8 Mayıs 2013 Çarşamba

66 milyon Liralık ödeneği unuttuk mu?

Sürur Öztürk

Yozgat'a 66 milyon TL ödenek
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın Yozgat ziyaretinin ardından yerel basında yer alan yorumları okuyunca, bu yazıların pek düşünülmeden yazıldığı kanaati edindim. Neden böyle düşündüğümü kısaca izah etmeye çalışacağım.

Saygıdeğer gazeteci arkadaşlarım, özetle ve mealen, “Yozgat halkını umutlandıracak bir müjde vermek yerine, diğerleri gibi bize nasihat edip gitti” şeklinde serzenişte bulunmayı tercih ettiler.

Malûm, her bakan, kendi görev ve sorumluluk alanına giren konularda açıklama yapar. Bizler, Yozgatlılar olarak Millî Eğitim Bakanı’ndan nasıl bir açıklama yapmasını bekliyorduk ki? Meselâ ne söyleseydi Yozgat halkı tarafından alkışlanmayı hak etmiş olurdu? “Bakanlık olarak karar aldık, Yozgat’ın LYS başarı sıralamasındaki yerini 62’den 12’ye çıkaracağız” diyecek hâli yoktu. Zira eğitimde başarı sıralamasının değişmesi, ‘ha’ deyince olacak bir gelişme değil, ancak uzun ve sistemli bir sürecin sonucunda gerçekleşebilecek bir durum. “Yozgat’a eğitim alanında yeni yatırımlar yapacağız” mı demeliydi? Lütfen hatırlayınız; bu, çok önceden fiilen söylenmişti zaten.

Şöyle ki;

Hükümet, 2013 yılı için Yozgat ilköğretim ve ortaöğretimine genel bütçeden 66 Milyon TL ödenek ayırmıştı. Yozgat Valisi Abdülkadir Yazıcı da, 31 Ocak’ta yayınladığımız açıklamasında, “Umduğumuz ve beklediğimizin çok fevkinde bir rakamla karşılaştık” demiş, bu ödeneğin Yozgat’a gelmesine vesile olan Yozgatlı bürokrat ve siyasîlere teşekkür etmişti. Ardından da, 2013 yılı içerisinde devam eden veya genel bütçe dışından finanse edilen işler haricinde, Yozgat eğitimine kazandırılacak olan eğitim kurumlarını sıralamıştı:

Sarıkaya İlçesine bir adet Anadolu Öğretmen Lisesi ve 300 öğrencilik bir pansiyon, 
Yerköy İlçesine bir adet Anadolu Lisesi, 200 öğrencilik bir pansiyon ve bir adet spor salonu, 
Boğazlıyan İlçesine bir adet Anadolu İmam Hatip Lisesi ve 200 öğrencilik bir pansiyon, 
Akdağmadeni İlçesine bir adet Anadolu Ticaret Meslek Lisesi, 200 öğrencilik bir pansiyon ve spor salonu, 
Çayıralan İlçesine bir adet İmam Hatip Lisesi ve 200 öğrencilik bir pansiyon, 
Şefaatli İlçesine 15 derslikli bir okul…

Bozok Üniversitesi’nin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yaptırılan Sağlık Yüksekokulu’nun yeni binasının hizmete açılışı münasebetiyle geçen Mart ayında Yozgat’a gelen TBMM Başkanı Cemil Çiçek de, “Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni”nde dile getirdiği ve 29 Mart’ta yayınladığımız değerlendirmesinde, Yozgat’ın ancak eğitimle kalkınabileceğini vurgulamıştı

Eğitim konusunda da özellikle Bozok Üniversitesi üzerinde durmuş, bu hususta da şu kriteri dile getirmişti:

“Burada üniversitelerimize çok önemli görevler düşüyor. Üniversiteler, sadece rakamları ortaya koyarak, rakamlar üzerinden bir değerlendirme yaparsa yanlış olur. Mühim olan sizin bu üniversitelerden yetiştirdiğinizin kaçını özel sektör beğeniyor ve alıyor? Ben ona bakarım.”

Cemil Çiçek, testi kebabını testiden çıkarmak için gerçekleştirilen ‘testi kırma’ ritüeli öncesinde, testiyi kırmadan önce dilek tutulduğunu ifade ederek, testiyi kıran TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’dan açılışı gerçekleştirilen Sağlık Yüksekokulu gibi ikinci bir okulun yaptırılmasını istemiş, Hisarcıklıoğlu da bir okul daha yaptıracaklarına dair söz vermişti…

Ocak ve Mart aylarından sonra, gelelim Nisan ayına.

Yozgat Valisi Abdülkadir Yazıcı, Yozgat İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği değerlendirme toplantısında yaptığı ve 4 Nisan’da yayınladığımız konuşmasında, “Ödeneğimiz var, öğretmenimiz var, okulumuz var ama hâlâ YGS’de 62. sıradayız” diyerek bir durum tespiti yapmıştı. Yani, ‘Yozgat eğitimi için devletten alacağımızı aldık, geriye kalan başarısızlık bizim başarısızlığımızdır’ anlamına gelen bir değerlendirme yapmıştı.

Ardından da, ‘Çalışmayan ve başarılı olamayan çekip gitsin’ anlamına gelen şu uyarıda bulunmuştu:

“Bu işin başında ben varım, sonra da Millî Eğitim Müdürümüz var. Eğitim-öğretimde hiçbir kusurun ve eksiğin ertelenmemesi gerekir. Eğitim noktasında azamî başarıyı hep birlikte sağlamamız gerekiyor. Ben bir yerde 25 sene otursam ve başarı adına bir şey yoksa, orada olmaktan utanırım. Aynı yerdeysem ar ederim. Çeker giderim. 25 senedir aynı yerdeysem, hâlâ başarısızlık oranımız aynıysa, 2013 yılında biz hâlâ 62. sırada kalıyorsak, bu bizler için hiçte gururlu bir madalya değil.”

Ve tarih 7 Mayıs. Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Yozgat’ta.

Nabi Avcı
Çapanoğlu Kent Parkı Sosyal Tesisleri’nde Yozgat’ın sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantıda Yozgat Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Türkekul söz aldı ve kendi torununun öğrenim gördüğü okulun lavabolarının olmayışından şikâyetçi oldu. Bakan Avcı da, “Torununuzun okuduğu okulda lavabo yoksa, e yani bunu da siz yapıverin. Ticaret Borsası olarak, hayırseverler olarak, Yozgatlı işadamları olarak, girişimciler olarak” dedi. Ardından da nezaket gösterip, bunu Türkekul’un şahsına yönelik bir tepki olarak dile getirmediğini belirtip, “Genel olarak eğitim sistemine bakışımızda, her şeyi devletten beklemek yerine, sivil toplum kuruluşları olarak bizler de bir şekilde işin bir ucundan tutmalıyız” dedi.

Şimdi, bütün bu genel tabloya bakarak, eğri oturup doğru konuşmamız gerekmez mi?

Yozgat’ın eğitimdeki durumu bu. Durumun analizi aslında çok önceden yapılmış. Devlet, 66 milyon Lira ödenek göndermiş. İlin Valisi, başarısızlığın yerel sebeplerden kaynaklandığını yüksek sesle dile getirmiş.

Peki biz neden Millî Eğitim Bakanına veryansın ediyoruz?

Neden biliyor musunuz? Biz, her işin kolayına kaçmayı çok sevdiğimiz için, başkasına çuvaldızı batırmadan önce iğneyi kendimize batırmaya cesaret edemediğimiz için, ‘sivil toplum’ kavramını hâlâ kavrayamadığımız için…

(sururozturk@gmail.com)

Hiç yorum yok: