eşdeğer olduğunu idrak edebilmesi mümkün değil. Yurt dışındaki profesyonel teşkilatlar tarafından
yönlendirilen bu kitlenin rüzgârına kapılanlar, Başbakan Erdoğan’ın
devrilmesinin, kendi politik zaferleri olacağını zannediyorlar.
Daha düne kadar
“Ne ABD ne AB, tam bağımsız Türkiye” diye slogan atanlar, bugün yabancı basın
kuruluşları vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın şahsında Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik baskı, tehdit ve hakaretleri alkışlıyorlar. İngiliz
The Economist dergisinin Başbakan Erdoğan’ı 3. Selim kılığında resmedip, “Demokrat
mı Sultan mı?” başlığıyla kapak yapmasından keyif alıyorlar. İngiltere’nin bunu
hangi siyasî ve ekonomik sebeplerle yaptığını araştırma ihtiyacı bile
duymuyorlar. Alman Bild gazetesinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakanına
“beton kafalı” diye hitab etmesi yüzlerini güldürüyor. Kendilerini “milliyetçi
/ ulusalcı” diye tanımlayanlar bile, bu alçak şebekenin hakaretlerinden
mutluluk duyacak kadar millî duygularını kaybetmiş haldeler. CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yabancı basın kuruluşlarının temsilcileriyle Türk
basınına kapalı bir toplantı düzenlemesinden de en küçük bir “millî rahatsızlık”
duymuyorlar. Daha düne kadar Başbakan Erdoğan’ı ve AK Parti Hükümetini “işbirlikçi”
olarak yaftalayanlar, bugün küresel sermayenin cellâtlarıyla tam bir işbirliği
hâlinde olmaktan en küçük bir utanç duymuyorlar… Zaten ‘küresel sermaye’nin nasıl
bir yapı olduğu konusunda da bilgileri yok.
George Soros |
Başbakan Erdoğan’ın devrilmesinin, CHP’nin ya da MHP’nin
değil ‘küresel sermaye’nin, George Soros gibi dev spekülatörlerin zaferi
olacağından habersizler. Çünkü onlar yıllarca ağızlarından düşürmeyerek karşı
çıktıklarını iddia ettikleri Soros’un, Erdoğan’la aynı safta olduğunu
zannedecek kadar ekonomik güç odaklarından habersiz durumdalar…
Birçok ülkede sıradan gerekçelerle ve aynı yöntemlerle halk
ayaklanmaları çıkarmış olan OTPOR, CANVAS gibi para karşılığı çalışan
profesyonel örgütlerden ve Occupy gibi teşkilatlardan haberleri bile yok.
Haberleri olanlar da hâlâ bu yapının “sosyal medya üzerinde örgütlenen ve daha
fazla özgürlük isteyen masum gençler”den ibaret olduğunu zannediyorlar.
Bu küresel savaşın perde arkasını ortaya koyduğunuzda bunları
“komplo teorisi” olarak niteleyip burun kıvırıyorlar.
Aydın, entelektüel havalarında yazarken, konuşurken, ne
kadar acınacak halde olduklarını fark edemeyecek ölçüde akıl tutulması yaşayan
bu “okumuş çocuklar”, nasıl bir basiret bağlanması içerisine düştüklerini
göremiyorlar. ‘Küresel sermaye’nin bu saldırısının başarıya ulaşması hâlinde en
büyük zararı yine kendilerinin göreceklerinden de habersizler. Uzaktan
bakıldığında ne kadar komik, ne kadar acınacak halde gözüktüklerini de
bilmiyorlar… Ağzınızla kuş tutsanız onlara yaranamazsınız.
“Hükümet yurt dışı desteğini de kaybetti. Yabancı finans
çevreleri ile yabancı basın kuruluşları da bizim yanımızda” diye düşünüp,
zafere çok yaklaştıklarına inanıyorlar.
“Yozgat Muhabir”
olarak, bu küresel savaş içerisinde olsa olsa bir karınca hükmündeyiz. Fakat Nemrud’un
ateşini söndürmek yolunda minicik ağzıyla damla damla da olsa su taşıyarak “hiç
olmazsa safımız belli olsun” diyen karınca misali, Başbakanımızın yanında
durmaya devam edeceğiz. Bu küresel saldırılar sona erdikten sonra, hükümetin
hatalı bulduğumuz söylemlerini ve icraatlarını eleştirmeye de devam edeceğiz;
ama Türkiye’nin genel menfaatleri bakımından şimdi bunun sırası olmadığını
düşünüyoruz.
Minicik bir karınca olarak, Türkiye’ye saldıran bu yerli ve
yabancı alçaklara, bu savaşı kaybedeceklerini ve perişan olacaklarını bir de biz
duyurmuş olalım…
Bu münasebetle o güzel sloganı bir kere de biz
tekrarlayalım:
“Dik dur, eğilme! Millet seninle…
(sururozturk@gmail.com)
1 yorum:
Helal olsun.Ancak bu kadar güzel analiz edilebilir.Zaman parti meselesi değil vatan kurtarma meselesidir.
Yorum Gönder