13 Ağustos 2012 Pazartesi

Abbas Sayar mezarı başında anıldı

İnsanlar için iyilik dolu yüreğim
İçimde onların yeri ayrı yurdu ayrı
Bir başı sevdalı garibim
Kimsem yok dünyada insandan gayrı

Öbür ucunda dünyanın
Bir çocuğun ayağına diken batsa
Canım yanar
Elimde avucumda bir şey yok
Neyleyim
Kalbimi size verdim insanlar…

Abbas Sayar

Ulusal çapta pek çok ödülün sahibi, hikâye ve roman yazarı, şair, ressam, gazeteci Nail Abbas Sayar, vefatının 13. yıldönümünde memleketi Yozgat’ta Çatak Mezarlığı’ndaki kabrinin başında anıldı.

Yozgat Belediyesi tarafından düzenlenen anma merasiminde Abbas Sayar için dua edildi, Kur’ân-ı Kerîm okundu. Anma merasimine Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, Başkan Yardımcısı Tevfik Bozkurt, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Yıldız Ersin, Zabıta Müdürü Musa Baran, İl Dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu, Yozgat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Osman Hakan Kiracı, Yeni Ufuk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Muammer Karadeli, İleri Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Seyfi Çelikkaya ve Sayar’ın bazı yakınları katıldı.

Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, anma merasiminde yaptığı açıklamada “Abbas Sayar, yazdığı romanlarla ödüller kazanmış, ünü Türkiye sınırlarını aşmış ve evrensel kültüre katkı sağlamış değerli bir hemşehrimizdir. Merhum ‘Dünyanın öbür ucundaki bir çocuğun ayağına diken batsa canım yanar diyebilen bir sevgi insanıdır. Böyle bir yüreğe sahip olan şair ve yazarımızı ölümünün 13. yıldönümünde rahmetle anıyorum” dedi.

Yozgat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Osman Hakan Kiracı ise Abbas Sayar’ın geç fark edilmiş bir mütefekkir olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Abbas Sayar, Yozgat’ın bağrından yetişen sanatçı kişiliği zengin ,ender yetenekli şahsiyetlerden biriydi. Kendine özgü üslûbuyla farklı bir kalem, romanlarıyla usta bir yazar, şiirleriyle mükemmel bir şair, özlü-sözlü dizeleriyle derin bir mütefekkir, fırçasından yansıyan tablolarıyla felsefî bir ressam ve yüreği insan sevgisiyle dopdolu güzel bir insan ve vefakâr bir dosttu. Merhum meslektaşımız aynı zamanda samimi anlamda bir Yozgat aşığı idi. Ömrünün kırk yılını Yozgat’ta yaşadı. Fanatik bir Çamlık tutkunuydu. Hatta uzunca bir süre de Yozgat çamlığında yaşadı. Ömrünün son döneminde Ayvalık’a göç etmek zorunda kaldı ama hiçbir zaman Yozgat’tan kopamadı. “Ölürsem beni Çatak mezarlığına gömün” dedi ve vasiyeti üzerine o şimdi burada eminim ki huzur içerisinde bulunuyor. Üstadımızı ölümünün 13. yıldönümünde onu tüm sevenleri, meslektaşları, okurları ve hemşehrileri adına kabri başında bir kere daha saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun.”

Hiç yorum yok: