20 Şubat 2013 Çarşamba

İşte Yozgat’ın meşhur “Hastane önünde incir ağacı” türküsüne konu olan hastane

"Hastane önünde incir ağacı" türküsünün sözleri, bu hastanede yazılmış

“Hastane önünde incir ağacı / Doktor bulamadı bana ilacı / Baştabip geliyor, zehirden acı / Garip kaldım, yüreğime dert oldu / Ellerin vatanı bana yurt oldu…”

Yozgat’ın “Hastane önünde incir ağacı” türküsü, böyle başlar. İstanbul Bahçelievler Kocasinan Merkez Mahallesi Muhtarı Necmettin Ünalmış, bu türküye konu olan ve İstanbul’da bulunan bir hastanenin bu günkü hâlini gösterdiğini iddia ettiği fotoğrafı, Yozgat Muhabir’e ulaştırdı.

Akdağmadeni’den İstanbul’a…

TRT repertuvarına 3 Yozgat türküsü kazandırmış olan Akdağmadenili folklor araştırmacısı Siyami Taştan’ın verdiği bilgiye göre, Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde yaşayan, henüz askerliğini yapmamış verem hastası bir delikanlı, bir kıza gönül verir. Kız da onun sevgisine karşılık verir. Oğlanın ailesi, kızı istemeye giderler. Kızın ailesi, oğlan verem hastası olduğu için kızlarını onunla evlendirmek istemezler. Verem, o yıllarda kolay kolay tedavi edilemeyen ölümcül bir hastalıktır. Oğlan, sevdiğine kavuşamayacağını anlamış olmanın derin üzüntüsü içerisinde, askerlik vazifesini yerine getirmek üzere İstanbul’a gider. Hastalığı, yaşadığı sarsıcı üzüntünün de etkisiyle, askerliği sırasında daha da ağırlaşır ve hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınır. Umutsuz bir sevda çeken delikanlı, hastalığına da şifa bulunamayacağını hissetmiştir. Hastane odasının penceresinden incir ağacına bakarak, bir kâğıt parçasına mısralar yazmaya başlar.

“Hastane önünde incir ağacı / Doktor bulamadı bana ilacı / Baştabip geliyor, zehirden acı / Garip kaldım, yüreğime dert oldu / Ellerin vatanı bana yurt oldu…”

Bu mısraları yazdığı kâğıdı katlar, kasketinin tereğine / siperine sıkıştırır. Bir süre sonra da vefat eder. Cenazesini almaya gelen dayısı, eşyalarını toplarken, kasketine saklanan o kâğıdı bulur, şiiri okur…

Şiir, zaman içinde türküye dönüşür, dilden dile söylenmeye başlanır. Kendisi de Akdağmadenili olan Türk Halk Müziği Sanatçısı merhum Nida Tüfekçi tarafından derlenen bu içli sevda türküsü, sevip de kavuşamayan âşıkların türküsü olarak hâlâ yaşlı gözlerle dinlenir.

Necmettin Ünalmış
İstanbul Bahçelievler Kocasinan Merkez Mahallesi Muhtarı Necmettin Ünalmış, bu türküye konu olan ve İstanbul’da bulunan bir hastanenin bu günkü hâlini gösterdiğini iddia ettiği fotoğrafı, Yozgat Muhabir’e ulaştırdı.

Söz konusu hastane hakkında daha sonra ayrıntılı bir çalışma yapacağını ve bu çalışmasını da bizlerle paylaşacağını belirten Ünalmış, hastane hakkında ilginç bir ayrıntı vermekle yetindi. Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine bağlı Azapbaşılı Köyü doğumlu olduğunu belirten Ünalmış’ın verdiği bilgiye göre; sevdalı gencin, şiirini yazarken hastane penceresinden umutsuz gözlerle seyrettiği incir ağacı daha sonra kesilerek, yerine su kuyusu yapılmış; fakat su kuyusunun yanından yine bir incir ağacı çıkmış…

Bir dönem Heybeliada Senatoryumu’nda görev yaptığını belirten Ünalmış, Yozgat Muhabir’e bilgi verirken, kendine has özellikleriyle ünlü fikir ve siyaset adamı, gazeteci Osman Yüksel Serdengeçti’nin, 20 Mayıs 1980’den itibaren 15 gün boyunca senatoryumda kendisinin misafiri olduğunu, bir ara çok sevdiği bu Yozgat türküsünü söylediğini de kaydetti.

(Necmettin Ünalmış, fotoğrafı önce Yozgat gazetesine iletmiş, gazetenin sahibi Osman Hakan Kiracı da, konunun araştırılması ve haberinin yazılması için fotoğrafı Yozgat Muhabir’e ulaştırmıştır.)

Kanal 7 türkünün filmini çekmişti

Kanal 7'de yayınlanan filmden bir sahne

“Hastane Önünde İncir Ağacı” türküsünün hikâyesi, Kanal 7 tarafından televizyon filmi olarak çekilmiş ve 2012 yılında yayınlanmıştı.

(Kaynak gösterilmeden iktibas edilemez.)

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: