18 Şubat 2013 Pazartesi

Armağan Köprüsü’nün çalınan kitabesi nerede?

Fotoğraf: Yılmaz Göksoy arşivi
Geçmişte “Armağan Oymağı”nın yerleştiği bölgede yer aldığı için “Armağan Köprüsü” olarak anılan ve Sultan Abdulhamid döneminde Divanlı Köyü Taş Ocağı’ndan getirilen kesme taşlarla 1894-1895 (?) yıllarında Ermeni ustalar tarafından inşa edilen tarihî köprünün kitabesi, 1985 yılından bu yana kayıp durumda.

Yılmaz Göksoy
Yozgat tarihine ve kültürüne olan ilgisi ve yazılarıyla tanınan “Yozgat” gazetesi yazarı, Emekli Öğretmen Yılmaz Göksoy, 1985 yılında tarihî köprünün ve kitabesinin fotoğrafını çektiğini ancak “Kısa bir süre sonra kitabesini okutmak üzere gittiklerinde kitabenin çalınmış olduğun gördüklerini” kaydediyor.

Göksoy, “Erdoğan Akdağ Kampüsümüzün Tarihçesi: Armağan Yurdu - Armağan Köprüsü” başlıklı yazısında, bu konuda şu bilgileri veriyor:

“Günümüzde Yozgat’tan Bozok Üniversitesi kampus alanına doğru yönelen yolumuzun adı Atatürk Yolu’dur. Bu yol, bir zamanlar kervan yolu olarak Hint, Basra, Bağdat’tan gelen ‘Baharat Yolu’ ve Akdenize inen ‘İpek Yolu’ ile Mardin’de birleştikten sonra batıya doğru Kayseri üzerinden Yozgat - Samsun'a, deniz yolu ile de Samsun Limanından İstanbul - Kırım ve Batum’a varırdı.

Kervan yolu, önemi nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu’nun en işlek ve bakımlı yolu hâline gelir. Bağdat Yolu olarak anılır. Ayrıca; İstanbul’dan Londra’ya kadar uzanan ticarette önemi olan bu yol (Hint Yolu) üzerinde stratejik bir konaklama tesisine ihtiyaç göstermesi nedeniyle 1 Ekim 1976’da İstanbul-Beyoğlu’nda ilk uluslar arası ünlü Royal Otel’in kurulmasına İngiltere Devleti ve Büyükelçiliği önayak olmuştu.

Bir bakıma içerisinden geçen Hindistan Yolu’nun işlekliği sayesinde şehrimizin kısa sürede parlayıp-geliştiğini, yolun önemini kaybetmesiyle de durgunluğa girdiğini söyleyebiliriz.

Geçmişte Üniversite kampus sahası ve çevresinde Armağan Oymağı yurt tuttuğundan, Oğuz geleneği gereği Çevreye ‘Armağan Yurdu’ denildiğinden kampus sahasından Atatürk Yolu’nun geçmesiyle kenarda kalan Tarihi Taş Köprü’ye ve yola “Armağan Köprüsü” ve “Armağan Yolu” denirdi.

Eski vergi ve tapu kayıtlarında “Armağan Mevkii”, “Armağan Çiftliği”, “Armağan Yolu”, “Armağan Deresi” ibareleri de kullanılmıştır. Restorasyonu devam eden gerek tarihî köprü ve gerekse iki menfez, Abdulhamit döneminde kesme taştan, taşları Divanlı Köyü Taş Ocağı’ndan getirilmek suretiyle Hicrî 1310, Miladî 1894 - 95 tarihinde Ermeni ustalara yaptırılmıştı.

Yolun güvenliği ve bakımı amacıyla 7-10 kilometrede bir kargir yol bakım evleri vardı ki, kampus alanının doğusunda bulunan tarihî Sarıtaşlı Çeşme’nin, Topcu Köyü ve Büyükincirli Bağları arasındakiler, 1948’e kadar ayakta kalabilmişti. Yola, Kayseri yönünde olduğu için “Kayseri Şosesi” de denilirdi.

Atatürk, 1924 yılında anılan yoldan geçtikten sonra esaslı köprü ve yol inşaatına girişilip Türkmenaraplı ve Osmanpaşa Köprüleri yapılır. Osmanpaşa Köprüsü’nü 50’li yıllarda sel aldı. Türkmenaraplı Köprüsü de 1990 sonrası Atatürk Yolu yapımı sırasında yıktırıldı.

Demiryolunun Yerköy’den Kayseri’ye yönlendirilmesi sonrası yol önemini kaybettiğinden onarım çalışmaları durdurulup kendi hâline terk edilmişti. 1948 yılında İl Encümeni’nin gayretleriyle tekrar onarıma başlandı. Yol yapımı sırasında bakım evlerinin enkazı yıkılıp yol ve çeşmeler için kullanıldı. 1957’de T.C. Karayolları’nın bakım ve denetimine geçti. 1985’de de Atatürk Yolu olarak adlandırıldı.

Atatürk Yolu yapım çalışmaları öncesi (1985) köprünün ve kitabesinin fotoğrafını çektirmiştik. Kısa bir süre sonra kitabesini okutmak üzere gittiğimizde kitabenin çalınmış olduğun gördük.

Ne yazık ki bu ve benzeri yaşadığımız olaylar bir gerçeği ortaya koyuyor; o da tarihî, kültürel, doğal zenginliklerimize karşı sürekli tahribat ve hırsızlık olayları yaşadığımızdır.

Bu arada, genç Cumhuriyetin İncisi Yozgat’ın Mimar Sinan’ı Sabit Usta’nın yaptığı Türkmenaraplı Köprüsü ve Sarıhacılı Köprüsü’nün yıkılmış olmasını yüreğimizi burkan bir acı olarak anmaktan kendimizi alamıyoruz.”

(Yozgat Muhabir)

Hiç yorum yok: