15 Mayıs 2013 Çarşamba

Sayın Başer’i bu fotoğrafla vuramazsınız!

Nezaket göstermek ne zaman suç oldu?
Sürur Öztürk

“Yozgat Haber” gazetesi yazarı, Eski Yozgat Belediye Başkanı Sayın Ali Açıkgöz, “Baydemirli resme savunma” başlıklı yazısında özetle, Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer’in, EMITT Fuarı’nda Yozgat standını ziyaret eden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’le birlikte çektirdiği fotoğrafı sosyal paylaşım ağlarında paylaşan belediye çalışanlarından savunma istediğini belirterek, Başkan Başer’in bu tavrına tepki gösteriyor.

Ben, bu fotoğrafı sanki ‘Başer’in suçüstünde çekilmiş fotoğrafı’ gibi algılayan ve başkalarının da öyle algılamaları amacıyla sosyal paylaşım sitelerinde yaygınlaştırmaya çalışan ülkücülerin, seçime yönelik bu siyasî faaliyetlerinin, hem yanlış hem de komik olduğunu düşünüyorum. Sayın Başer’in, bu fotoğrafa yüklenmeye çalışılan farklı anlamlarla kendi aleyhine yürütülen bir siyasî faaliyete katılan belediye çalışanlarından savunma istemesinde de hiçbir yanlışlık görmüyorum.

Asıl yanlışlık, Sayın Başkanın belediye çalışmalarını eleştirmek yerine, onu tutarsız milliyetçi söylemlerle yıpratma çabasıdır. Bu yakışıksız, tutarsız ve komik suçlamayla MHP’ye oy devşirilmez…

Öncelikle şunu kaydetmeliyim: Başkan Başer’in aleyhine kullanılan o fotoğrafı yerel basına taşıyan benim. 30 Ocak 2013 Çarşamba günü yayınladığım “Emitt Fuarı, Yozgat’la Diyarbakır’ı yan yana getirdi başlıklı haberde o fotoğrafa yer vermiştim.

Bu fotoğrafın, “Yazıklar olsun” ifadesi eklenerek ve bambaşka anlamlar yüklenerek sosyal paylaşım sitelerinde paylaşıldığını çok daha sonra öğrendim.

Bu fotoğrafı aleyhte bir siyasî malzeme hâline getirip adeta ‘suçüstü’ belgesiymiş gibi yaygınlaştırmaya çalışmak, tutarsız ve faydasız bir propaganda…

Başkan ne yapmış? Yozgat’ın yüzünü kızartacak bir suç mu işlemiş?

EMITT Fuarı’nda, diğer pek çok stantla birlikte Yozgat standını da ziyaret eden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i nezaketle karşılamış, Yozgatlıların geleneksel misafirperverliklerini temsilen, kendisine Yozgat’ın meşhur ‘Testi Kebabı’nın sembolü olarak küçük bir testi hediye etmiş, Baydemir’le de el sıkışarak, o esnada fotoğraf çekmekte olan görevliye poz vermiş. Kötülük, hata, kusur, bunun neresinde?

Ne yapmalıydı yani? Ülkücülerin bile artık kullanmaktan vazgeçtikleri ‘Ya sev, ya terk et’ sloganından ilham alıp, ‘Senin siyasî görüşün benim siyasî görüşümle örtüşmüyor, bu sebeple lütfen Yozgat standını terk et’ mi demeliydi? Asıl böyle bir nezaketsizlik sergileseydi Yozgatlıları mahcup etmiş olurdu. Asıl o zaman ‘Yazıklar olsun’ denmeyi hak etmiş olurdu.

Sayın Başkan, şehirlerin kültürlerinin her yönüyle temsil edildiği bir fuarda, nezakete nezaketle karşılık vererek, Yozgat’ı bu yönüyle de temsil etmiştir. Burada hata nerede? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de daha önce DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’le nezaketen ceketinin düğmesini ilikleyerek Meclis’te tokalaşmıştı. O da hain mi oldu?

Gelelim meselenin ikinci boyutuna:

MHP eğilimli bazı belediye çalışanları da sosyal paylaşım sitelerinde bu fotoğrafı paylaşarak, çalışmakta oldukları belediyenin başkanı aleyhinde – tam da seçimler yaklaşırken-  siyasî propaganda yapıyorlarsa, e herhalde Başkanın da “Bir dakika, hayırdır? Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?” diye sorma / yazılı savunma isteme hakkı yok mudur? Olmasın mı? Üstelik – Sayın Açıkgöz yazısında belirtmiyor ama- bu personel, fotoğrafı paylaşmakla da kalmamış, hakaretamiz ifadeler kullanmışlar. Acaba aynı şey MHP’li bir belediyede AK Partili personel tarafından yapılmış olsaydı, acaba o MHP’li başkan da Sayın Başer kadar sabırlı ve kibar olabilir, sadece hukukî yolları tercih etmekle yetinebilir miydi?..

Bildiğim kadarıyla Sayın Başer, belediyeyi MHP’den devraldıktan sonra bir personel kıyımı da yapmamış, mevcut personelle yola devam demişti. Fakat onlar ne yaptılar? 2008 yılında CHP Grup Başkanvekili görevinde olan Kemal Kılıçdaroğlu’na içeriden bilgi sızdırdılar. “Yozgat Muhabir” olarak biz bu hususu 23 Kasım 2008 tarihinde yayınladığımız “Belediyenin köstebekleri kime niye çalışıyor?” başlıklı haberle dikkate sunmuştuk. Tabii Başkan Başer, Kılıçdaroğlu’nun ‘yolsuzluk iddiaları’na aynı gün cevap vermiş, iddiaların asılsızlığını ortaya koymuştu.

Hatırlayınız;

2009 yılında MHP Belediye Başkan Adayı Sayın Mehmet Ali Çakır, 2008 yılında bir belediye otobüsünün mazotu bittiği için yolda kalması sebebiyle Esentepe mevkiinde otobüsten inen yolcuların bir süre yürümek zorunda kalmalarını siyasî bir malzeme hâline getirmişti. Çakır, buradan hareketle, ‘belediyenin mazot alacak parası kalmadığını’ iddia ederek, bunun da ‘kötü yönetim’in bir sonucu olduğunu ileri sürmüştü. “Yozgat Muhabir” ise o günlerde yayınladığı “Yolcuları yolda bırakan, belediyenin parasızlığı değil, MHP döneminde alınan şoförün ihmaliymiş” başlıklı haberde, aksaklığın belediyenin kasasında mazot parası bulunamayışından kaynaklanmadığını kaydetmişti.

Yine “Yozgat Muhabir”, 27 Mart 2009 tarihinde yayınladığı, “Yozgat Belediyesi çalışanlarının çoğunluğu MHP’li; MHP’liler ise ‘belediye iyi çalışmıyor’ iddiasında” başlıklı haberde, belediye hizmetlerindeki aksaklıkların bir başka boyutuna işaret etmişti.

Bu örnekleri şu sebeple verdim:

MHP’liler, 2014 yılının Mart ayında yapılması planlanan Mahallî İdareler Genel Seçimi’nde eğer gerçekten Yozgat Belediyesi’ne talip olacaklarsa, bu şekilde bel altı vuruşlardan vazgeçmelidirler.

Evet, Sayın Başer’in yönetimindeki belediyenin pek çok hatası, eksiği, başarısızlığı vardır. Bunlara “Yozgat Muhabir” olarak pek çok kere biz de yer verdik, dile getirdik. Fakat hiçbir zaman asılsız iddia ve suçlamalardan hareketle karalama yoluna gitmedik. ‘Eğriye eğri, doğruya doğru’ dedik. Başarılı hizmetleri takdir ettik, kendimizce yanlış olduğunu düşündüğümüz işleri ise eleştirdik.

Sadede gelelim:

Seçimlerin yaklaştığı bir dönemde, bir belediyenin karşı propagandaya karşı kendisini savunma hakkı vardır. Yok mudur? Olmasın mı?

Sayın Açıkgöz, yazısında, 19 Mart 2011’de Resmî Gazete’de yayınlandığını belirttiği “İşyerinde psikolojik tacizin önlenmesi” konulu genelgeyi, şu iktibasla hatırlatıyor:

“Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör iş yerlerinde, kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesi gerek iş sağlığı ve güvenliği, gerekse çalışma barışının getirilmesi açısından çok önemlidir.”

İyi de Sayın Açıkgöz, aynı şeyin personel tarafından belediye başkanına reva görülmesine ne diyeceksiniz?

Başkan Başer, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’le aynı fotoğraf karesinde gözüktü diye internette kendi personeli tarafından aşağılanmayı, hakarete uğramayı hak ediyor mu? Bu, Sayın Başerin kabahati mi, yoksa internette cehaletlerini sergileyen MHP'li belediye personelinin mi? Siz de Belediye Başkanlığı yaptınız? Aynı şeyi sizin personeliniz yapsaydı siz de rahatsız olmaz mıydınız?

Sayın Başer, belediye hizmetleri açısından eleştirilebilir; ama ona düpedüz haksızlık edilirse, o kendisini savunur, bu haksızlığa rıza göstermeyenler de onu savunur…

(sururozturk@gmail.com)

Hiç yorum yok: