Fotoğraf: Yılmaz Göksoy arşivi |
Yılmaz Göksoy |
Göksoy, “Erdoğan Akdağ Kampüsümüzün Tarihçesi: Armağan
Yurdu - Armağan Köprüsü” başlıklı yazısında, bu konuda şu bilgileri veriyor:
“Günümüzde Yozgat’tan Bozok Üniversitesi kampus alanına
doğru yönelen yolumuzun adı Atatürk Yolu’dur. Bu yol, bir zamanlar kervan yolu
olarak Hint, Basra, Bağdat’tan gelen ‘Baharat Yolu’ ve Akdenize inen ‘İpek
Yolu’ ile Mardin’de birleştikten sonra batıya doğru Kayseri üzerinden Yozgat -
Samsun'a, deniz yolu ile de Samsun Limanından İstanbul - Kırım ve Batum’a
varırdı.
Kervan yolu, önemi nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu’nun en
işlek ve bakımlı yolu hâline gelir. Bağdat Yolu olarak anılır. Ayrıca;
İstanbul’dan Londra’ya kadar uzanan ticarette önemi olan bu yol (Hint Yolu)
üzerinde stratejik bir konaklama tesisine ihtiyaç göstermesi nedeniyle 1 Ekim
1976’da İstanbul-Beyoğlu’nda ilk uluslar arası ünlü Royal Otel’in kurulmasına
İngiltere Devleti ve Büyükelçiliği önayak olmuştu.
Bir bakıma içerisinden geçen Hindistan Yolu’nun işlekliği
sayesinde şehrimizin kısa sürede parlayıp-geliştiğini, yolun önemini
kaybetmesiyle de durgunluğa girdiğini söyleyebiliriz.
Geçmişte Üniversite kampus sahası ve çevresinde Armağan
Oymağı yurt tuttuğundan, Oğuz geleneği gereği Çevreye ‘Armağan Yurdu’
denildiğinden kampus sahasından Atatürk Yolu’nun geçmesiyle kenarda kalan
Tarihi Taş Köprü’ye ve yola “Armağan Köprüsü” ve “Armağan Yolu” denirdi.
Eski vergi ve tapu kayıtlarında “Armağan Mevkii”, “Armağan
Çiftliği”, “Armağan Yolu”, “Armağan Deresi” ibareleri de kullanılmıştır.
Restorasyonu devam eden gerek tarihî köprü ve gerekse iki menfez, Abdulhamit
döneminde kesme taştan, taşları Divanlı Köyü Taş Ocağı’ndan getirilmek
suretiyle Hicrî 1310, Miladî 1894 - 95 tarihinde Ermeni ustalara yaptırılmıştı.
Yolun güvenliği ve bakımı amacıyla 7-10 kilometrede bir
kargir yol bakım evleri vardı ki, kampus alanının doğusunda bulunan tarihî Sarıtaşlı
Çeşme’nin, Topcu Köyü ve Büyükincirli Bağları arasındakiler, 1948’e kadar
ayakta kalabilmişti. Yola, Kayseri yönünde olduğu için “Kayseri Şosesi” de
denilirdi.
Atatürk, 1924 yılında anılan yoldan geçtikten sonra
esaslı köprü ve yol inşaatına girişilip Türkmenaraplı ve Osmanpaşa Köprüleri
yapılır. Osmanpaşa Köprüsü’nü 50’li yıllarda sel aldı. Türkmenaraplı Köprüsü de
1990 sonrası Atatürk Yolu yapımı sırasında yıktırıldı.
Demiryolunun Yerköy’den Kayseri’ye yönlendirilmesi
sonrası yol önemini kaybettiğinden onarım çalışmaları durdurulup kendi hâline
terk edilmişti. 1948 yılında İl Encümeni’nin gayretleriyle tekrar onarıma
başlandı. Yol yapımı sırasında bakım evlerinin enkazı yıkılıp yol ve çeşmeler
için kullanıldı. 1957’de T.C. Karayolları’nın bakım ve denetimine geçti.
1985’de de Atatürk Yolu olarak adlandırıldı.
Atatürk Yolu yapım çalışmaları öncesi (1985) köprünün ve
kitabesinin fotoğrafını çektirmiştik. Kısa bir süre sonra kitabesini okutmak
üzere gittiğimizde kitabenin çalınmış olduğun gördük.
Ne yazık ki bu ve benzeri yaşadığımız olaylar bir gerçeği
ortaya koyuyor; o da tarihî, kültürel, doğal zenginliklerimize karşı sürekli
tahribat ve hırsızlık olayları yaşadığımızdır.
Bu arada, genç Cumhuriyetin İncisi Yozgat’ın Mimar
Sinan’ı Sabit Usta’nın yaptığı Türkmenaraplı Köprüsü ve Sarıhacılı Köprüsü’nün
yıkılmış olmasını yüreğimizi burkan bir acı olarak anmaktan kendimizi
alamıyoruz.”
(Yozgat Muhabir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder